Dink ve misyoner suikastlerinin benzerlikleri

Güncelleme Tarihi:

Dink ve misyoner suikastlerinin benzerlikleri
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2007 15:51

Hrant Dink suikastıyla Malatya’daki misyoner katliamı arasında bazı benzerlikler dikkati çekti. Öncelikle her iki olay öncesinde faillerle devlet görevlileri arasında telefon görüşmeleri yapılması, siyasilerle görüşme iddiaları, saldırganların vukuatlı olmaları, toplumun bir bölümünün cinayetleri desteklemesi gibi benzerlikler öne çıkıyor.

Haberin Devamı

Malatya’daki misyoner katliamıyla ilgili dava sürecinde dosyaya giren, sanıkların güvenlik-yargı yetkililerine ait hatlarla görüşmeleri bilgisini ortaya koyan gelişmeler, bu katliamın Trabzon merkezli Hrant Dink suikastıyla benzer yönlerini çağrıştırdı.

Öncelikle her iki olayda da cinayetlerin çete işi olması, olay öncesinde faillerle devlet görevlileri arasında telefon görüşmeleri yapılması, siyasilerle görüşme iddiaları ve toplumun bir bölümünün internet sitelerinde cinayetlere alkış tutması gibi benzerlikler öne çıkıyor. Hrant Dink suikasti ve Malatya’da meydana gelen misyoner katliamı arasında dava sürecinde ortaya çıkan benzerliklerden saptanabilenler şöyle:

-Koruma yoktu: Her iki olayda da mağdurların korunmaları söz konusu değildi. Korunma hizmeti cinayetler işlendikten sonra benzer risklere açık kişi ve kuruluşlar için tahsis edildi.

Haberin Devamı

-Başroldekilerin eski vukuatları: Hrant Dink cinayetinde azmettirici olduğu belirtilen Yasin Hayal, geçmişte darp, bombalama dahil birçok suçtan karakolluk ve adliyelik oldu ancak kısa süreli hapis cezasına çarptırılıp sokağa salındı. Malatya katliamının baş aktörü Emre Günaydın da, sanıklardan Salih Gürler’in geçenlerde mahkemeye sunduğu ihbar mektubunda iddia ettiğine göre, bir bıçaklama olayından mağdurun şikayetinden vazgeçmesi üzerine kurtuldu. İhbar mektubuna göre Emre Günaydın polis müdürleri, amirleriyle oturup kalktığını, bunları arkadaşları olduğunu iddia ediyordu. Günaydın ayrıca İhlas Yurdu’ndan öğrencileri haraca bağladığı gerekçesiyle kovulmuştu.

-Olay öncesi siyasilerle görüşmeler: Hrant Dink cinayeti öncesinde azmettirici konumunda bulunan Yasin Hayal, cezaevindeyken BBP MKYK üyesi Halis Egemen ve BBP İl Başkanı Yaşar Cihan'dan 1000 YTL para ile giyecek ve eşya yardımı aldığını söylemişti. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ise iddiaya, ‘McDonald's'a maytap atmasının ardından Hayal'in ailesi Halis Egemen'e gelerek destek istiyor. Halis, o zaman MKYK üyemiz değil, resmi bir görevi de yok. Halis, önceden tanıdığı bu ailenin mağduriyetini Yaşar Cihan'a ifade ederek ondan destek istiyor. Cihan, Egemen'e, Egemen de aileye vermiş. Cihan, Trabzon'da yüzlerce insana yardım etmiş biri. O zaman Yaşar Cihan da Trabzon İl Başkanımız değil” diyerek karşı çıkmıştı.

Haberin Devamı

Malatya olayında ise katillerden Emre Günaydın’ın Malatya İl Genel Meclisi’nin MHP’li üyesi R.P.’ye kayıtlı hatla olaydan önceki bir ayda 18 kez mesajlaştığı saptandı. RP hattın kendine ait olduğunu ancak kızı tarafından kullanıldığını, Emre Günaydın’ı birkaç kez gördüğünü, sıcak diyalogları olmadığını belirtti. Sanıklardan Abuzer Yıldırım ifadesinde, ‘Emre Günaydın bize misyonerlikle ilgili bilgileri R.P. isimli, babasının spor salonuna devam eden, devlete raporlar veren birinden aldığından bahsetti’ demişti.

-Olaylar öncesinde güvenlik ve yargı görevlileriyle yüz yüze ve bunlara ait hatlarla yapılan görüşmeler: Hrant Dink suikastına karışan kişilerden Yasin Hayal’in akrabası Coşkun İğci polise verdiği ifadede, Hayal’in Hrant Dink’i öldüreceğini jandarma istihbarat görevlilerine söylediğini anlatmıştı. Jandarma görevlileri, Coşkun İğci’nin istihbarat elemanı olmadığını belirtmiş, bir kamu kurumunda güvenlik görevlisi olarak çalışmasından ötürü zaman zaman kendisiyle görüştüklerini, ancak cinayete ilişkin bir bilgi vermediğini ileri sürmüşlerdi. Jandarma Coşkun İğci’nin polis tarafından yönlendirildiğini iddia etti. Dink olayı tutuklularından Erhan Tuncel’in de güvenlik birimleriyle muhbir olarak ilişkisi biliniyor.

Haberin Devamı

Malatya katliamı sanığı Abuzer Yıldırım'ın İstanbul’da bir savcıya ait telefonla mesajlaştığı ve kayıt adresi “Ankara Özel Harekat Dairesi” görünen bir telefondan arandığı geçtiğimiz günlerde belirlendi. Yıldırım'ın mesajlaştığı numarayı kullanan kişi savcının yeğeni olduğunu, telefonu iki yıldır kullandığını Abuzer Yıldırım ismini ilk kez duyduğunu belirtti. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, sanıklardan Abuzer Yıldırım’la mesajlaştığı belirlenen telefonun kayıtlı bulunduğu Kartal Savcısı R.B. hakkında soruşturma başlattı. Malatya sanıklarıyla görüştüğü saptanan Özel Harekat Şubesi’nde görevli bir kadının kullandığı numaranın aslında astsubay olan kocasına ait olduğu anlaşıldı. Astsubay ise eşinin kardeşi ve Malatya sanığı Abuzer Yıldırım’ın sınıf arkadaşı olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

-Cinayetler adeta “geliyorum” dedi: Basının yaptığı araştırmaya göre Yasin Hayal, aylar önce Trabzon Pelitli'de Dink'i öldürteceğini açıkça anlatıyordu. Sokakta, kafelerde bu konuşuluyordu. Tetikçi bile biliniyordu. Şebeke, cinayet haberini de bir kafede birlikte izledi. Yasin Hayal, çevresindeki gençlere ‘Bir adamı vuracağım, vatan için hayırlı olacak’ diyordu. Hayal, bazı kişilere öldüreceği adamın 'Ermeni' olduğu bilgisini verirken, kimilerine de açık açık ismini söylemişti: Hrant Dink. Ancak gelişmeler ciddiye alınmadı.

Malatya’daki olayda ise sanıklar olaydan önce Emre Günaydın tarafından örgütlendi, ailelerine mesaj yazmaları istendi, Emre Günaydın T.I. adlı bir kıza “hakkını helal et” diye mesaj gönderdi, T.I. daha sonraki ifadesinde katliamın meydana geldiği günlerden Günaydın’ın “dengesiz” bir kişilik çizdiğini belirtti.

Haberin Devamı

-Uzakdoğu sporları: Her iki olayda da katillerin uzak doğu sporlarına meraklı olduğu ortaya çıktı. Yasin Hayal ve Ogün Samast’ın cinayetten önce birlikte çok sayıda karate filmi izledikleri, Malatya katliamı sanığı Emre Günaydın’ın ise tekvando öğrettiği saptandı.

-Cinayetlerin soruşturulmasıyla ilgili tartışmalar: İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ndeki memurlar hakkında, Hrant Dink suikasti ihbarları karşısında, görevlerini ihmal ve suçun önlenmesinde memuriyet görevlerini gereği gibi yerine getiremedikleri iddiasıyla soruşturma yapılmasını istemişti. Trabzon Valiliği ise soruşturma izni verilmesine gerek olmadığına ve emniyet mensuplarının görevlerini ihmal etmediğine karar verdi

Eylül ayında ise Malatya katliamıyla ilgili Malatya Savcılığı’na bir ihbar mektubu ulaştı. İhbar mektubunda, Emre Günaydın’ı alay komutanının telkiniyle bir öğretim üyesinin azmettirdiği, bu konuda öğretim üyesiyle temasa geçen ilk kişinin de Emre Günaydın’ı hastanede izleyen kamera sistemleri için görevlendirilen bir jandarma üsteğmen olduğu belirtildi ve telefon kayıtlarına bakılması istendi. Malatya Savcılığı ihbar mektubunu askeri savcılığa iletti.

-Kamera görüntüleri: Dink cinayetinin işlendiği yerdeki kameranın sabah ile öğle arasındaki kayıtlarının kaybolduğu iddia edildi. Savcının kayıtları istediği ama kayıtların bulunamadığı basına yansıdı.

Malatya olayında da Emre Günaydın’ın odasına yerleştirilen kamera kayıt sisteminin ses alma ve kendi hafızası dışında bir kaynağa kopyalanabilme özelliğinin bulunmadığı anlaşıldı. Cinayetten sonraki on günlük sürede kayıt yapılamadı.

-“Olaylar önlenmedi” iddiası: Hrant Dink’in avukatı Fethiye Çetin ‘Hırant Dink cinayeti Emniyet ve Jandarma tarafından biliniyordu. Polis ve jandarma önleyici görevini yerine getirmedi’ iddiasında bulundu.

Malatya katliamından önceki kimi telefon görüşmeleri de, basında benzer yönde kimi kuşkuların ortaya çıkmasına neden oldu.

-Ortak tepkiler: İki olay arasında bir benzer yan da internet sitelerinde ve basında kimi çevrelerin cinayetleri haklı görmesi desteklemesi, katilleri kutlaması oldu. Hrant Dink olayı dışında toplumun Malatya’daki misyoner katliamına tepkisi sesli olmadı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!