Dışişleri'ni alarma geçiren kripto

Güncelleme Tarihi:

Dışişlerini alarma geçiren kripto
Oluşturulma Tarihi: Haziran 09, 2008 12:59

Avrupa Parlamentosu'nda başlatılan bir çalışma Ankara'yı karıştırdı. Şimdi merakla hükümetin nasıl hareket edeceği bekleniyor...

Haberin Devamı

Metehan DEMİR YAZIYOR

Büroda, geçen Cumartesi, bu hafta Ankara’da neler olacak diye düşünüyordum. Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın Anayasa Mahkemesi’nin türban kararı sonrası ortaya çıkan krizde getirdiği teklifler, muhtemel zirveler ve siyasetin önemli aktörlerinin nasıl bir pozisyon alacağını düşünürken telefonum çaldı.
Telefonun öte yanındaki ses yıllardır Avrupa’da yaşayan ve Türkiye’nin AB ile sürecinde önemli rol oynayan önemli bir isimdi.

Kısa süren sohbetten sonra, ‘Metehan, Brüksel-Strasburg ekseninde can sıkıcı gelişmeler oluyor’ diye konuştu.
Ben de, ‘Biliyorum, AB ile müzakerelerde hem Rumlar, hem de Fransızların baskısı ile askıya alınan başlık sayısı 16’ya çıktı. Bir de Haziran sonunda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (AKPM) Türkiye’deki demokratik kurumların işleyişi görüşülecek’ yanıtını verdim.

Kısa süren sessizlikten sonra telefondaki ses, ‘İşte bu noktada dur. Çünkü, Ankara’ya konu diplomatlarımız tarafından, özel bir kripto ile iletildi’ dedi ve sözlerine devam etti:
‘AKPM, 26-27 Haziran’da o görüşmede Türkiye’yi ‘acil gündem’ maddesi olarak ele alacak. Bu oturumlar, genel olarak denetim süreci altındaki veya demokrasisinde ciddi eksiklikler saptanan geri ülkeler için yapılır. Anayasa Mahkemesi’nin türban kararı ve daha da önemlisi AKP’ye açılan kapatma davası sonrası AKPM’nin timing’i (zamanlaması) çok kritik. Zaten görüşmede, asıl AKP’ye açılan kapatma davası görüşülecek.
  
ACİL KODLU KRİPTO

Bu nedenle, hafta sonuna doğru AB temsilciliklerimizden, Ankara’da Dışişleri’ne acil kodu ile ‘durumun çok hassas bir sürece girdiğine işaret eden bir ‘kripto’ geçildi.
İşin gerçekten hiç şakası yok. Öyle sonuçlar çıkabilir ki, AB ile müzakereleri toptan iptal eden şok edici bir süreç başlayabilir. Hassas diyorum, çünkü, Avrupa Konseyi’nin denetim-izleme sürecinden 2004’te kurtulmuş ve bu sayede de Brüksel’deki o meşhur 17 Aralık zirvesinden çıkan kararlarla müzakerelere başlama hakkını kazanmıştık. Şimdi, bu oturum, bu nedenle tavada ısıtılan ama hiç bir şeyi hissetmeyen kurbağa misali bizi müzakere sürecinden dışlamayı amaçlıyor olabilir.

BELÇİKALI RAPORTÖR

Dahası da var. Bu oturumda, AKPM üyelerini etkilemede kilit rol oynayacak bir rapor da yazılacak. Yani bir raportör atanacak. Bunu da kim yazacak biliyormusun?…
Belçikalı Hıristiyan Demokrat Parlamenter Luc Van Der Brande. Yani, AKP’ye çok yakın bir isim.
Denetim mekanizmasında olmadığı için Türkiye’nin bugüne dek bir raportörü yoktu. Şimdi ise, sanki denetim geliyor sinyali gibi bir raportör olacak. Kısacası, haziran sonunda Türkiye, Avrupa’nın masalarında meze olacak. Herhalde, buna, en çok da ‘ne yapsam da Türkiye’den AB sürecinde kurtulsam’ diye kendini helak eden Fransızlar ve Rumlar buna sevinecek.’

Telefondaki bu konuşmalar üzerine Dışişleri’nden bu kriptonun geldiğini teyit ettim.
Peki, bu rapor ve raportör meselesi nereden çıktı? Hangi gelişmeler bu kararın alınmasında, Avrupa Konseyi’ni motive etti?

Çok değil. Bundan birkaç ay öncesinde Nisan’da, Hürriyet’in manşetinde olduğu gibi, AKPM’de, AKP’ye açılan kapatma davası sonrası ‘ısmarlama bildiri’ krizi yaşanmıştı.

AKPM Başkanı Luiz Maria De Puig, parti kapatmalara karşı çıkan bir bildirinin yayınlanması için Türk heyetinden talep geldiğini açıklamıştı. Heyet Başkanı AKP’li Mevlüt Çavuşoğlu ise "Başkan’la 2 kez görüştüm ama böyle bir talebim olmadı. Bildiri kararı ben Strasbourg’a gelmeden önce alınmış’ iddiasında bulunmuştu. Ama kafalar giderek karışmıştı.

Haberin Devamı

Çünkü, Başkan De Puig, NTV’ye yaptığı özel açıklamada, ‘Bilmenizi isterim ki, bu talep Türk heyetinden geldi. Hatta heyete göre, Türk Parlamentosu Başkanı bizi resmi olarak Ankara’ya davet edecek. Çünkü, sadece bir siyasi partiyle ilgili bir konu olsa kabul etmezdik. Başka durumlarda da siyasi partilere karşı kapatma davaları açılmış ama o durumlarda bizden böyle bir eylemde bulunmamız istenmedi’ demişti.

Zorlu ve karmaşık bir süreç. Kapatma davasında AKP, Avrupa’da ciddi bir lobi yapıyor olabilir mi?
‘Parti kapatılırsa raporlar yazılır ve AB ile zaten sancılı olan müzakere süreci de tamamen tarih olur. Türkiye tekrar izlenme (monitoring) sürecine geri döner’ mantığı ile AKPM silahını mı ateşleyecek.
Bunu, 26 Haziran’da, daha önce AKPM’ni bildiri yayınlamada etkilediği iddia edilen AKP’li milletvekillerinin bulunduğu TBMM’den gelen 8 AKP’li, 2 CHP’li ve 2 MHP’li milletvekilinden oluşan heyetin izleyeceği tavırdan göreceğiz.

Tabii, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nde açıklamalarını da hatırlamak gerekiyor. Dışişleri Bakanı şapkasına rağmen Babacan, Türkiye’de büyük tepki çeken açıklamalarında, ‘Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor’ demişti. Babacan, AKP’ye açılan kapatma davasına ilişkin beklentisinin sorulması üzerine de, AB yolculuğundaki Türkiye’de mahkemelerin “Kopenhag kriterlerine ve Venedik Komisyonu ilkelerine uygun karar vererek saygınlıklarını koruyacaklarına” inandığını söylemişti.
 Ankara’ya gelen kripto. Haziran sonundaki bu oturum..

Bu raporda neler yazılacak ve daha da önemlisi acaba Türkiye müzakereleri tamamen durduracak bir denetim sürecine tekrar mı girecek? Türkiye’de parti kapatma gerçekten Avrupa standartlarına göre bir sorun.
Ancak, bunu tüm batının diline düşecek, AB sürecimizi bile etkileyecek  şekillerde kendimizi malzeme ederek yapma girişimleri var mı? Varsa, ne derece doğru? Orası da ayrı bir soru…
Haziran sonuna fazla kalmadı.
Özetle, özellikle AKP’liler bu zorlu ikilemde konunun AKP’den çok Türkiye olduğu ortamda karşı nasıl bir savaş verecek?
Herşey AKPM’de o gün anlaşılacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!