Güncelleme Tarihi:
Görgün, bu yıl Taksim'de 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmesinin Türkiye'nin demokratikleştiğini gösteren en önemli belge niteliği taşıdığını, bu güzel günü, aynı yerde 33 yıl önce hayatını kaybeden arkadaşlarının aileleriyle birlikte yaşamak istediklerini söyledi.
“DEMOKRATİKLEŞMEDE BÜYÜK BİR HAMLE”
1 Mayıs 1977'nin karanlıkta kalan, Türkiye'de demokrasinin rayından çıktığını gösteren “en büyük katliam” olduğunu kaydeden Görgün, “Aradan tam 33 yıl geçti. Bu kararla, artık Türkiye'de demokratikleşmede büyük bir hamle yapılmış oluyor. Türkiye'de artık demokratikleşmeye doğru atılan dev bir adım var. Bu mutlu güne, kaybettiğimiz emekçilerimizin aileleriyle tanık olmak istiyoruz. Onlar gelmezlerse bir yanımız buruk olacak. Bu yüzden bize ulaşmalarını istiyoruz” dedi.
Görgün, kanlı 1 Mayıs mağdurlarını aradıklarını, ancak sadece Bayram Çıtak'ın İzmir'de yaşayan oğlu Mete Çıtak ile Ankara'da yaşayan oğlu Mesut Çıtak'a ulaşabildiklerini ifade ederek, “Arayışlarımız sürüyor, ancak yapılacak daha fazla bir şey kalmadığını düşündüğümüzden, kaybettiğimiz diğer arkadaşlarımızın aileleri bize ulaşsınlar. Çünkü, 1 Mayısta kutlama kortejinin en önünde yürümek herkesten önce onların hakkı” diye konuştu.
Görgün, 1 Mayıs'ın anlamına yakışır kutlanması için her türlü önlemi aldıklarını, taşıdıkları sorumluluğun bilincinde olduklarını, provokatörlere meydan vermemek için de herkesin üzerine düşen görevi yapmasını beklediklerini kaydetti.
“BİRİ 12 DİĞERİ 5 YAŞINDAYDI”
Tarihe kanlı bir sayfa olarak geçen 1 Mayıs 1977'de hayatını kaybeden 36 kişiden sadece birisi olan Bayram Çıtak'ın, İzmir'de yaşayan oğlu Mete Çıtak (47) ve Ankara'da yaşayan oğlu Mesut Çıtak (38), AA muhabirine yaptıkları açıklamada, “1 Mayıs'ta Taksim'de, babamızı kaybettiğimiz yerde olacağız” dediler.
Mete Çıtak, öğretmen olan babasının meslektaşlarıyla birlikte evden ayrılıp 1 Mayıs kutlamasına gittiği günü dün gibi hatırladığını, Mesut Çıtak ise o yıllarda henüz 5 yaşında olduğu için net hatırlayamadığını; babasını fotoğraflarından ve anlatılanlardan tanıdığını söyledi.
Türkiye'de herkesin kardeşçe yaşaması, 1 Mayısların bayram havasında kutlanması gerektiğini belirten Mete Çıtak, “Bizim yaşadığımız acıyı başkaları yaşamasın. 1 Mayıslarda kavgalar, gerginlikler, acılar olmasın, kanlar dökülmesin. Neden bir çocuk babasının hayalini bile zor hatırlasın. 'Yaşayan bilir' derler ya işte öyle. Biz o acıyı yaşadık, başkaları yaşamasın istiyoruz” dedi.
Mesut Çıtak ise, 1 Mayısta ağabeyinin de kendisinin de Taksim'de olacağını ifade ederek, “Ben Ankara'dan, ağabeyim İzmir'den gelip Taksim'de buluşacağız. Babamızı kaybettiğimiz yerde onu bir kez daha anacağız. O anı yaşamak belki bizi üzecek, acımızı daha derinden hissedeceğiz ama oraya mutlaka gitmek istiyoruz” dedi.
Uzun yıllar sonra Taksim'de kutlamaya izin verilmesinin de önemli bir aşama olduğunu belirten Mesut Çıtak, ancak, öncelikle faillerin bulunması gerektiğini savundu.
TAKSİM MEYDANI'NDA HAYATINI KAYBEDENLER
Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs 1977'deki miting sırasında kimlerin başlattığı resmi olarak belirlenemeyen ve failleri bulunamayan kargaşada bir kısmı aldıkları kurşun yarası çoğunluğu da ezilerek ölen 36 kişinin isimleri şöyle:
“Nazan Ünaldı, Jale Yeşilnil, Meral Özkol, Tevfik Beysoy, Ercüment Günkut, Hüseyin Kırkın, Bayram İyi, Nazmi Arı, Hiket Özkürkçü, Ahmet Gözükara, M. Atilla Özbelen, Mehmet Ali Genç, Bayram Sürücü, Kenan Çatak, Özcan Gürkan, Hülya Emecan, Karabet Akyan, Rasim Elmas, Ali Yeşilgül, Mustafa Ertan, Diran Nergis, Kıymet Duman, Ömer Narman, Kahraman Alsancak, Ziya Baki, Aleko Konteus, Hacer İpek Sarman, Bayram Çıtak, Hasan Yıldırım, Niyazi Darı, Leyla Altıparmak, Hamdi Toka, Sibel Açıkalın, Mustafa Elmas, Yücel Elbistanlı ve Kadir Balcı.”