Güncelleme Tarihi:
DIŞİŞLERİ Bakanı Hakan Fidan, TRT’nin düzenlediği TRT World Forum 2024’te, “Savaş ve Düzen: Değişen Dünya’da Jeopolitik Değişimlere Yön Vermek” başlıklı oturumun açılışında konuştu. Konuşmasının ardından Halep’te yaşananlarla ilgili bir soruya yanıt veren Dışişleri Bakanı, “Halep’te yaşanan çatışmalara Türkiye müdahil değil. Tedbirler alınıyor. Yeni bir göç dalgasını tetikleyecek hiçbir aksiyona girişmeyiz” ifadelerini kullandı. Fidan konuşmasında ise özetle şu mesajları verdi:
2 SAVAŞIN ORTASINDAYIZ
Uluslararası sistem, aynı anda farklı kıtalarda dünyanın geri kalanını etkileyen iki konvansiyonel savaşla karşı karşıya. Türkiye, bu savaşların tam ortasında. Bu kırılgan coğrafyada Türkiye, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması için giderek artan bir rol oynamaktadır. Uluslararası barış ve güvenliğin korunması için oluşturulan BM Güvenlik Konseyi, misyonunu yerine getiremiyor. Bu da uluslararası sistemi giderek dengesizleştiririyor.
İSRAİL’E BASKI ARTMALI
Gazze’deki soykırım, uluslararası sistemin meşruiyet krizinin en belirgin işareti. Çok taraflı kurumların güvenilirliğine gölge düşürmektedir. İsrail, her geçen gün uluslararası hukuku ihlal etmekte, dünyayı tehlikeye atmaktadır. BM kuruluşları, yardım kurumları ve gazeteciler, İsrail saldırganlığının kurbanı oldu. Uluslararası topluma İsrail’in saldırılarını tamamen durdurması için baskıyı derhal arttırması çağrısında bulunuyoruz.
Fidan dün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Abdurrahman Al Sani ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile de telefonla görüştü.
RUSYA-UKRAYNA KRİZİ TIRMANIYOR
- Bakan Fidan, küresel güvenliğin sürdürülebilmesi için üstesinden gelinmesi gereken başka bir sorun daha bulunduğunu söyleyerek Rusya-Ukrayna Savaşı’na değindi. Savaş sırasında çok sayıda sivilin yaşamını yitirdiğini, önemli altyapı tesislerinin yok edildiğini belirten Fidan, savaştan savunma, gıda, enerji güvenliğinin de etkilendiğine işaret etti. Savaşın sadece taraflar için değil küresel ölçekte de zararlarının olduğunu vurgulayarak, ”Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki tırmanış, bizi tartışmamızın başlangıcına getiriyor; silahlanma yarışının nasıl büyüdüğü ve nükleer tehdidin ne kadar yakın olduğu” dedi.