Dinlerin buluşması

Güncelleme Tarihi:

Dinlerin buluşması
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ramazan ayında dini temsilciler biraraya gelerek kardeşlik mesajı verdiler

RAMAZAN ayı 3 büyük dinin temsilcilerini iftar yemeklerinde buluşturdu. Hoşgörünün ön plana çıktığı iftarlarda, Hıristiyanlar ve Museviler, ezan okunurken, Müslümanlarla birlikte el açıp, dua ettiler. Tüm din adamları, buluşmaların çoşkuyla geçtiğini ve insanların kardeşliğinin vurgulandığını belirttler. ‘Bu tür buluşmalar daha sık ve daha geniş katılımla tekrarlanmalı’ görüşünde birleştiler.

İstanbul'da Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı ile TÜGİAD'ın (Türkiye Genç İşadamları Derneği) daha sonra da Beşiktaş Belediyesi'nin verdiği iftar yemeğinde çok sayıda ruhani lider biraraya gelerek, barış ve dostluk adına birbirinden güzel mesajlar verdiler.

Türk ve Müslüman aleminin Ramazanı'nı kutlayan ruhani liderler, dinlerin kutsal günlerinde yapılan ziyaretlerin, insanları birbirine daha çok yakınlaştıracağını vurguladılar.

Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı'nın düzenlediği iftar yemeğine TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut da katıldı. Diyanet İşleri Bakanı Mehmet Nuri Yılmaz ile Fener Rum Patriği Bartholomeos'un da aralarında bulunduğu çok sayıda ruhani lider, ezan okunmasının ardından İstanbul Müftüsü Tayyar Taş'ın yaptırdığı yemek duasında, tanrıya el açtı. Dedeman Oteli'ndeki iftar yemeğinde davetliler, Mevlevi müziği eşliğinde yemek yediler.

ASIRLARCA BERABER YAŞADIK

Ruhani liderlerden sonra konuşan TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut herkesin dünyada barışın, sevginin hakim olmasını, hakça, adaletli bir düzenin hakim olmasını istediğini, bugün dünyanın ve demokrasilerin koyduğu hedefin de bu olduğunu söyledi.

SEVGİYİ YAKALAYALIM

Akbulut, bu hedeflerin Türk gelenekleri ve İslam dininde de yer aldığını hatırlattı ve, ‘‘Caminin kurulduğu yerde kilise de var. Müslüman, Musevi, Hıristiyan, asırlarca beraber yaşadık. Birbirimizden şikayetçi olmadık. Hepimiz, Allah'ın emirlerini yerine getirebildiğimiz takdirde insanlar arasında kavga, nifak olmayacak, sevgi ve hoşgörü hakim olacak’’ dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, deprem nedeniyle davetlere katılmama kararı aldığını, ancak bu iftarın anlamının başka olduğunu söyledi, ‘‘Bu, ruhani liderlerin iftar sofrasını şereflendirdiği bir toplantı olduğu için katıldım’’ dedi.

Bütün dinlerin özünde sevginin yattığını ve insanları iftar sofrasında bir araya getirenin de bu ilahi sevgi olduğuna dikkat çekti: ‘Bu sevginin çoğalması lazım. Bunun için paylaşılması lazım. Sevgi ve ilim paylaşıldıkça çoğalır. Dünyada eksik olan birşey varsa o da sevgidir. Biz sevgiyi yakalayalım. İslamiyette din hürriyetinin önemli bir yeri vardır. Bunun içinde ibadeti serbestçe yerine getirmek, çocuklarımıza kendi dinlerini öğretme hakkı vardır. Onun için YÖK’ün aldığı kararı doğru buluyoruz.''

Yılmaz ayrıca, Türkiye'de birçok dini grubun birlikte yaşadığını hatırlattı. Bu konuda yabancı diplomatların zaman zaman kendisine gelip dini cemaatlerin hakları konusunda sorular sorduklarını, kendisinin de, ‘‘Türkiye Cumhuriyeti kardeşçe yaşamayı, dinlerarası barışı ön plana çıkarmıştır. Müdahale söz konusu değildir. Dinimizin emri de böyledir’’ diye yanıtladığını anlattı.

AB İÇİN BİRLEŞELİM

Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos Türkiye'nin, Avrupa Birliği adaylığına kabul edilmesinin çok önemli bir olay olarak değerlendirilmesi gerektiğini, Patrik olduğu günden beri yaptığı yurtdışı gezilerde, Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olduğunu dile getirdiğini ve AB adaylığına kabul edilmesi için çaba sarfettiğini söyledi ve ‘‘Şimdi tam üyelik mertebesine ulaşmak için hep birlikte çalışmalıyız’’ dedi.

AVRUPA'NIN KÖKLERİ TÜRKİYE'DE

Yemekte Katolik dünyası adına bulunan Vatikan'ın İstanbul Temsilcisi George Marovitch de Türkiye'nin Avrupa Birliği adaylığına kabul edilmesi olgusunu değerlendirdi:

‘‘Geçen hafta Avrupa Birliği, kapısını Türkiyemiz'e açtı. Güzel bir olay. Fakat açılan bu kapıdan memleketimiz içeri girmeden önce Avrupalı'lar aynı kapıdan dışarı çıkıp Türkiyemiz'e gelsinler. Haçlılar ya da herhangi bir turist gibi gelmesinler. Hacca giden alçakgönüllü ve temiz kalpli bir mümin gibi gelsinler. Ancak böylece medeniyetlerinin köklerinin Türkiyemiz'de olduğunu görebilecekler. Meryem Anamız, Aziz Yohanna, Tarsuslu Saint Paul ve Mevlanalar, Yunus Emreler, Ahmet Yeseviler, Hacı Bektaşi Veliler, sayısız evliyalar ve nice dahi, kahraman, devlet adamları bu kutsal topraklarda yaşamışlar ve halen ruhen yaşıyorlar. Dünyamıza da bu nuru yaymaya devam ediyorlar. Hakikat böyleyken Türkiye'nin Avrupa'ya kabul edilmesinin bu topluluğa yeni bir ruh ve yücelik kazandıracağından şüphe edilemez.’’

PAPA 10 YIL TÜRKİYE'DE KALDI

Örnek olarak da, 1935 yılında Vatikan temsilcisi olarak İstanbul'a gelen Monsenyör Angelo Guiseppe Roncalli'yi gösterdi. Marovitch, Türkiye'de 10 yıl kaldıktan sonra Vatikan'a dönen, daha sonra 23. Jean olarak papalık makamına geçen din adamının, Katolik aleminde hayal bile edilemeyen şeyleri gerçekleştirdiğini anlattı.

Bugün Hıristiyan dünyasının en büyük isimlerinden biri sayılan Papa 23. Jean'ın 3 Eylül 2000'de Vatikan'ın Saint Pierre Meydanı'nda evliya ilan edileceğini açıkladı.

Marovitch, Türk dostu bu din adamının başarısında Türkiye'de öğrendiği dini hoşgörünün büyük etkisi olduğuna inandığını söyledi. Papa 23. Jean adına İstanbul'da da tüm dünyadan din adamlarının katılacağı bir kongre ve kültürel etkinlikler düzenlemeyi planladıklarını anlattı.

George Marovitch, Marmara Grubu'nun iftar yemeğine katılma nedenini kendine has konuşma tarzıyla şöyle açıkladı:

‘‘Bu mübarek Ramazan ayında milyonlarca Müslüman kardeşimizin oruçları sayesinde dünyamıza Allah'ın cennetinden rahmet ve bereket yağıyor. İşte sizlerle birlikte bu yağmura yakalanarak evliyalarımız gibi Allah'a sırılsıklam aşık olabilmek için bu iftara koştuk.’’

KARDEŞLİK HEP VARDI

Türkiye Ermenileri Patrik Vekili Başpiskopos Şahan Sıvacıyan'ın söyledikleri de ilgi çekiciydi: ‘‘Bu kardeşlik manzarası güzel ülkemizde ve büyük milletimizde her zaman varolmuştur. Biz asırlar boyunca hiçbir zaman kendimizi burada yabancı hissetmedik. Dini vazifelerimizi, okullarımızı, patrikhanelerimizi sonsuz bir serbestlik ve demokrasi anlayışı içinde sürdürmekteyiz. Biz bu memlekette azınlık değiliz. Tüm haklara sahip vatandaşlarız. Bizim aynı inançlarımız ayrı inançlarımızdan daha çoktur.’’

RUHBAN OKULU

Toplantıda ayrıca İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, YÖK'ün kendi okulları bünyesinde ruhban okulunun kurulması görevinin kendisine verildiğini duyurdu. Prof. Beyaz, Dünya Dinleri Kültür Bölümü adıyla açılacak programın kuruluşu hakkında hazırladığı ön metni ruhani liderlere verdi.

Dini liderler, TÜGİAD'ın (Türkiye Genç İşadamları Derneği) Çırağan Sarayı'nda verdiği iftar yemeğinde de biraraya geldiler. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın da katıldığı iftarın ardından İstanbul Müftüsü Necati Tayyar Taş'ın yaptırdığı duadan sonra panel düzenlendi. İşadamı Jefi Kamhi'nin de bulunduğu iftara Hahambaşı vekili Rav İshak Haleva, Türkiye Ermenileri Patrikhanesi temsilcisi Dirtad Uzunyan, Fener Rum Patrikhanesi Sekreteri Elpidophoros Lambrinadis, Latin Katolik Cemaati Ruhani Lideri Louise Pelatre, Süryani Katolik Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Sağ, Türkiye Süryanileri Metropoliti Yusuf Çetin katıldı.

BAZILARINA İNAT

TÜGİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, ‘‘Avrupa'yı, Türkiye'yi dışlaması gereken farklı bir kültür kulübü gibi değerlendiren bazı zihniyetlere inat, mirasçısı ve koruyucusu olduğumuz homojen yapımızla tüm dünyaya örnek olmak azmimizi ortaya koyuyoruz’’ dedi.

Hahambaşı Vekili Rav İshak Haleva, ‘‘Dinler ahlakta, erdemde yardımlaşmada, sevgide kesişir. İstanbul'daki bu ışık herkesi aydınlatsın’’ dedi.

TÜRKİYE'Yİ TANITALIM

Latin Katolik Cemaati Ruhani Lideri Louise Pelatre, Süryani Katolik Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Sağ'a kendileri adına konuşma izni verdi. Yusuf Sağ ibadethanelere gidip birbirlerini ziyaretle yetinmemek gerektiğinden söz etti. Türkiye'yi tanıtmak için de herkesi daha fazla çaba göstermeye davet etti. Sağ herkesin elinden geldiğince depremzedelerin yardımına koşmasını da istedi.

‘‘Türkiye Cumhuriyeti kardeşçe yaşamayı, dinlerarası barışı ön plana çıkarmıştır. Müdahale söz konusu değildir. Dinimizin emri de böyledir’’

MEHMET NURİ YILMAZ

‘‘Biz asırlar boyunca hiçbir zaman kendimizi burada yabancı hissetmedik.Dini vazifelerimizi serbestlik ve demokrasi anlayışı içinde sürdürmekteyiz.’’

ŞAHAN SIVACIYAN

NE DEDİLER?

Kutlamaların ışığı

Hahambaşı Vekili Rav İshak Haleva:

Ben birkaç kez İstanbul Müftülüğü'ne giderek kutlamalarına katıldım. Bu tür bayramlarda yapılan ziyaretler insanları birbirleriyle birleştiriyor. Bu kutlamaların ışığı da dışa yansıyor.

Karşılıklı ziyaretler

Türkiye Süryanileri Metropoliti Yusuf Çetin:

Cumhuriyetin kuruluşundan beri ilk kez 2 yıl önce bir İstanbul Müftü Yardımcısı bize ziyarete gelmişti. Şimdiki İstanbul Müftüsü de bize iadei ziyarette bulundu. Biz de Müslümanların bayramlarına gidiyoruz. İnanıyorum ki karşılıklı ziyaretler önümüzdeki yıllarda daha da artar. Bunlar çok güzel şeyler.

Kiliselerimiz açık

Latin Katolik Cemaati Ruhani Lideri Lois Pelatre:

Kiliselerimizdeki kutlamalarımıza Müslümanlar da katılıyor. Kiliselerimiz herkese açık, çok gelen var.

Paylaşalım

Süryani Katolik Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Sağ:

Biz, Müslümanlar'ın sevinç ve üzüntülerini paylaşıyoruz. Allah'ın tek arzusu sevgidir. Biz de bu sevgiye işlerlik kazandırmak istiyoruz. Müslümanlar da bayramlarımıza gelip sevincimizi paylaşabilirler.

Davetiyemiz yok

Türkiye Ermenileri Patrikhanesi Temsilcisi Dirtad Uzunyan:

Bayramlarımız herkese açık. Ancak bizde sizdeki gibi böyle iftar yemekleri yok. Ne kendi cemaatimize ne de dışındakilere davetiyemiz yok. Bayramlarımız, ayinlerimiz herkese açık.

Mutluluk duyarız

Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi Sekreteri Elpidophoros Lambrinadis:

Rahmi Koç bir zamanlar patriğin elinden yumurta almış, elini öpmüştü, olay oldu. Müslümanlar'ın bayramlarımızda bizleri kutlamaya gelmelerinden mutluluk duyarız.

Dinlerarası barış

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz:

Dinler aynı kaynaktan geliyorlar. Birbirlerini doğruladıkları için ihtilaf da yok. Bütün dinler, ilahi iradeye teslim olmuşlardır. Dinlerin özünde tolerans, saygı vardır. Dinlerarası barış gerçekleşmezse, dünya barışı bir hayaldir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!