Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2004 00:00
DışiÅŸleri Bakanlığı, "Genelkurmay YÖK yasası konusunda açıklama yapmamalıydı" diyen AB Komisyonu Türkiye temsilcisi Krestchmer'e tepki gösterdi. DışiÅŸleri Sözcüsü Tan, Kretschmer'e "yabancı ülke ve kuruluÅŸların temsilcilerinin bulundukları ülkede gözetmesi gereken bir davranış kodu olduÄŸunu" anımsattı.DışiÅŸleri Bakanlığı sözcüsü Namık Tan, "Genelkurmay açıklama yapmamalıydı" diyen AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jörg Krestchmer'e, "Yabancı ülke ve kuruluÅŸ temsilcilerinin bulundukları ülkede gözetilmesi gereken bir davranış kodu bulunmaktadır. Biz buna özen gösterilmesini bekleriz" dedi.DışiÅŸleri Sözcüsü Namık Tan, haftalık basın toplantısında, bir gazetecinin, Kretschmer'in Genelkurmay'ın YÖK açıklaması üzerine yaptığı yorumu anımsatması üzerine "Yabancı ülke ve kuruluÅŸ temsilcilerinin bulundukları ülkede gözetilmesi gereken bir davranış kodu bulunmaktadır. Biz buna özen gösterilmesini bekleriz" dedi. DYP: KRETSCHMER İÇİŞLERÄ°NE MÃœDAHALE ETTÄ°DYP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Hans Jorg Kretschmer'in Genelkurmay BaÅŸkanlığı'nın Yükseköğretim Kanunu Tasarısı'yla ilgili açıklaması konusundaki sözlerinin Türkiye'nin içiÅŸlerine müdahale anlamına geldiÄŸini belirterek, Kretschmer'in DışiÅŸleri Bakanlığı aracılığıyla derhal uyarılması gerektiÄŸini bildirdi. Kretschmer'in, YÖK Tasarısı konusunda dün yaptığı açıklamada, ''Ordudan, Irak ve Kıbrıs konusunda olduÄŸu gibi 'hükümet karar verir' ÅŸeklinde olumlu bir yanıt görmüyoruz, genel siyaset, ordunun görüş belirtmesi gereken konular deÄŸildir. Ordunun tavrı geriye doÄŸru bir adım'' dediÄŸini anımsatan Kandemir, yazılı açıklamasında ÅŸunları kaydetti: ''Halen AB üyesi olmayan, hatta üyelik müzakereleri için AB'nin henüz tarih dahi vermediÄŸi egemen bir ülkede diplomatik temsilci sıfatı ile görev yapan bir memurun, görevli olduÄŸu bu ülkenin içiÅŸlerine doÄŸrudan müdahale anlamına gelen ve uluslararası diploması kurallarına tamamen ters düşen bu denli cüretkar ve pervasız beyanlarının görmezlikten gelinmesi ya da geçmiÅŸte olduÄŸu gibi, ÅŸu veya bu ÅŸekilde geçiÅŸtirilmesini kabul etmek mümkün deÄŸildir. Türkiye gibi asırlara dayanan bir tarih ve diplomasi geçmiÅŸine sahip bir ülkede, devlet ciddiyeti ve ülke saygınlığının öneminin bilincindeki bir hükümetin, selefi Karen Fogg'un benzer beyan ve tutumunun yol açtığı sonuçları unutmuÅŸ görünen Kretschmer'i DışiÅŸleri Bakanlığı aracılığı ile derhal uyarması ve kendisine tanınacak makul bir süre içinde Brüksel'deki makamlarca geri alınmaması halinde 'persona non grata' (istenmeyen ÅŸahıs) ilan edileceÄŸini tebliÄŸ etmesi, bizlere yakışır bir tutum olurdu.'' ANAP: İMAM HATÄ°PLER DE YÖK DE SORUNANAP Genel BaÅŸkanı Nesrin Nas, ''Ä°mam hatipler nasıl önümüzde bir sorunsa YÖK de idari, mali özerkliÄŸin, bilimsel araÅŸtırmanın önünde bir engel olarak duruyor'' dedi.     Nas, Atılım Ãœniversitesi öğretim üyelerinin düzenlediÄŸi sohbet toplantısına katıldı. Burada konuÅŸan Nas, Türkiye'nin gündeminin kolay kolay normalleÅŸmediÄŸini ifade ederek, makro ekonomik göstergelerdeki düzelmelerin mutlaka devlet etme ve siyaset yapma anlayışında köklü bir deÄŸiÅŸiklikle desteklenmesi gerektiÄŸini söyledi.    YÖK Yasa Tasarısı'na da deÄŸinen Nas, hükümetin imam hatip meselesini çözmek yerine yarayı daha da kaşıyarak açtığını ileri sürdü. Ãœniversitelerin bilimsel ve mali özerkliklerini kısıtlayan yapının bir an önce deÄŸiÅŸtirilmesi gerektiÄŸini belirten Nas, ''Ä°mam hatipler nasıl önümüzde bir sorunsa YÖK de idari, mali özerkliÄŸin, bilimsel araÅŸtırmanın önünde bir engel olarak duruyor'' dedi.    Nesrin Nas, ''Tasarı yasalaşırsa CumhurbaÅŸkanı'nın tavrının ne olmasını bekliyorsunuz'' sorusu üzerine, yapılan deÄŸiÅŸikliklerin Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini de zorunlu kıldığını belirterek, ''CumhurbaÅŸkanı'nın ÅŸimdiye kadar ki tutumundan yola çıkarsak Meclis'e iade edebileceÄŸini düşünüyorum'' yanıtını verdi. DSP: GETÄ°RÄ°LMEK Ä°STENEN SÄ°STEM, LAÄ°K SÄ°STEMÄ° ZEDELEYECEK DSP EÄŸitim AR-GE Kurulu BaÅŸkanı Necdet Tekin, YÖK Yasa Tasarısı ile getirilmek istenen sistemde, cumhuriyetintemeli olan demokratik ve laik sistem ile eÄŸitim birliÄŸini zedeleyecek unsurlar bulunduÄŸunu söyledi.    Tekin, DSP Parti Okulu'nda kurul üyeleri ile düzenlediÄŸi basın toplantısında YÖK Tasarısı'na yönelik eleÅŸtirilerde bulundu.    Tekin, yapılmak istenen düzenleme ile ''Mesleki teknik eÄŸitim'' kılıfı kullanılarak imam hatip liselerinin üniversitelerin tüm bölümlerine girebilecekleri bir yapılanmanın anahtarının bilimsel deÄŸil siyasi bir makama teslim edileceÄŸini belirtti. Tekin, ''Bu teklifle getirilmek istenen ilk ve ortaöğretimin her kademesi için zorunlu din eÄŸitimi, aslında bütün ilk ve orta öğretimi imam hatipleÅŸtirme giriÅŸimidir'' dedi.GENELKURMAY'IN UYARISIGenelkurmay, 6 Mayıs'ta zehir zemberek bir açıklama yaparak üniversiteye giriÅŸte imam hatiplerin önünü açan YÖK yasa tasarısına karşı karşı çıktığını açıklamıştı. Genelkurmay BaÅŸkanlığı'nın sert açıklamasında, 'cumhuriyetin temel niteliklerine baÄŸlılığı şüphesiz olan kesim ve kurumların bu deÄŸiÅŸiklik tasarısını benimsemesinin beklenmemesi’ gerektiÄŸi kaydedildi. Genelkurmay, Nisan 2004'de aynı konu üzerinde yaptığı açıklamadan bu yana deÄŸiÅŸen birÅŸey olmadığını vurgulayarak, imam hatiplerin "sadece din hizmetinde görevlendirilecek eleman yetiÅŸtiren öğretim kurumları olarak tanımlandığını dikkat çekerek yapılmak istenen deÄŸiÅŸikliÄŸe karşı çıkılmıştı. Genelkurmay'ın açıklaması şöyleydi:"Türk Silahlı Kuvvetleri, Avrupa BirliÄŸi sürecinde ülkemizin önünü açıcı ve yapıcı katkı saÄŸlamak amacıyla, son Anayasa deÄŸiÅŸiklikleri içerisinde yer alan doÄŸrudan kurumumuzla ilgili konularda dahi karşı görüş belirtmek için haklı gerekçeleri olduÄŸu halde, görüş belirtmekten özenle kaçınmıştır.Nisan 2004’de gerçekleÅŸtirilen basın toplantısında, kamuoyuna yeterince yansıtılmayan, ancak Kurumumuzun vazgeçilmez kabul ettiÄŸi ve açıkça taraf olduÄŸu konular açıklanmıştı.Bu çerçevede, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan Yüksek Öğretim Kanunu DeÄŸiÅŸiklik Tasarısına iliÅŸkin geliÅŸmeler dikkatle izlenmektedir.1739 Sayılı Milli EÄŸitim Temel Kanununun 32. Maddesi; ‘İmam Hatip Liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur’an kursu öğreticiliÄŸi gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiÅŸtirmek üzere, Milli EÄŸitim Bakanlığı’nca açılan orta öğrenim sistemi içinde, hem mesleÄŸe hem yüksek öğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır’ hükmünü amirdir. Kanun maddesinin gerekçesinin yazılı olduÄŸu Meclis ve Senato komisyon raporlarında da belirtildiÄŸi gibi, burada kastedilen yüksek öğrenim kurumlarının, kendi alanlarındaki yüksek öğrenim kurumları olduÄŸu açıktır. Ayrıca, 430 Sayılı Tevhidi Tedrisat Kanununun 4. Maddesi; Milli EÄŸitim Bakanlığı’nca, dini bilgiler konusunda yüksek uzmanlar yetiÅŸtirmek üzere üniversitede bir ilahiyat fakültesi kurulmasını ve ayrıca, imamlık ve hatiplik gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli memurların yetiÅŸmesi için de ayrı okullar açılmasını öngörmektedir.KANUNA UYGUN DEĞİLGörüldüğü üzere, söz konusu kanunlar; imam hatip liselerini, sadece din hizmetinde görevlendirilecek eleman yetiÅŸtiren öğretim kurumları olarak tanımlamaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında, söz konusu deÄŸiÅŸiklik tasarısının bahse konu bu kanunların lafzına ve ruhuna uygun olduÄŸunu söylemek mümkün deÄŸildir.1739 Sayılı Milli EÄŸitim Temel Kanununun 32. Maddesi ve 430 Sayılı Tevhidi Tedrisat Kanununun 4. Maddesi ile tesis edilen sistemin dışına çıkacak uygulamaların, söz konusu maddelerin amaçladığı ‘öğrenim birliğ’ ve ‘laik eÄŸitim ilkelerini’ zedeleyeceÄŸi açıktır.Bu nedenle, Cumhuriyetin temel niteliklerine baÄŸlılığı şüphesiz olan kesim ve kurumların bu deÄŸiÅŸiklik tasarısını benimsemesi beklenemez. DeÄŸiÅŸiklik tasarısının getirdiÄŸi diÄŸer önemli husus ise Yüksek Öğretim Kanununun 6. Maddesindeki Yüksek Öğretim Kurulu’na ait bazı yetkilerin üniversitelere devrine imkan veren deÄŸiÅŸikliktir. Bu yetki devriyle amaçlanan hususlar üzerinde de hassasiyetle durulması gerekmektedir.ALTI AYDA NE DEĞİŞTÄ°?Hatırlanacağı gibi, 2003 Ekim ayı içerisinde, meslek liselerine iliÅŸkin bir kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuÅŸ, ancak kamuoyunda oluÅŸan tepkiler üzerine gündemden düşürülmüşken, yaklaşık altı ay sonra, ne deÄŸiÅŸmiÅŸtir ki aynı kapsamda bir kanun tasarısı, birçok kurum ve kesimin karşı çıkmasına raÄŸmen yeniden gündeme getirilmiÅŸtir. Bu tavrı görmezden gelmek mümkün deÄŸildir. Elbette yüksek öğretim sisteminin düzeltilmesi gereken pek çok yönü bulunmaktadır. Burada esas olan, ‘çaÄŸdaÅŸ uygarlık düzeyini hedefleyen bir toplum için öğretimin kalitesini artırmak, öğretim ve istihdam arasındaki dengeyi saÄŸlamaktır. Bu düzenlemeler bilimsel kavramlar içerisinde, Anayasa ve kanunlarla çizilen çerçevede eÄŸitim ve öğretim sistemini bir bütün olarak ele almak suretiyle yapılmalıdır.Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Cumhuriyetin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti nitelikleriyle ilgili düşünceleri ve tavrı dün ne ise bugün de aynıdır ve yarın da aynı olacaktır. Hiç kimsenin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu düşünce ve tavrı üzerinde şüphe ve yanılgı içinde olması düşünülemez.ÇOK CÄ°DDÄ° SORUN YARATIRTürkiye’nin son derece hassas meselelerinin olduÄŸu bir ortamda, gereksiz yere ilave ciddi sorunları beraberinde getireceÄŸi açık olan bu deÄŸiÅŸiklik tasarısına ilgili kurum ve kuruluÅŸların dikkatle ve saÄŸduyu içinde yaklaÅŸacaklarına ve Yüce Milletimizin bu konuya gerekli hassasiyeti göstereceÄŸine inanılmaktadır."Â
button