Güncelleme Tarihi:
"Hrant Dink suikastında kamu görevlilerinin ihmali olduğu" iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmada aralarında MİT eski mensubu Özel Yılmaz, İstanbul Eski Vali Yardımcısı Ergun Güngör, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, avukat Kemal Kerinçsiz’in de aralarında bulunduğu 24 kişi hakkında verilen takipsizlik kararına itiraz edildi. Dink Ailesi’nin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na itiraz dilekçesi sundu. Avukat Bakırcıoğlu, dilekçesinde soruşturma kapsamında 43 kişi hakkında takipsizlik kararı verildiğini hatırlattı.
"TAKİPSİZLİK KARARI HATALIDIR"
Avukat Bakırcıoğlu, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Yılmaz hakkındaki ’Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararı"nı Özel Yılmaz’ın ifadesinin alınmasından önce dava zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesine dayandırmıştır. Oysa ki, zamanaşımı süresi Dink cinayetinin işlendiği 19 Ocak 2007 tarihinde başlamıştır ve ’görevi kötüye kullanma’ suçlaması yönünden dahi zamanaşımı süresi dolmamıştır. Kaldı ki Özel Yılmaz hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 83. maddesi uyarınca (Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi) suçlama yöneltilmesi durumunda da dava zamanaşımı süresi 20 yıl olacaktır. Dink cinayetinin işlenmesini önlemediği, Hrant Dink’e yönelik şahsi, fiziki ve mek?nsal koruma tedbirlerini almadığı için Dink cinayetinden ötürü TCK’nın 83. maddesi uyarınca sorumluluğu olan Özel Yılmaz hakkındaki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dava zamanaşımı gerekçesi ile oluşturduğu ’Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair’ kararı hatalıdır ve hukuka aykırıdır. Özel Yılmaz hakkındaki kararın kaldırılması gerekmektedir" dedi.
"HRANT DİNK’E YÖNELİK TEHDİT ATMOSFERİNİ BİLMEKTEDİR"
Dilekçede, "Ergun Güngör İstanbul Valiliği’nde Hrant Dink ile görüştüğü 24 Şubat 2004 tarihi itibari ile Hrant Dink’e yönelik tehdit atmosferini bilmektedir. Cinayetin gerçekleştiği 19 Ocak 2007 tarihine kadar Hrant Dink’e yönelik tehdit atmosferinin giderek yoğunlaştığını görmüştür. Hrant Dink’in ölüm tehditleri aldığını bilmektedir. Hrant Dink’e ve Ermeni toplumuna yönelik tehditlerin konuşulduğu İl Emniyet ve Asayiş Toplantılarına katılan ve bu konularla ilgili doğrudan bilgi sahibi olan, azınlıklardan, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünden, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü C Şube Müdürlüğünden sorumlu İstanbul Vali yardımcısıdır" ifadelerine yer verildi.
"KÜÇÜK, KERİNÇSİZ VE YILDIRIM HAKKINDA ETKİLİ SORUŞTURMA YAPILMAMIŞTIR"
Dilekçede, "Hrant Dink’in ’hedef kişi’ haline getirilmesi, cinayet için zemin yaratılması süreci ile Hrant Dink cinayetinin işlenmesi arasında doğrudan bağ bulunmaktadır. Dink Cinayeti için zemin yaratan Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz ve Oktay Yıldırım hakkında etkili soruşturma yapılmamıştır. Dink cinayetini organize ve icra eden örgüte yönelik soruşturma tamamlanmadan da Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz ve Oktay Yıldırım hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi hatalı ve hukuka aykırıdır" denildi.
"DİNK’İ HEDEF KİŞİ HALİNE GETİRMİŞLERDİR"
Hrant Dink hakkında "Türklüğü Neşren Tahkir ve Tezyif Etmek" iddiasıyla hakkında 2004 yılında dava açıldığı hatırlatılan dilekçede, "Kemal Kerinçsiz, Hrant Dink hakkında açılan davalara "katılan" ve "avukat" sıfatı ile katılmanın yanı sıra adliye binası önünde yapılan eylemlere de öncülük etmiş ve görülen davaları Hrant Dink’in hedef kişi haline getirme sürecinin bir parçası haline getirme uğraşı sergilemiştir. Kemal Kerinçsiz ile birlikte Veli Küçük ve Oktay Yıldırım da davaya katılma talebinde bulunan dilekçelerini mahkemeye sunmuşlardır. Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Oktay Yıldırım eylemleri ve tutumları ile Hrant Dink’i hedef kişi haline getirmişlerdir" ifadelerine yer verildi.
"DELİLLER BULUNUYOR"
Dilekçenin sonuç ve talep kısmında, dönemin İstanbul MİT Bölge Başkanlığı Terörden Sorumlu Daire Başkanı Özel Yılmaz ile İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör hakkında dava zamanaşımı süresinin geçmemiş olması ve haklarında iddianame düzenlenmesini zorunlu hale getiren delillerin bulunduğunu belirtti. Dönemin eski İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri olan Selim Kutkan, İbrahim Pala, İbrahim Şevki Eldivan, Volkan Altunbulak, Bahadır Tekin ile Özcan Özkan hakkında iddianame düzenlenmesini zorunlu hale delilerin bulunduğu belirtilen dilekçede, "Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlileri olan İzzet Akdağ, Seyfi İnan, Davut Ateş, Murat Çakan, Ufuk Kaba ve Yalçın Kara hakkında iddianame düzenlenmesini zorunlu hale getiren delillerin bulunmaktadır" denildi.
Dilekçenin sonuç bölümünde 24 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılması talep edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan dilekçeye ilişkin son sözü İstanbul Sulh Ceza Hakimliği söyleyecek.