Güncelleme Tarihi:
TGRT Haber'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, Belçika'nın başkenti Brüksel'deki terör saldırılarına değinerek, terörün tüm dünyayı ve insanları tehdit ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Avrupa'da olduğu zaman çok gürültü çıkıyor. Haklı olarak herkes tepki gösteriyor. Fakat her gün dünyanın çeşitli yerlerinde en az dünkü olayda hayatını kaybedenlerin iki üç katı insan ölüyor ama ses çıkmıyor." diye konuştu.
Daha önce İstanbul'da iki kere olduğu gibi IŞİD terör örgütünün yine sivilleri hedef aldığını belirten Çavuşoğlu, saldırılardan üç Türk vatandaşının etkilendiğini bildirdi.
Çavuşoğlu, "Üç vatandaşımız da bu olaylardan etkilendi. İki tanesi yaralandı. Bir tanesi de bizim kendi ataşemiz, bir arka vagonda olmasına rağmen hiç yara almadan atlattı. Yaralılarımızın durumu iyi" ifadesini kullandı.
Terörün sadece Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyayla sınırlı olmadığına işaret eden Çavuşoğlu, terör örgütü ve teröristlerin bulundukları yerde yok edilmesi gerektiğini, "Orada olsun, bana ne!" tavrının kabul edilemez olduğunu kaydetti.
"Teröristlerin seyahat özgürlüğü olur mu?"
Çavuşoğlu, IŞİD'in içerisinde 100'den fazla ülkeden yabancı teröristlerin yer aldığını, bu kişilerin kendi ülkelerinde intihar saldırıları gerçekleştirdiğini hatırlatarak, "Biz başından beri Avrupa'yı, yabancı teröristlerin kaynağı olan ülkeleri uyardık. Bize verdikleri cevap, seyahat özgürlüğüydü. Teröristlerin seyahat özgürlüğü olur mu?" dedi.
Avrupa'da Schengen Anlaşması'nın kaldırılması yönündeki tartışmalara dikkati çeken Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terörün, Avrupa'nın kuruluş sebepleri ve temel değerlerini yok etmeye başladığını görüyoruz. Avrupa'ya bir saldırı olduğu zaman hemen Batı medeniyetine bir saldırı olarak değerlendiriliyor. Bu tür ayrımlara girdiğiniz zaman terörle mücadelede zafiyet başlıyor. 'Seni hedef alan terörist, beni hedef alan terörist' yaklaşımıyla teröre bakış açısı değişiyor. Terörle mücadelede çifte standart ortaya çıkıyor."
Belçika'nın terör örgütüne çadır kurma izni vermesi
Terör örgütleri arasında ayrım yapıldığında terörle mücadelede zafiyet ortaya çıktığını belirten Çavuşoğlu, "PKK'ın sadece Brüksel sokaklarında yaptığı gösteriler veya kurduğu çadırdan bahsetmiyorum. Bugün PKK terör örgütünün Avrupa ülkelerinde, Türklerin yoğun yaşadığı ülkelerde kara para aklama, para toplama dahil uyuşturucu, tefecilik yaptığı biliniyor. Almanya'da PKK'nın aktivitelerini, aldığı nefesi bile herkes biliyor. Belçika'da da öyle." diye konuştu.
Çavuşoğlu, PKK ve DHKP-C'nin faaliyetlerine karşı Avrupa'da tedbirler alınmaması halinde bu terör örgütlerinin Avrupa şehirlerini de terörize etmeye başlayacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Terörle mücadele yaparken sadece bize nezaket olsun diye, bize iyi görünmek için tedbir alınmaz. 'Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı, bakanları oradayken kaldıralım. Sonra tekrar koyalım.' olmaz. Bu demokrasiyse, ifade özgürlüğü ise niye hatır için kaldırıyorsun? Eğer tam tersiyse hiçbir zaman müsade etmemen lazım."
Çavuşoğlu, "Türkiye'nin terör örgütü DAEŞ'e destek verdiği yönünde bir algı oluşturulmak istendiği" yönündeki soruya da şöyle cevap verdi:
"Bunlar Türkiye karşıtı kampanyaların ürünüydü. (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan ve Türkiye'yi yıpratmak, Türkiye'nin imajına zarar vermek isteyen yapıların stratejisiydi. Paralel yapı ve PKK'nın omuz omuza yürüttüğü, içinde Türkiye'den rahatsız olan bazı ülkelerin lobi şirketlerinin de bulunduğu bir kampanyaydı. Belli bir ülkenin lobi şirketleri değil, Müslüman ülkelerin de lobi şirketleri vardı bunun içinde. DAEŞ üzerinden Türkiye'ye karalama politikaları yaptılar. İspatlanamayınca bu iddialar kesildi."
Rusya'nın Suriye'deki güçlerini azaltma kararı
Rusya'nın Suriye'deki güçlerini azaltma kararıyla ilgili olarak Çavuşoğlu, "Rusya bazı uçaklarını geri çekti ama iki üssünü korudu. Özellikle Lazkiye'ye yakın bölgelerde Türkmen dağı dahil tehdit olarak gördüğü yerlere de çok sayıda hava saldırısı gerçekleştirdi. Rusya'nın füzeleri Suriye'de duruyor. Rusya, Suriye'nin geleceği için sorumlu bir davranış içinde olursa DAEŞ'i hedef alır, muhalefeti almaz." şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye-Rusya ilişkilerinin son durumuyla ilgili olarak da şunları söyledi:
"Rusya'ya karşı suçluluk psikolojisine girmedik. Sevindiğimiz bir olay da değil. Bizim tutumuz belli. Rusya'nın tutumu belli. Biz her şeye rağmen Rusya'ya karşı hiçbir tedbir almadık. Siyasi, ekonomik ve insani bir tavır almadık. İlişkiler biraz daha normalleşti. (Rusya'nın tutumunu) Büyük bir devletin yaklaşımı olarak değerlendiremeyiz. Olgun bir tutum olarak da değerlendiremeyiz. Rusya eskiye göre daha sakin ama olumlu bir adım da atmış değil. Aldığı tedbirlerle de kendi halkını cezalandırmış oldu. Devletler arasında bu tür şeyler olabilir. Zamanında Rusya da uçaklar düşürdü. Rusya'nın şunu anlaması lazım: 'Başka ülkelerin egemenlik sahasına istediğim zaman girerim çıkarım kimse de karışamaz.' anlayışı yanlış bir anlayış."
İran-Türkiye ilişkileri
Bakan Çavuşoğlu, İran'ın, Suriye, Irak ve Yemen'de izlediği politikaların yanlış olduğunu, Türkiye'nin mezhep eksenli siyaseti tehlikeli gördüğünü belirterek, "Suriye ve Irak'ta İran'la tutumlarımız farklı oldu. Bunu da gizlemedik. Her platformda samimi olarak dile getirdik. Suriye'deki mevcut ortamdan da faydalanarak Suriye'nin birlik beraberliği için herkesin katkı sağlaması lazım ama en başta İran ve Rusya'nın. Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda İran ve Türkiye'nin farklı bir yaklaşımı yok."
İran'ın, Türkiye'nin terörle mücadelesindeki tavrıyla ilgili soru üzerine Çavuşoğlu, şunları ifade etti:
"Türkiye'de PKK, Suriye'de PYD-YPG, İran'da da PJAK. Bugün Türkiye'yi hedef alıyorsa yarın İran'ı hedef alacaktır. Bugün PKK'yı bize karşı kullanlar, çok kolay bir şekilde hem de seve seve İran'a karşı PJAK'ı kullanacaklardır. İran bunun farkında. Terörle mücadelede Türkiye ile her türlü işbirliği yapamaya hazır olduklarını söylediler. Bizim görmek istediğimiz samimiyet. Sadece sözde değil, uygulamalı da görmek isteriz. Bu konuda samimi olan her ülke ile işbirliği yapmak isteriz."