Güncelleme Tarihi:
Hrant Dink için ikinci tören Meryemana Kilisesi’ndeki yapıldı. Buradaki tören, özel oluşturulan kilise korusunun ilahileri okumasıyla başladı. Dink’in naaşı kilise içinde hazırlanan katafalkın üstüne konuldu. İlahilerin okunmasının ardından İncil’den bazı bölümler ve Resul mektubu (İsa’nın havarilerinin ölümle ilgili görüşlerini kapsıyor) okundu.
Tören Mesrob II tarafından yönetildi. Mesrob Mutafyan Ermenice ve Türkçe bir konuşma yaptı. İncil’den alıntıların da yer aldığı konuşmasında Mutafyan, konuşmasını yaparken zaman zaman göz yaşlarını tutamadı. Mutafyan, “Zorluk ve mücadeleler geçen yaşamı Hrant Dink’te cesur, duygusal ve gözü pek bir karakter yarattı. Böylece O, adalet, vicdan özgürlüğü, insan özgürlüğü savunucusu ve sancaktarı oldu. Bedeli ne olursa olsun, inandığını, düşündüğünü söyler, bir şeyi yapması gerektiği düşünüyorsa , yapardı” dedi.
“DİNK KÖKENİNE OLDUĞU KADAR, VATANINA DA BAĞLIYDI”
Dink’in etnik kökenine olduğu kadar, vatanına da bağlı olduğunu söyleyen Mutafyan, Dink’in doğduğu yeri, büyüdüğü ülkeyi, yaşadığı ülkenin insanlarını, kendi ait olduğu köklerin değerini reddetmeden sevebildiğini kaydetti. Mutafyan, “Cesur çıkışları O’nun din, ırk, köken farkı gözetmeyen insan sevgisiyle dolu, dürüst Anadolu insanı karakterinin dışa vurumuydu. Hrant bu duruşuyla Allah’ın emrini uygulamaktaydı, ‘Öç almayacaksın, halkından birine kin beslemeyeceksin, komşunu kendin gibi seveceksin’.” diye konuştu.
Hrant Dink’in aidiyetini insanlar arasında sürmekte olan olumsuz önyargıları kaldırmak için kullandığını belirten Mutafyan, Dink’in demokrasinin ateşli bir savunucusu olduğunu, bunu da ideal toplumun ön şartı olarak kabul ettiğini ifade etti.
Rakel Dink’in eşine yaptığı ziyarete de değinen Mutafyan, İncil'den bölümler okudu. Mutafyan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“O adalet aşkıyla çalıştı. Tüm yüreğiyle adaletin meyvelerini tatmayı diledi. Çünkü, barış içinde eken barış yapıcıları, doğruluk ürününü biçerler. Hrant’ı sadece gazeteci olarak tanıyanların büyük bir çoğunluğu kimsesiz çocuklar için yaptığı ve O’nun insan sever kişiliğinin bir belirtisi olan çalışmalarından habersizdirler. Hrant, çocukluğunda, birçok çocuğun sahip olduğu mutluluktan mahrum kaldı. Teselliyi ise daha sonra çocuklara hizmet etmekte buldu. Çocukları sevdi. Kendi çocukları gibi onlara özen gösterdi. Çocukların sevincine ortak oldu, çocukluğundaki acı anılara böylelikle teselli oldu.”
“HRANT TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİR ERMENİYDİ”
Mutafyan, Hrant Dink’in Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Ermeni olduğunun, tüm yaşamı boyunca böyle çalıştığının altını çizerek, şunları kaydetti:
“Şu soruyu sormak istiyorum. Bu gibi menfur suikastlerden sonra maktulün kefeni üzerinden siyaset yapmak evrensel ahlak kurallarına ne kadar sığar. Acı hepimizindir,kayıp hepimizindir. Taziye, acıyı paylaşmak, acıyı hafifletmek demektir. Olayı kınarken, ülkemiz aleyhine yapılan olumsuz açıklamalar, yüreklerde yeni yaralar açmaktadır. Bu tür davranışlar merhum Hrant’ın yaklaşımına tamamen aykırı düşmektedir.”
“FAİLİN YAKALANMASI YETERLİ DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e ve tüm devlet erkanına, resmi kurum ve kuruluşlara ve iyi niyetli tüm yurttaşlara, ailesine ve Ermeni cemaatine gösterdikleri destekten dolayı teşekkür eden Mutafyan, olağanüstü duyarlılık sergilenmesi ve en kısa zamanda failin yakalanmasının memnuniyet verici olduğunu söyledi. Mutafyan, failin yakalanmasının yeterli olmadığını belirterek, şunları ifade etti:
“Gerçek azmettiricilerin belirlenmesi, ülkemizin barış ve huzur ortamı açısından zorunludur. Hıristiyan din görevlisi ve insan olarak, her zaman ve her şartta en kutsal hak olan yaşama hakkına saldırılanları burada bir kez daha lanetliyorum. Fikir ve düşünce özgürlüğüne saygılı ve değer veren insanlar olarak, bazı insanların fikirlerini paylaşmasak bile, hiç kimsenin fikirlerinden dolayı bırakın katledilmesini, yargılanması ve ceza almasını bile kabul etmemeliyiz.”
“ERMENİ DÜŞMANLIĞINI YOK ETMEYE YÖNELİK ÇALIŞMA BAŞLATILMALI”
Mutafyan, konuşmasının devamında, “Devletimizin ve Türk halkının Ermeniler binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğuna, yabancı ve potansiyel düşman olmadığını kabul edeceklerini, bizlerin ‘düşman’ olarak algılanmamıza neden olan uygulama, tutum ve zihniyeti değiştirmek için okul kitaplarından ve okullarımızdan başlayarak toplumdaki bu Ermeni düşmanlığını yok etmeye yönelik çalışmaların ivedilikle ele alınacağına dair inancımızı hala koruyoruz” çağrısında bulundu.
Hrant Dink’in mücadele ettiği konuların başında Türk-Ermeni diyalogunun gelişmesi olduğunu, bu konuda mücadele verdiğini, tepkileri de cesurca göğüslediğini söyleyen Mutafyan, Dink’in cenaze töreninin Ermenistan ve Türk yetkililerin bir araya gelmesine vesile olduğunu söyledi.
Mutafyan, “Allah ülkemizin esenliğini korusun. Vatandaşlarımızın kardeşlik sevgisini güçlendirsin. Dünyaya barış bahşetsin. İnsanların yüreğine sevgi tohumları eksin, kötülük uzaklaşsın, ümitsizlik yok olsun. Allah’ın kutsal iradesi her yerde hakim olsun” duası etti.
Dink’in, geçen pazar günü dünyadaki tüm Ermeni Kiliselerinde dualarla alındığını söyledi.
Dink’in eşi Rakel Dink’in ve çocuklarının, ayin sırasında zaman zaman kötüleştiği görüldü.
TÖRENE KATILANLAR
Meryemana Kilesesi’ndeki törene, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, çelenk gönderdi. Törene, Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, İstanbul Valisi Muhammer Güler, Belediye Başkanı Kadir Topbaş, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, CHP Genel Sekreteri Mehmet Sevigen, sanatçı Ediz Hun, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk ve eşi Nevin Sungur, ABD Ankara Büyükelçisi Ros Wilson ve eşi, Ermenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Arman Kirakosyan başkanlığında Ermenistan heyeti, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, Fransa Ermeni Organizasyonları Koordinasyonu Komitesi Başkanı Alexi Govciyan ile bazı Ermeni derneği temsilcileri, New York’tan Başpiskopos Hajak Barsamyan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.