Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2007 00:00
Hrant Dink’in ölüme adım adım yaklaştığı son dakikaları, her yerde farklı anlatıldı. Kimine göre, Ankara’dan biri arayıp görüşmek istedi. O toplantıdaydı.
Kimine göre,
yemek için, kimine göre ise Beyaz Adam Yayınevi’ne gidiyordu. Bir iddiaya göre, binadan çıkınca saldırıya uğramıştı. İlk günün karmaşası içinde, Hrant Dink’in son dakikaları, bilgi kaosuna dönüştü. Aslında bunların hiç biri doğru değildi. Önceki gün 13.30 sıralarında Halaskargazi Caddesi Sebat Apartmanı’nın birinci katındaki Agos Gazetesi’nin kapı zili çalındı. Tehditlerin yarattığı o güvercin ürkekliği sadece Hrant Dink’i değil, tüm Agos çalışanlarını sarmıştı. Kapıyı açmadılar. Göz deliğinden bakan sekreter davetsiz misafire ne istediğini sordu. Ankara Üniversitesi öğrencisi olduğunu söyledi, Hrant Dink’le görüşmek istiyordu. Misafirin tavırları, Genel Yayın Yönetmeni sürekli tehdit edilen gazetenin sekreterine hiç de güvenilir gelmedi. Dink’le randevusuz görüşemeyeceğini söyledir. "Zaten burada yok" dedi. Kapıdaki genç, ısrar etmedi. Merdivenlerden inerek binadan çıkıp sola döndü. Yarım saat sonra, sekreter, dışarı çıktı. Dink’le görüşmek isteyen gençle bankanın önünde karşılaştı. Gazetenin yeri kentin tam merkezinde olduğu için şüphelenmedi. Yemek yiyor ya da alışveriş yapıyor olabilirdi. Saat 14.30’u geçtiğinde bu kez binanın kapısından çıkan Hrant Dink’ti. Apartmanın sol tarafında 30 metre uzaklıktaki bankaya gitti. 2 bin 500 dolar çekmek istiyordu. Banka görevlisi kasanın müsait olmadığını, sonraki saatlerde ödeyebileceğini söyledi. Dink ile banka görevlisi arasında tartışma yaşandı. Dink, bankadan çıkıp gazeteye doğru ilerledi. Saat 15.00’e yaklaşıyordu. Apartmanın kapısına bir kaç adım kalmıştı. Arkasından yürüyenlerden biri Dink ile arasındaki iki kişiyi iterek, tam arkasına geldi. Silahı doğrulttu ve üç el ateş etti. Kurşunlardan ikisi Dink’in başına biri ensesine isabet etti. Yüzüstü yere yığıldı.