Güncelleme Tarihi:
KENDİMİZİ KANDIRMIŞ OLURUZ
“DİNİMİZ İslam ve kitabımız Kur’an-ı Kerim. Rabbimizin emri gereği kıyamete kadar caridir. Bu da dinimizin ve kitabımızın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gelecek olan tüm toplumlar karşısında söyleyecek sözü olduğu anlamına gelir. Ezmanın tagayyürü ile ahkamın tagayyürü inkar olunamaz. Yani zamanın değişmesiyle ahkamın da değişeceği inkar edilemez kurallar bunlardır. Uygulamaya ilişkin kuralları içinde bulunduğumuz şartlara göre sabır olan Nas’ları uygun şekilde yenilemezsek, sadece kendi kendimizi kandırmış oluruz. Müslümanlar eskiden olduğu gibi şimdi de kendilerini sürekli olarak geliştirmek durumundadır.
Peygamber Efendimiz ‘Kolaylaştırınız zorlaştırmayız, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz’ buyuruyorlar. Birilerinin çıkıp hayatın gerçekleriyle ilgisi olmayan sözler edip kafaları karıştırması yanlıştır. Kimse bizim dinimize fatura kesme hakkına sahip değildir. Bu tartışmanın en çarpıcı örnekleri de son günlerde kadınlar konusunda yaşanıyor.
TAHAMMÜLÜMÜZ YOK
Sadece ilmi bir zeminde teorik bir tartışmanın konusu olacak hususların toplum önünde alelade bir meseleymiş gibi konuşulmasını, içeriğinin ötesinde yöntem olarak da doğru bulmuyoruz. Bu konularda konuşma yetkisi benim değil. Ben Diyanet İşleri Başkanı değilim. Ben Cumhurbaşkanı’yım. Ama Cumhurbaşkanı olarak, bir Müslüman olarak, üzerinde sorumluluğu olan bir insan olarak dinime getirilen bu zafiyete de bizim tahammülümüz yok.
NEDEN KORKUYORSUN BE KARDEŞİM
Bildiğimizi, inandığımızı da söylemek zorundayız. İnşallah bu konu ile ilgili Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Diyanet İşleri Başkanımız alanı boş bırakmaması lazım. Bu tür adamlara bu alan boş kalır da bunlar konuşursa ortaya böyle zaaflar çıkar. Bu konularda tavır koyması gereken hocalarımızın, ilahiyatçılarımızın ise ya sesleri çıkmıyor ya da sesleri duyulmuyor ya da korkuyorlar. Neden korkuyorsun be kardeşim? İslam ilmiyle mücehhez olan bir ilim erbabı korkar mı?
Çıkacaksın, gerçek ne ise söyleyeceksin. Hiç kimsenin Türkiye’ye böyle bir kafa karışıklığı yaşatmaya, dinimizi böyle karikatürize etmeye hakkı yoktur. Bizim itirazımız, isyanımız işte bu hadsizlikleredir. Biz dinde reform aramıyoruz. Haddimiz mi asla. Ama önüne gelen böyle çıkıp da kadınlarla ilgili, genç yaşlı, bunlarla ilgili ileri geri bu tür şeyleri konuşmalarının İslam’a getirdiği lekeyi, gölgeyi görmemezlikten gelemeyiz. İslam’ı değişime kapalı bir din olarak göstermeye çalışan zihniyet ile İslam’la uzaktan yakından alakası olmayan zihniyet aslında aynı gayeye hizmet etmektedir.”
HEDEF AFRİN
AFRİN’e yürüyoruz. Hedef Afrin. İyi bir noktaya geldik. Afrin merkez kuşatılmış vaziyette. Her an merkeze girmekle karşı karşıyayız. Dün bölücü terör örgütünün ikisi asfalta gelip el yapımı bomba yerleştiriyorlar. Tabii İHA’larımız tespit etti bu alçaklar öldürüldüler. Ama ne yazık ki arkada içinde 30 kadar yolcu olan kamyonet patlatıldı ve üç kişi aynı aileden şehit oldular. Ondan sonra utanmadan sıkılmadan sivilleri öldürüyor filan... Ya o iş sizin işiniz. Burayı emin bir belde haline yeniden getirmenin mücadelesini veriyoruz, vereceğiz. 815 kilometrekarelik alanın üzerindeki bölgeyi güvenli bölge haline getirdik. Burada da ilk etapta 2 bin kilometre alanı kontrol altına alacağız ve Afrinli kardeşlerimizi kendi topraklarımıza göndereceğiz. Bugün Afrin’deyiz, yarın Mümbiç’te olacağız, ertesi gün Fırat’ın doğusunun sonuna kadar terörden temizlenmesini sağlayacağız.
MEYDANI FETÖ'YE BIRAKTILAR
TÜRKİYE’de din eğitiminin sağlıklı bir temelde yaygınlaştırılmasına ihtiyaç vardır. FETÖ tecrübesi bu bakımdan çok önemlidir. Diyanetimiz, Din İşleri Yüksek Kurulumuz meydanı FETÖ gibi alçaklara bıraktılar, bu duruma geldi. Dünkü (8 Mart) yaptığım konuşmadan sonra birileri sosyal medyada konuşmaya başladı. Siz bu fakiri korkutamayacaksınız, hak ne ise ben onu söylemeye devam edeceğim. Kitabımızın İslam’ın hükümlerini sağa sola evirip çevirmeye hakkınız yok. Bu tür gözlüklerle bakarak dinimize fatura kestirmeye hakkınız yok. Arkasında kim olursa olsun kullanılan kişiler bizim insanımız ise çözmemiz gereken büyük bir mesele var demektir. ‘160 ülkede çalışıyorum’ diyor. Ne kadar İslam düşmanı varsa onlar arkasında. İlgili kurumlarımız ve ilim adamlarımızın daha cesur ve aktif davranmasını rica ediyorum.
Kucaklayıcı olacağız, dinimize leke düşürmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Sosyal medyada saldıranlar olacak, unutmayın eğer haksızlık karşısında susarsanız dilsiz şeytan olursunuz. Bizler yapılması gerekeni yaptık, yapıyoruz yapmaya devam edeceğiz. Şu son günlerde atılan adımları asla affetmiyoruz.