Güncelleme Tarihi:
Üçüncü Göz Başkent koridorlarından bildiriyor |
Bir de gördüm ki, Dışişleri personeli bir şekilde kendisini de ilgilendiren bu anlaşmanın siyasiler tarafından polemik konusu yapılmasından oldukça rahatsız.
Özellikle MHP'nin Ankara milletvekili adayı Büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın Hürriyet yazarı Tufan Türenç'e yaptığı "Anlaşma benim önüme geldi. Kuzey Irak'a müdahale edilmeme şartı vardı" açıklaması rahatsızlığı daha da artırmış.
Bundan dolayı Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey bürokrasisi, kendisinin de muhatap olduğu bir konunun siyasiler tarafından kullanılmasına karşı bir açıklama yapılmasını ve doğrular ne ise onun kamuoyuna duyurulması gerektiği görüşünü dile getirmiş.. Sıkıntı Bakan Abdullah Gül'e iletilince, Gül bir açıklama yapılmasına onay vermiş.
Koridorda beni bir kenara çeken önemli bir isim kulağıma şunları fısıldadı:
"Anlaşma olduğu doğru. Ancak, 'Türkiye'nin K.Irak'a girmeyeceğine dair bir söz vermesi' doğru değil. Eğer anlaşma metninde, 'Türkiye bu krediyi aldıktan sonra K.Irak'a müdahalede bulunmaktan tamamen feragat eder ve bunu onaylar' ifadesi olsaydı, o zaman söylenenler doğru olurdu. Böyle bir madde yok. Sadece 'Eğer Türkiye, müdahalede bulunursa, ABD'nin bu anlaşmayı askıya alma hakkı' vardı. Dolayısıyla bu durum ABD'yi ilgilendiriyor ve onu bağlıyordu."
GÜL YALANLAMIŞTI
Kulağıma bunları fsıldayan yetkiliye ben de Bakan Gül'ün geçen pazar Kayseri'de anlaşmayla ilgili söylediği şu sözleri hatırlattım:
"Bunların aslı yoktur. ABD ile gizli bir anlaşma yapacağız, böyle şey olur mu? Onları işbirliğine zorlamak için elimizden geleni yapıyoruz. ABD ile anlaşma yaparsak bunların hepsi devletin kayıtlarında, zabıtlarında olur ve devletin ilgili makamları tarafından bilinir. Bu kadar açıktır. Bunların dışında söylenenlerin hepsi, milli menfaatlerimizi, çıkarlarımızı bile politikaya alet etmeye çalışan insanların yaptığı iftiralardır, yalanlardır. Çok üzücüdür."