Güncelleme Tarihi:
Diskalkuli, sınavlarda karşılaşılan bir terim olması ve belirli zamanlarda uzmanlar tarafından gündeme getirilmesi dolayısıyla araştırılan terimler arasında yer aldı. Peki, Diskalkuli nedir ve ne anlama gelmektedir? İşte, o terim hakkında bilimsel bazı detaylar
Diskalkuli ilk olarak Çekoslovakyalı araştırmacı Kosc tarafından “bilişsel fonksiyonlarda genel bir güçlük olmaksızın, beynin matematiksel bilişin dâhil olduğu belirli bölümlerinde oluşan bozukluk nedeniyle matematikte yaşanılan güçlük” olarak tanımlanmıştır. Benzer bir şekilde Piazza ve diğerleri MÖG’ü matematiksel bilgi ve becerilerin edinim yetilerinde yetersizliklere sahip olunması olarak tanımlarken, von Aster ve Shalev gelişimsel diskalkuli aritmetiksel becerilerin normal edinimini etkileyen özgül bir öğrenme güçlüğü olduğunu, diskalkuliye dair genetik, nörobiyolojik ve epidemiyolojik delillerin, diğer özgül öğrenme güçlükleri gibi, diskalkulinin beyin temelli bir bozukluk olduğuna işaret ettiğini aktarmaktadırlar. Kauffman ve arkadaşları birincil matematik öğrenme güçlüklerini; davranışsal, bilişsel, nöro-psikolojik ve sinirsel düzeylerde bireysel eksikliklerin sonucu ortaya çıkan heterojen bir bozukluk olarak tanımlamışlardır.
Zekâ geriliği, duyu bozukluğu, duygusal bozukluk, kültürel yoksunluk ve yetersiz eğitim gibi durumların yokluğuna rağmen öğrencinin matematikte beklenmeyen düşük bir performans sergilemesi MÖG olarak tanımlanmaktadır . Hastalıkların Uluslararası Sınıflaması gelişimsel diskalkuliyi; zekâ geriliği, düşük sosyal çevre veya yetersiz eğitim ile açıklanamayan, genel zekâ ile matematik performansı arasındaki bir tutarsızlık olarak açıklamışlardır. Diskalkuli aritmetik becerilerini edinme yetisini etkileyen bir durumdur.
MÖG yaşayan öğrenciler basit sayı kavramlarını anlama güçlüğü yaşarlar, sayıları kavrama sezgisinden yoksundurlar ve sayısal durumları ve onlarla işlem yapmayı öğrenmede problemlidirler. Doğru cevap verseler veya doğru yöntem kullansalar dahi yaptıklarını mekanik ve güvensiz bir şekilde yapmış olabilirler.
Benzer bir tanımla Geary, MÖG’ü ‘sayı kavramlarını (örneğin 5>4), sayma ilkelerini (örneğin, kardinalite - son sözcük etiketi, “Dört” gibi, sayılan nesnelerin sayısı anlamına gelir) ya da aritmetiği (örneğin, “2+3=5”) öğrenme, anlama ve hatırlamada kalıcı bir zorluk olarak tanımlamaktadır. Bununla beraber MÖG yaşayan öğrencilerin basit (4+3) ve kompleks (16+8) toplama işlemlerini çözmek için kullandıkları stratejilerin yaşıtlarına göre yaklaşık iki yıl akranlarından geride oldukları aktarılmaktadır.