Abdullah Gül, ABD Ulusal Basın Kulübü'nde yaptığı konuşmada, bir katılımcının, “soykırım tasarısını kabul eden başka ülkelerle Türkiye'nin ilişkilerinin sürdüğüne dikkati çekerek, ABD'de kabul edilmesinin bir önemi olmayacağı” yönündeki yorumlu sorusu üzerine, “Türkiye'nin ABD ilişkileri başka ülkelerle ilişkilerinden farklı. Büyük bir gündemimiz var. Diğer ülkelerle böyle bir gündemimiz yok” dedi.
Gül, yerel politik gerçekleri anladığını, ancak ülkelerin bu yerel politikalara alet olmaması gerektiğini belirterek, “Türk-Amerikan ilişkileri, bu meselenin esiri olmamalı. Bu, siyasi bir konu değil. Bu meseleyi, ilişkilerimize gerçek bir tehdit olarak görüyorum. Böyle bir tasarı kabul edilecekse, o zaman neden omuz omuza savaşıyoruz, neden birbirimizi destekliyoruz? Ben bunun olmayacağına inanıyorum. Olursa, gerçek bir şok olacak” diye konuştu.
Gül, “Türk-Amerikan ilişkilerinde zorlayıcı konulardan biri” olarak nitelediği ABD Kongresi'ndeki tasarıyla ilgili olarak, “Elbette 1915 olayları, yüzyıllardır barış içinde birarada yaşamış olan Türk ve Ermeniler'in tarihinde trajik bir sayfa. Gerçekten ne olduğunu tespit etmek için Türk hükümeti, meclisin de tam desteğiyle Ermeniler'e, tarihçilerden oluşan ortak bir komisyon kurmayı önerdi. Tarihçilere bütün arşivimizi açtık ve diğer taraflardan da aynı şeyi bekliyoruz. Ne yazık ki Ermenistan bizim bu girişimimize henüz olumlu bir yanıt vermedi. Bu öneri halen masada” dedi.
Türkiye'nin, daha fazla diyalog için elini uzattığını ve bunun bir gün Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesine doğru gitmesini beklediğini belirten Gül, “Bağlayıcı bir özelliği bulunmasa da, ABD Kongresi'nin iki kanadından birinde kabul edilecek bir tasarı, ikili ilişkilerimize ciddi şekilde zarar verecek ve tarihi bir konuya siyaset karıştırılmış olacak. Türk-Amerikan ilişkilerinin, olayların böyle talihsiz bir şekilde gelişmesini haketmediğine inanıyoruz” diye konuştu.
Türkiye ile ABD'nin gündemindeki önemli işbirliği konularını sayan Gül, enerji işbirliği, Irak ve Afganistan'a özellikle değindi. Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin bir soru üzerine Gül, “Bu çok acı bir olay. Dink bizim vatandaşımızdı. Ne yazık ki siyasi suikasta kurban gitti” dedi. Olay gerçekleştiğinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte olduğunu ve Başbakan'ın, hemen konunun araştırılması talimatını verdiğini, kısa süre içinde de katilin yakalandığını hatırlatan Gül, binlerce kişinin, Dink'in öldürülmesini protesto için sokaklara döküldüğünü vurguladı.
Ermenistan ile ilişkilerin “normal olmadığını” belirten Gül, Türkiye'nin, ilişkileri normalleştirmek istediğini, ancak karşı taraftan da olumlu bir tavır beklediğini söyledi. 70 binden fazla Ermeni'nin Türkiye'de çalıştığını, kültürel faaliyetlerin sürdüğünü belirten Gül, sorunların çözülmesi durumunda 2 ülke arasında tam bir ilişkinin kurulabileceğini kaydetti.
1. Dünya Savaşı'nın sonunda Türkiye'nin 3 milyon kişi yitirdiğini hatırlatan Gül, “Biz de bu kaybımızı öyle mi (soykırım) nitelendirelim?” diye sordu.
“KURTLAR VADİSİ”
“Kurtlar Vadisi” filminin Türkiye'de çok popüler olmasına ilişkin bir başka soru üzerine Gül, bu konudaki görüşünü Türkiye'de daha önce ifade ettiğini belirterek, “reyting” için bu tür filmler yapılmasını desteklemediğini ve
film şirketlerinin daha sorumlu davranmasını beklediğini kaydetti.
Gül, Türkiye'nin elbette bu filmi yasaklamasının sözkonusu olmadığını, Türkiye'de herşeyin tartışmaya açık olduğunu belirtirken, bir Ermeni katılımcının, “Ama Ermeni soykırımını konuşmuyorsunuz?” demesi üzerine Gül, ”Biz Türkiye'de herşeyi konuşuyoruz. Bu konuşmaları, tartışmaları durduracak değiliz. Hoşumuza gitsin ya da gitmesin. Ayrıca kitaplar da var. ABD'de de benzer filmler yapıldı. Hatta onlar çok daha kötüydü” dedi.
Türkiye'nin, bölgede İran ve Suriye'nin tutumuyla ilgili bir soru üzerine Gül, bu iki ülkenin Türkiye'nin komşusu olduğunu ve Irak'a komşu ülkeler toplantısında şu ana dek 9 kez biraraya gelindiğini hatırlattı. Gül, terörizme karşı savaş, Irak'ın toprak bütünlüğü gibi konuların ele alındığını belirterek, ”Irak'ın siyasi ve toprak bütünlüğü bizim için çok önemli. Irak'ın parçalanması, İran, Türkiye, Suriye ve başkaları için tehlikeli olur. Biz bunu görmek istemiyoruz. Aksi takdirde Ortadoğu'da kaos çıkar. Ortadoğu'nun zaten yeterince zorunu var. Tabii her iki ülke de Irak'ın istikrarına katkıda bulunmalı” diye konuştu.
Irak'ta mezhep savaşının yarattığı sıkıntılara, etnik çatışma boyutunun katılmamasının önemli olduğunu dile getiren Gül, “Anayasa, etnik farklılıkları vurguluyor. Bunun akıllıca bir tutum olmadığı ortaya çıktı. Onun yerine Iraklı ulusal birliği ve kimliği vurgulanmalı” dedi. Irak'ın anayasasında sıkıntılı birçok yön bulunduğuna işaret eden Gül, Kerkük'te sıkıntı çıkması durumunda bunun tüm ülkeyi sarsacağını söyledi. Kerkük'te hiçbir grubun çoğunluk yüzdesine sahip olmadığını ifade eden Gül, Irak anayasasına göre referandumdan önce yapılması gerekenlerin de listelendiğini ve bu unsurların henüz tamamlanmadığını anlattı.
Irak'ın, hiçbir biçimde terörizmle savaşta “kör nokta” olarak bırakılamayacağını belirten Gül, PKK dahil tüm terörist örgütlerle savaşılması gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin, Irak ve ABD'nin çabaları için yaşamsal önemde bir müttefik olduğunu vurgulayan Gül, Irak'ın işlenmiş petrol ihtiyacının yüzde 50'sinin, kuzey Irak'ın işlenmiş petrol ihtiyacının yüzde 90'ının ve kuzeyin elektriğinin Türkiye'den karşılandığını hatırlattı. Gül, her yıl 1 milyon kamyonun Türkiye'den Irak'a mal taşıdığına işaret ederken, ABD'nin lojistik desteğinin de Türkiye'den geçtiğini, İncirlik üssünün de ABD askerlerinin rotasyonu için kullanıldığını kaydetti.
ABD ile Türkiye'nin ortak gündemine işaret eden Gül, bunları da şöyle sıraladı:
“Irak'ta şiddetin durdurulması ve ülkenin birliği, Ortadoğu sorununun çözümü, İran'ın nükleer programı, Lübnan'da istikrarsızlığın giderilmesi, kitle imha silahlarının yayılmasının engellenmesi, terörizme karşı savaş, Afganistan'daki durumun normalleştirilmesi, Güney Kafkaslar'daki sorunların çözülmesi, Kosova'daki gelişmeler, İslamofobi'nin yükselmesine karşı çıkmak, Batı ile İslam arasında derinleşen sıkıntıların giderilmesi, enerji işbirliği.”
TÜRKİYE-AB
Türkiye'nin AB sürecine ilişkin soruları da yanıtlayan Gül, sürecin AB'li bakanlar tarafından yavaşlatılması kararının alındığını ve Türkiye'de ekonomik ve siyasal reform sürecinin süreceğini vurguladı.
Türkiye'nin kararlılığının tam olduğunu belirten Gül, bir katılımcının, Norveç halkı gibi Türk halkının da sonunda AB üyeliğini reddetmesi olasılığına ilişkin bir soru üzerine, “Önce müzakere sürecini tamamlamalıyız” yanıtını verdi.
Gül, büyük ülkelerin üyeliğinin zaman aldığını, İspanya ve İngiltere için 12 yıl sürdüğünü belirtirken, sürecin sonunda Türkiye'nin AB'ye katılmayı umduğunu, ABD'nin bu yöndeki desteğinden de memnun olduklarını kaydetti.
Bir katılımcının, Türkiye'de Kürt kültürünün serbest olmadığı yönündeki sözlerine karşılık, “O kültür bizim kültürümüzün bir parçası. Neden reddedelim ki? Bu, Türk kültürünün zenginliğidir” dedi.