Birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde Diriliş Gençlik Federasyonu Hatay il başkanlığı tarafından düzenlenen konferansa Diriliş Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Berivan Algın, AB Ve Devlet Eski Bakanı Egemen Bağış,Türk Ermeni Baş Patrik Vekili Aram Ateşyan, Diriliş Gençlik Federasyonu Hatay İl Başkanı Yılmaz Özfırat, Kumlu Kaymakamı Ercan Kayabaşı,Hatay İl Müftülüğü Vaizi Abdüsselam Porsnok, Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fadi Hurigil, Hatay Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Şaul Cenudioğlu,Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Danışmanı Mehmet Şafi Öztekin, Hatay Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Rezzuk Ayoğlu,Medeniyetler Korosu üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Bir arada yaşama kültürü ile tüm Dünya'ya örnek şehir olan Hatay'da yaşamaktan son derece mutlu olduklarını ve insana insan olduğu için değer verilmesi, inanç ve kültürlere saygılı olunduğu müddetçe de bu bir arada yaşama kültürünün her yerde huzurlu bir biçimde olabileceğini ifade eden Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fadi Hurigil'in konuşmasının ardından sırasıyla kürsüye gelen Hatay Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Şaul Cenudioğlu ve Hatay İl Müftülüğü Vaizi Abdüsselam Porsnok bir arada yaşamının önemi ile ilgili yaptıkları konuşmalar ile konuklardan büyük alkış aldılar.
Ermeni azınlıklarının 4 bin yıldan beri Türkiye topraklarda yaşadığını ifade eden Türk Ermeni Baş Patrik Vekili Aram Ateşyan,tüm dünyaya örnek olmuş medeniyetler şehri Hatay'da olmaktan son derece mutlu olduğunu ve bir arada yaşamak adına her daim çaba harcadıklarının altını çizerek Ermenilerin 4 bin yıl önce olduğu gibi bugünde ülkenin sadık evlatları olduğunu ve son dönemde AK Parti Hükümeti tarafından yapılan çalışmalar neticesinde çok daha iyi durumda olduklarını vurgulayarak AK Parti Hükümetine teşekkür etti.
İki gün önce annesini kaybettiğini ve üzüntüsünü yüreğine gömerek bu önemli programa geldiğini ifade eden Diriliş Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Berivan Algın,Konferanstan sonra 317 yetim çocuğu ziyaret ederek onlarla sohbet edeceğini ve hediyeler takdim edeceklerini belirterek başladığı konuşmasında, birlikte yaşamanın önemine değinerek bir arada yaşama kültürünü en iyi şekilde tüm dünyaya gösteren Antakya Medeniyetler Korosu Başkanı ve aynı zamanda "Birlikte Yaşamak" konulu konferansın gerçekleşmesinde özverili çalışma gösteren Diriliş Gençlik Federasyonu Hatay İl Başkanı Yılmaz Özfırat'a, desteklerini esirgemeyen Altınözü Kaymakamı Bülent Uygun ve Kumlu Kaymakamı Ercan Kayabaşı'ya teşekkür etti.
AB Ve Devlet eski Bakanı Egemen Bağış yaptığı konuşmasında, "Ülkemizin birlik ve beraberliğine katkı verecek mesajların peş peşe verildiği böylesine anlamlı bir toplantıda olmaktan ve sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sizlere selamlarını getirmekten son derece mutlu olduğumu belirtmek isterim.Öncelikle acısı çok taze olan ve sorumluğunu bırakmama hassasiyetini göstererek bugün bizlerle olan ve bu toplantının gerçekleşmesini sağlayan Diriliş Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Berivan Algın'a teşekkür ediyorum. Bugün burada önemli mesajlar verildi aslında bu programın Hatay'da gerçekleşmesini sağlayan Yılmaz Özfırat kardeşim bunu yıllardır yapıyor.Benimde çok sevdiğim ve her zaman desteklemekten onur duyduğum Antakya Medeniyetler korosunun başkanı Yılmaz Özfırat ve değerli ekibini de dünya barışı için verdikleri mesajlardan dolayı kutluyorum. Farklı dinlerden insanların bir araya gelerek oluşturdukları medeniyetler korosunun Türkiye'nin en büyük zenginliklerinden biri olduğunu her platformda söylüyorum.
Her ne kadar dışarıda biz böyle bilinmesekte birlikte yaşamak bizim genlerimizde olan bir durumdur.Benden önce söz alan dostlarımızın her birinin farklı inancı var ama hepimizin ortak noktası bir arada yaşama kültürünü yaşatmak ve yıllarca da bu konuda fikrimiz değişmeden günümüze gelmişiz.Bizlerin ülkemizde bir arada yaşamak ve üretmekten başka şansımız yok çünkü ayrılığa düşersek hepimiz kaybederiz.Bu ülkenin birlik ve beraberliğini korumak hepimizin ortak çıkarıdır. Bu birlikteliği hiç kimse bozamamalı. Zira bizi birbirimize bağlayan ortak paydalar, bizi ayıran farklılıklardan çok daha fazladır, çok daha güçlüdür.Tarih ve talih bizlere ortak bir yön belirlemiş, bizleri bu coğrafyada bir sevgi ve barış medeniyetinin mensupları haline getirmiştir. Farklı inanç gruplarımız yüzyıllardır bu toprakların ayrılmaz birer parçaları olarak gerçekten de ülkemizin birliğine, ülkemizin dirliğine çok büyük katkılar sağlamıştır.Ortak paydalarımızın bütünleştiği, cami, kilise ve havralarının insanlığa birlikte huzur verdiği ülkemiz bizim benliğimizle doldurduğumuz ortak kültür ve inanç havuzumuzdur, kardeşliğimizin aynasıdır. Ne güzel ifade ediyor ortak değerlerimizin ete kemiğe bürünmüş hali olan Âşık Yunus; “Bir bahçeye giremezsen durup seyran eyleme, Bir gönlü yapamazsan yıkıp viran eyleme.” İşte biz de ecdadımız gibi Yunus’un bahsettiği gönül bahçelerini burada, İstanbul’da, Anadolu’da kurmaya devam etmeliyiz.Reformlarla Türkiye’de ileri demokrasinin kökleşmesini birinci önceliğimiz olarak saymalıyız. Gerçekleştirdiğimiz bu reformlar ancak empati yeteneğine sahip insanların ortaya koyabilecekleri gelişmelerdir.
Peygamber Efendimizin; “Arap’ın Aceme, Acemin Arap’a üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur” hadisini vicdanında duyan bir yönetim daima insanlar arası eşitliği benimser.Biz milletçe Madımak ve Gazi olaylarına üzüldüğümüz kadar 2003’teki Sinagog saldırılarını yüreklerimizde hissederiz. Üniversite kapılarından uzaklaştırılan kızlarımızın sıkıntılılarını hissettiğimiz kadar, farklı inanç gruplarımızın sıkıntılarını da hisseder ve bunları çözmenin mücadelesini veririz.Biz “insanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarını benimsedik ve bunu devlet yönetiminin bütün alanlarında uygulamaya çalışırız. İşte bu yüzden de yeni Türkiye’nin çok kültürlü yapısını kapsayacak altyapıları hazırlamak adına 16 senedir eşi benzeri görülmemiş bir reform hareketini devam ettiriyoruz.3 Kasım 2002 Türkiye gibi, Türkiye’deki bütün kesimler gibi, farklı inanç grupları açısından da bir milat olmuştur. Bu noktada bütün tabuları yıkan, bütün ezberleri bozan, geçmişin hatalarını tamamıyla telafi eden bir anlayışla önemli adımlara imza atıldı.Elbette geçmişte bu ülkede çok büyük acılar yaşanmış, her kesimden insanımız gibi farklı inanç gruplarına mensup vatandaşlarımız da baskılara, zulümlere maruz kalmıştı ama hamdolsun bugün hepsi geride kaldı.Bugün düne ait bütün meseleler hal yoluna koyuldu, kardeşliğimiz, dayanışmamız daha da pekişti. Nitekim artık devlet büyüklerimiz farklı inanç gruplarımızla sadece sorunları konuşmak için değil, ülkemize ilişkin ortak heyecanımızı paylaşmak ve geleceğe yönelik hedeflerimizi değerlendirmek üzere bir araya geliyor. Artık sadece sorunları değil, çözüm önerilerini tartışıyor, uyguluyoruz. Sadece geçmişe takılıp kalmıyor, aydınlık geleceği birlikte inşa etmenin önemini konuşuyoruz.
Hükümetimizin bu sevgi birlikteliği demokrasi ve özgürlük üzerinde yükseltmekten başka bir gayreti yok. 16 yıldır gösterilen kararlılık artık farklı inanç gruplarımız tarafından da takdir görüyor ve Türkiye’nin ileri demokrasi kararlılığı daha güçlü bir şekilde yankılanıyor.27 Ağustos 2011’te farklı inanç grupları vakıflarının geçmişte el konulan mülklerinin iade edilebilmesinin yolu açılması çok önemli bir adımdı. Avrupa’da bazı ülkelerin kendi vatandaşlarını vagonlara doldurup sınır dışı ettiği bir dönemde, Avrupa’nın ekonomik krizle kasıp kavrulduğu bir dönemde biz neredeyse 2-3 milyar Avro’luk bir mülkü Azınlık Vakıflarımıza iade ettik. Maddi değeri bir tarafa, bu adımın manevi değerini kelimeler anlatamaz. 2013 Mart ayında alınan bir kararla Camilerin yanı sıra Sinagogların ve Kiliselerin elektrik tüketim masraflarının da devlet tarafından karşılanmasına karar verildi. İzmir Musevi Cemaatine, “İzmir Musevi Cemaati Vakfı” adıyla, Surp Haç Tıbrevank Lisesine, “Surp Haç Tıbrevank Lisesi Vakfı” adıyla, Beyoğlu Merkez Rum Kız Mektebine, “Beyoğlu Merkez Rum Kız Mektebi Vakfı” adıyla vakıf statüsü tanındı. İlaveten, Büyükada Rum Yetimhanesi, AİHM kararına uygun olarak Fener Rum Patrikhanesine devredildi.Türkiye’nin onca hoşgörü ve karşılıklı anlayış ortamı sağlayabilecek ortak alanı varken husumet körükleyenlerin bu ülkede atacak adımı kalmadı.
On yıllar sonra ibadete açılan Sümela Manastırı’nın, Van’ın Akdamar Adası’ndaki Surp Haç Ermeni Kilisesi’nin, Diyarbakır İli Sur İlçesinde bulunan Surp Giragos Ermeni Ortodoks Kilisesi’nin ve Gökçeada Rum cemaati tarafından yapılan başvuru açılmasına izin verilen Rum azınlık okulunun, aslında bizi ayıran değil birleştiren birer unsur olduklarını unutmamalıyız. Benzer şekilde; Hatay İskenderun Süryani Katolik Kilisesinin onarımı tamamlanarak İstanbul Süryani Katolik Vakfına, Hatay İskenderun Rum Katolik Kilisesi de Antakya Rum Katolik Kilisesi Vakfına tahsis edilmiştir.Bu ülkenin hiçbir vatandaşı, Anayasa ve yasalar karşısında diğer bir vatandaşa üstün değildir. 80 milyon vatandaşımızın her biri vatana ihanet etmedikçe bu ülkenin asli unsurudur, birinci sınıf vatandaşıdır.Bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı olan her bir insan, her türlü farklılığıyla birlikte devletimizin gözünde ve gönlünde her zaman ayrıcalıklı bir yere sahiptir.
Hiç kimsenin ötekileştirilmesini kabul edemeyiz. Bu topraklarda yaşayan tek bir vatandaşımızın tırnağına zarar gelmesine müsaade edemeyiz.
Gezi ayaklanması, 17-25 Aralık yargı darbesi, Kobani ihaneti, Rus uçağı rezaleti, 15 Temmuz iç savaş çıkartma kalkışması, Rusya Büyükelçisinin katledilmesi gibi aşağılık aklın ve yerli hain taşeronlarının tüm denemelerine rağmen devletimiz dimdik ayakta ise bunun sırrı kardeşlik hukuğumuz ve milletimizin asaletidir. Türkiye’nin birlik ve beraberliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine zarar vermek isteyenlere asla fırsat vermeyiz, bu çabaları da asla karşılıksız, cezasız bırakmayız. Dede Efendi’nin tınıları nasıl gönlümüzü ferahlatıyorsa aynı şekilde Tatyos Efendi’nin besteleri de bu topakların zenginliğini bize anlatıyor. Sevinçlerimiz gibi, duygularımız gibi bizim acılarımız da, kederlerimiz de ortak. Sivas’ta, Kahramanmaraş’ta, Çorum’da, Başbağlar’da bu millete nasıl acı çektirildiyse, 6-7 Eylül olaylarında da milletimiz aynı ortak acıyı sahiplenmiştir, paylaşmıştır.Artık dünün kelimeleriyle konuşmuyor, hiçbir tabuyu kabul etmiyor ve bütün meseleleri cesaretle, açıklıkla tartışabildiğimiz bir Türkiye gerçeğiyle yaşıyoruz. İnşallah daha fazlasını başaracağız… İnşallah hep birlikte Türkiye için, milletimiz için arzu ettiğimiz hedeflere yürümeye devam edeceğiz.Avrupa Birliği standartlarının da üzerine çıkma perspektifimizi her daim canlı tutarak, reformlar konusundaki kararlılığımızdan taviz vermeyerek ülkemizin demokratik standartlarını ileriye taşımaya devam edeceğiz.Kendi ülkesinde yaşayan Roman vatandaşlarını vagonlara doldurup sınır dışı eden bir Avrupa bizim için örnek değildir. Ekonomik krizden kurtulmak için faşizme sarılan bir Avrupa Türkiye için asla bir örnek değildir. “Senin teröristin iyi, benim teröristim kötü” anlayışıyla Avrupa gençliğini göz göre göre uyuşturucu ve terör zehrine bulaştıran bir Avrupa bizim için örnek değildir. Aksine Avrupa’daki bu trajik tablonun düzeltilmesi için en güzel örneklerden biri Türkiye’dir. Bu duygularla hepinize 2017’den çok daha keyifli geçecek bir 2018 diliyorum. Unutmayalım, biz hep birlikte Türkiye'yiz…"dedi.
Konuşmaların sonrasında programın sunuculuğunu da yapan Diriliş Gençlik Federasyonu Hatay İl Başkanı Yılmaz Özfırat'ın daveti üzerine sahneye gelen AB Ve Devlet Eski Bakanı Egemen Bağış ve Türk Ermeni Baş Patrik Vekili Aram Ateşyan'a Antakya'yı ifade eden yakma resim tablosu hediye edilirken Diriliş Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Berivan Algın'a, Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Danışmanı Mehmet Şafi Öztekin'e ve Hatay Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Rezzuk Ayoğlu'na teşekkür plaketi verildi.
Diriliş Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Berivan Algın'ın anosu ile sahneye çağırılan Diriliş Gençlik Federasyonu Hatay İl Başkanı Yılmaz Özfırat'a Başkan Algın, AB Ve Devlet Eski Bakanı Egemen Bağış ve Türk Ermeni Baş Patrik Vekili Aram Ateşyan birlikte plaket takdim ettiler. "Birlikte Yaşamak" konulu konferans toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.