OluÅŸturulma Tarihi: Mart 06, 2004 00:00
AGOS Gazetesi Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Türk düşmanı gibi gösterildiği yazıyı Türklerle Ermenilerin nasıl bir arada yaşayabileceğini göstermek amacıyla yazdığını söyledi. Suçlamalar nedeniyle AGOS'u kapatmayı bile düşündüğünü belirten Dink, bu kararını, Türkiye'nin AB üyeliğine zarar verebileceğini düşünerek uygulamadığını açıkladı.Haftalık olarak Türkçe ve Ermenice yayınlanan Agos Gazetesinin kurucusu ve yayın yönetmeni Ermeni gazeteci Hrant Dink, Sabiha Gökçen'in Ermeni kökeni olduğuna ilişkin iddiayı içeren haberlerinin yayımlanmasının ardından Türk düşmanı ilan edilmesinin kendisini çok üzdüğünü ifade etti.Dink, Sabiha Gökçen'in Ermeni kökenli olduğu iddiasının
haber yapılmasından sonra yaÅŸanan tartışmalar ve suçlamalar nedeniyle çok ÅŸaÅŸkın olduÄŸunu ifade etti. Dink, ÅŸaÅŸkınlığının, Gökçen'in Ermeni olduÄŸuna iliÅŸkin iddiayı içeren haberde "kötü niyet" aranmasından kaynaklandığını, birilerinin Ermeniler hakkında arayışa girdiÄŸini ve bu arayışın Genelkurmay bildirisiyle de desteklendiÄŸini kaydetti. Kendisi ve gazete hakkında, bir kaynaktan yürütüldüğüne inandığı bir kampanya baÅŸlatıldığını savunan Dink, Ermeni kimliÄŸine yönelik kaleme aldığı 8 yazıyı içeren bir diziden cımbızlanan bazı cümlelerle Türk düşmanı gibi gösterilmeye çalışıldığını kaydetti. Dink, ÅŸunları söyledi:"Buna çok üzüldüm. Çünkü tam tersi için çalışan bir yazarım. Beni suçladıkları yazılarda Türk ve Ermeni kimliklerinin nasıl birlikteliklerini, bir araya gelebileceklerini analiz etmeye çalışıyordum. Temel konum, diyasporadaki Ermenilerin kimliÄŸidir. Diyaspora Ermenilerine kimliklerini kazanmaları için Türk düşmanlığından kurtulmaları gerektiÄŸini söylüyorum. Diaspora'daki aşırı milliyetçi Ermeniler tarafından "Türk devletinin adamı"; Türkiye'de ise aşırı milliyetçilerin "ASALA militanı" olarak suçladıklarını kaydeden Dink, iki aşırı ucun suçlamalarının, doÄŸru yolda olduÄŸunu gösterdiÄŸini söyledi. Ä°ki aşırı ucun birbirine bu kadar benzeyiÅŸine ÅŸaşırdığını belirten Dink, "YaÅŸadıklarımdan toplumun geleceÄŸinin aşırılara terk edilmeyecek kadar önemli olduÄŸu sonucunu çıkardım. Biz demokratlar, barışseverler bundan sonra daha fazla çaba göstermek zorundayız" dedi. "Türk düşmanı" tanımlamasının çok ağırına gittiÄŸini ve hazmedemediÄŸini dile getiren Dink, şöyle devam etti:"Gazeteyi kapatmayı da düşündüm. Ama öte yandan gazeteyi kapatmak, Türkiye'nin demokratik bir parçasını kapatmak olacaktı. Hatta Türkiye'nin AB giriÅŸ sürecine olumlu bir etki yapmayacaktır. Dolayısıyla bu yönde ilkelerle devam etmeye karar verdim." Ä°KÄ° DUDAK ARASINDAKÄ° KARARLARTürkiye'deki gayrimüslim vatandaÅŸların sorunlarının AB Uyum Yasaları kapsamında yapılan iyileÅŸtirmelerle azalıp azalmadığına iliÅŸkin soru üzerine Hrant Dink, yasa deÄŸiÅŸikliklerinin AB giriÅŸ kapsamında deÄŸerlendirilmesinden rahatsız olduklarını söyledi. Bu yaklaşımın yanlış olduÄŸunu, Osmanlı döneminde de Avrupa'dan gelen baskılarla Gayrimüslimlere haklar tanındığını vurgulayan Dink, "Hükümetler, yurttaÅŸlarının taleplerini dikkate almak ve çözümler bulmak yerine bu talepleri görmezden geliyor ve bu talepleri dış müdahalelerin malzemesi, sermayesi haline dönüştürüyor" dedi. Bu politikaya itirazı olduÄŸunu belirten Dink, "Bugün Gayrimüslim azınlıkların sorunları iki cümleyle iki dakikada, çözülecek sorunlardır. Bu çözüm, baÅŸbakanın iki dudağının arasındadır. Bu çözüm, ÅŸu ya da bu uluslararası iliÅŸkilerin malzemesi olmaya dönüştürülmeyecek sorunlardır" diye konuÅŸtu. Gayrimüslim Vakıfların taşınmaz mallarını eski sahiplerine iade edilmesi için iki yıldır dava açılmadığını bildiren Dink, ancak süren davalarda mahkemelerin deÄŸiÅŸtirilen yasaları dikkate almadığını belirtti. Dink, "En önemli konu olan elimizden alınmış mülklerin geri verilmesi veya tazmin edilmesine konusuna hiç deÄŸinilmedi. Bunların hepsi bir hükümetin bir kararnamesidir. Ä°ki dudak arasındadır" dedi."AZINLIK SORUNLARI AB Ä°LÄ°ÅžKÄ°LERÄ°NE ENDEKSLÄ°"Azınlık sorunlarıyla ilgili çıkarılan yasaların, "AB ile ilgili taktik" olduÄŸunu savunan Dink, müzakere tarihi düşünülerek atılan adımların, uygulamaya yönelik olmadığını belirtti. "Müzakere tarihi verilmezse, iliÅŸkiler kötüleÅŸirse azınlık sorunlarının çözümü baÅŸka bahara kalacaktır" diyen Dink, yapılan asıl hatanın azınlık sorunlarının AB iliÅŸkilerine endekslenmesi olduÄŸunu vurguladı. "TÃœRKÄ°YE'YE AB'DEN DIÅžLAMAK DÃœNYAYI BOMBALAMAKTIR"AKP'nin Ä°slami kökenden gelmesinin bir tehlike oluÅŸturmadığını kaydeden Dink, "AKP, bugüne kadar olduÄŸu gibi insan hakları olsun, demokrasinin evrensel deÄŸerleri olsun deÄŸiÅŸik alanlardaki referanslarıyla devam ederse, Türkiye'de dinin toplumsal yaÅŸamdaki yeri de etkinliÄŸi de çok daha doÄŸru bir raya oturacaktır" dedi. İslami referans taşıyan hükümetin AB konusunda bu kadar istekli olmasının, Avrupa içinde kendisine bir yer aramasının AB için de bir ÅŸans olduÄŸunu kaydeden Dink, böyle bir Türkiye'nin AB içinde yer almasının birliÄŸin temel ilkelerine, felsefesine ve anayasasına da uygun olduÄŸunu belirtti. Hıristiyan olmasına raÄŸmen AB'nin Hıristiyan kulübü olması halinde buna da karşı olduÄŸunu bildiren Dink, şöyle devam etti:"Öyle bir AB içerisinde Hıristiyan Hıristiyan'a yaÅŸamaktansa acı tecrübelerime raÄŸmen Türkiye'de Hıristiyan Müslüman yan yana yaÅŸamayı yeÄŸlerim. Çünkü böyle bir maddeyi AB felsefesi içerisine yerleÅŸtirmek, dünyanın ortasına bombayı koymaktır. Uygarlıklar çatışmasının, dinler kutuplaÅŸmasının en tehlikeli adımıdır bu. O açıdan Türkiye'de referansı Ä°slami görünen, öyle yansıtılan bir partinin AB'yi bu kadartemesi bence, AB'nin gerçek felsefesine çok uygundur ve oradan verilecek karşı cevabın da en az bu iÅŸtah kadar çarpıcı, eÅŸdeÄŸer olması gereklidir."Â
button