Güncelleme Tarihi:
HRANT Dink cinayetinde kamu görevlileriyle ilgili soruşturmada, olay tarihinde Trabzon istihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli Polis Memuru Muhittin Zenit ile Komiser (suç tarihinde) Özkan Mumcu, “Görevi kötüye kullanmak” ve “İhmal suretiyle ölüme neden olmak” suçlarından tutuklandı.
İTİRAZ ÜZERİNE YAKALAMA KARARI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında 26 Aralık 2014’te “şüpheli” sıfatıyla ifadeleri alınan Mumcu ve Zenit, İstanbul 5’inci Sulh Ceza Hâkimliği tarafından yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü’nün itirazını değerlendiren İstanbul 6’ıncı Sulh Ceza Hâkimliği ise Zenit ve Mumcu hakkında pazartesi günü yakalama kararı verdi. Kararın ardından Zenit ve Mumcu dün teslim oldu ve Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklandı.
Muhittin Zenit’in, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nda görevlendirildiği de ortaya çıktı. Halen İstihbarat Daire Başkanı olan Engin Dinç’in, 2013’te Zenit’i daireye getirdiği bildirildi. Dink cinayeti sırasında Dinç, Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaparken Zenit de ona bağlı şubede çalışıyordu. Dink’e yönelik saldırı olacağı raporu da Zenit tarafından hazırlanmıştı.
CİNAYET SONRASI TUNCEL İLE GÖRÜŞME
Dink cinayetine ilişkin soruşturmada Zenit’in ismi çok sık geçmişti. Zenit’in cinayetin azmettiriciliği ile yargılanan ve “Büyük abi” olarak tanınan Erhan Tuncel ile doğrudan bağlantıda olduğu, cinayetten hemen sonra telefonla görüştükleri öne sürülmüştü. Tuncel ve Zenit arasındaki telefon görüşmesi, yakalama kararının da en önemli gerekçeleri arasında yer aldı. Ayşegül USTA/İSTANBUL
Dosyaya giren o konuşma
SUİKAST soruşturmasında, Zenit ile polis muhbiri Erhan Tuncel arasındaki cinayetten yarım saat sonra yapıldığı iddia edilen telefon görüşmesi soruşturma dosyasına şöyle girmişti:
Zenit: Ne oğlum, direkt kafaya sıkmışlar.
Tuncel: Öldü mü?
Zenit: Tabii canım. Tek farklılık, kaçmayacaktı ama bu kaçtı.
Tuncel: Yakalandı mı peki?
Zenit: Yok canım.
Tuncel: Hımmm... Zannetmiyorum abi bunların olduğunu ya.
Zenit: Valla bilmiyorum.
Tuncel: Yani şeyden değil de. Bizim yani devlete karşı boynumuz kıldan incedir. Paylaşırız.
Zenit: Kardeş şimdi konuştuğumuzla o. Birbirinden farklı da.
Tuncel: Konuştuğumuz farklı da, herkesin hedefinde vardı.
Zenit: Biliyorum ben. Sen şimdi benle muallaklı konuşuyorsun. Koyayım ...a gebermişse gebermiş. ‘Onu kim gebertti?’ diye sorgulamıyorum. O konuda samimiyetimden şüphe duyuyorsan o ayrı bir şey.
Tuncel: Yok abi yok kesinlikle. Eğer bizle alakalıysa araştırırım ederim, getirir uygun bir şekilde size de teslim ederim yani.
Zenit: Ulan oğlum niye getiriyorsun? Getirmenin ne gereği var?