Din ticari dayanışma faktörü haline geldi

Güncelleme Tarihi:

Din ticari dayanışma faktörü haline geldi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2014 02:17

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, “Günümüz Türkiyesi, Mehmet Akif Bey’in yaklaşık 100 yıl önceki yaptığı değerlendirmelerin ortamından çok farklı. O dönem Osmanlı İmparatorluğu, Batı karşısında çok büyük mağlubiyetler yaşamış, büyük topraklar kaybetmiş bir ülkeydi. O çöküş sırasında Mehmet Akif, ‘Ya Rab! Bir hilal uğruna ne güneşler batıyor’ diyor. Şehitlerimizden bahsediyor, lakin büyük bir metafor. O hilal battı ama Cumhuriyet doğdu” dedi.

Haberin Devamı

İhsanoğlu cuma gecesi Erzurum’dan Bursa’ya özel uçakla yaptığı yolculuk sırasında Hürriyet’e şunları söyledi:

İSLAM DÜNYASININ MODERNLEŞMESİ ŞART

- İslam dünyasının geri kalmışlık çemberinden, bataklığından kurtulması için modernleşmesi şart. Modernleştikçe aşırılıktan uzaklaşırsınız. Aşırılıktan uzaklaştıkça, modernleşme süreciniz daha hızlı olur. Aksi taktirde geri kalmışlık içinde kalırsınız, aşırılık ve şiddet artar. Onun için bizim itidalleşme ve modernleşme sürecini başlatmamız lazım. Türkiye bunu çoktan başlattı. Ama işte daha tam kamil bir noktaya gelemedik. Birinci lige gelemedik daha. Biz şimdi ikinci ligin sonlarındayız. İkinci ligden de düşmeyi temenni etmem.

- Modernleşme ile ben 2 şeyi kastediyorum. Bir, sanayi toplumu ve iki, kamil manada demokrasi... Bu ikisini gerçekleştirdiğiniz zaman gerisi gelir. Tabii bu arada geleneklerimiz de önemli. Bir Müslüman olarak -inanırsınız inanmazsınız bu sizin bileceğiniz bir şey- ancak toplumun değerler manzumesini korumak zorundayız. Bunları kaybettiğimiz zaman olmaz.

Haberin Devamı

- Türkiye 90 senedir bu topraklar içinde bütünlüğünü korumuştur. Bir orta sınıf doğmuştur. Eğitim, okuma-yazma oranları artmıştır. Yüksek eğitim kurumları yükselmiştir. Tabii daha iyisini de istiyoruz. Fakat olanları da görmemezlikten gelemeyiz. Biz hep ‘Bardak boştur’ demeye alışkın bir milletiz. ‘Hayır bardak boştur ama yarısı doludur’ da demeliyiz. Boş tarafını doldurmaya çalışalım.

Eşim bana Rabbimin bir nimeti
TÜRKİYE’nin yeni cumhurbaşkanı adaylarından Ekmeleddin İhsanoğlu, Beşiktaş tarafları... Beşiktaş’ın Gezi eylemlerine de damgasını vurmuş taraftar grubu ‘Çarşı’ için ise gülerek “Kendilerini yakından takip ediyorum elbette” diyor. Türk Edebiyatı’nın temel klasiklerine hâkim. Aralarında Nazım Hikmet ve Sait Faik’in de olduğu önemli isimleri, yaptığı çevirilerle Arap dünyasına tanıtan isimlerden. Klasik Türk Sanat Müziği ise eşi Füsun Hamın’la evliliğine damga vuracak kadar vazgeçilmezi. “Eşiniz Füsun Hanım’la beraberliğinizi özetleyen bir şarkı, şiir var mı?” sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Biz evlenirken, Ankara Radyosu’ndaki Türk Musikisi Sanatkârları, radyo sanatçıları hepsi dostlarımdı. Uzun yıllara dayalı dostluklarımız vardı. Biz evlenirken, geldiler ve ‘Biz sizin düğününüzde müzik icra etmek istiyoruz. Seçtiğiniz bir şarkı var mı?’ dediler; Kutlu Payaslı... O şarkı ‘Solsan da sararsan yine bir gonca dehensin, Rabbimin bana bir nimeti varsa oda sensin’ idi. (Hâlâ öyle mi?) 1971’den beri...”

O MÜSTESNA HAL KAYBOLUYOR

- Bugünkü din anlayışımız da çok fark var. Şimdi bizim din anlayışımızın o uhrevi, ulvi tarafını biraz kaybettik. Dinin manevi tarafını toplum olarak yitirdik, ‘zahiri’ bir din anlayışımız var. Ritüellere dayalı bir din anlayışımız var. Mesela umreye, hacca gitmek tarihi bir olaydı. İnsan, hayatında köyünden bir askere gitmek bir de hacca gitmek için çıkardı. Şimdi herkes seyahate gider gibi umreye gidiyor. O kutsiyet, o müstesna hâl kayboluyor. Din şimdi sosyal ve ticari bir dayanışma faktörü haline geldi, bu yeni bir şey.

- Demokrasinin temel tarifine gidersek, demokrasi çok seslilik değil mi? Bizde ise artık, bir süredir böyle çok sesliliği tolere etmeyen bir hâl var. Bizim yeniden, çok sesliliğe dönmeye ihtiyacımız var, bu zorunluluk. Ama böyle kakofoni değil, armoni lazım. Kakofoni yapıyoruz biz, armoniyi nasıl sağlayacağız? Siyasette olgunlukla sağlayabiliriz bu armoniyi.

Haberin Devamı

YAKILAN O MEAL M. AKİF’İN DEĞİL

- (Mehmet Akif’in babanıza emanet ettiği mealin, Akif’in vasiyeti doğrultusunda yakılmasında bulundunuz. Bu olay Türkiye İslam tarihinin en esrarengiz anlatılarından biri. Yaklaşık 2 yıl önce ise Akif’e ait olduğu savunulan bir meal yayınlandı. Bu meal, yakılan mealin kopyası mı?) Bu mesele tarihe mal oldu. Dolayısıyla her zaman anlatmayı doğru bulmuyorum, 1-2 kez anlatılır, kitaplarda yer alır, herkes oraya göre hareket eder. Bu konudaki meseleleri bilen, Akif’in arkadaşları Eşref Edib Bey’den tutununuz damadına kadar, babamın öğrencileri, benimle olanlar. Bunlar yazıldı ve bitti. Benim şahsi kanaatim ve bildiğim Akif’in mealinin bir ekstra kopyası yoktur. Ve bu bahsedilen metnin Akif Bey ile ilgisi yoktur. Ben bundan eminim. Ve ben bunu söyledim. Delil yok, bu tevatürdür. Bu bir iddiadır.

Haberin Devamı

HAMDİ EFENDİ’YLE YAZIŞMALARI VAR

- (Mealin, Akif’e ait olduğu iddiası nereden kaynaklanıyor?) Akif rahmetli, görev kendisine Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan geldiği için Hamdi Efendi’ye (Elmalılı Hamdi Yazır) tefsir yazılması, mealin de kendisi tarafından yazılması hususunda sipariş veriliyor. Ve o Hamdi Efendi’yle beraber karşılıklı yazışmaları var. Ve bu yazışmalar Diyanet’te de vardır. Yaptığı tercümelerin örnekleri de Diyanet’te vardır. Diyanet’in bunları araştırıp ortaya koyması lazım. Ama benim açık kanaatim şu ki Akif Bey’in mealinin ekstra kopyasının hiç kimsede olmadığı... Rahmetli Mustafa Runyun Bey de Akif’i tanıyan birisi değil. O Mısır’a 40’larda gelmiştir. Akif 1936’da Mısır’dan ayrılıp Türkiye’ye dönmüştür ve vefat etmiştir. Mustafa Runyun Bey babamın öğrencisidir ancak babamın ona öyle bir şey verdiği, kesinlikle doğru değil. Akif Bey’i kendisi tanımaz. Mealin, başka kanaldan da gelmesi mümkün değildir. Bu metin büyük ihtimalle rahmetli Mustafa Runyun Bey’in Diyanet İşleri’nde çalışırken 50’li yıllarda, Türkçe Meal hazırlama komisyonunun üyesi olarak yapılan bir çalışma. O 50’li yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığı içinde yapılmış meal çalışmasının bir kısmıdır. Üzerindeki notlar da bunu gösterir.

Haberin Devamı

Din ticari dayanışma faktörü haline geldi

Selimiye’de namaz

TRAKYA turu kapsamında gittiği illerde kadınlar tarafından başaklarla karşılanan İhsanoğlu’na kalabalık bir araç konvoyu da eşlik etti. İl belediyelerini ziyaret eden İhsanoğlu, sivil toplum kuruluşlarıyla da bir araya geldi. Öğle namazını Selimiye Camii’nde kıldı, Edirne Belediyesi’ni ziyareti sırasında Atatürk’ün 27 Aralık 1930’da kaldığı odayı gezdi. İhsanoğlu’na eşi Füsun İhsanoğlu, CHP ve MHP yöneticileri ile milletvekilleri eşlik etti.

Atatürk posteri astırmadılar

CUMHURBAŞKANI adayı İhsanoğlu, Kırklareli’nde konuşma yapacağı sırada Öğretmenevi Parkı’nın arkasındaki Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin camına Atatürk posteri asılmak istendi. Okul yetkilileri izin vermeyince küçük bir kriz yaşandı. Bunun üzerine gençler pankartı İstasyon Caddesi’nde açtı.

Haberin Devamı

Millet o hesapları bozacak

CUMHURBAŞKANI adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, “Devletin birliği, bayrağın birliği, resmi dilin birliği tartışılmaz. Ve bunları tartışanlar ortalığı boşuna rahatsız ediyorlar. Burada başka emeller, başka hesaplar var. Ama bu millet o hesapların hepsini 10 Ağustos’ta bozacaktır” dedi. Seçim çalışmaları için Trakya turuna çıkan İhsanoğlu, helikopterle Edirne’ye oradan da otobüsle Kırklareli ve Tekirdağ’a gitti. İhsanoğlu, ziyaretleri sırasında özetle şunları söyledi:

BAŞAĞIN TEVAZUSU

- Cumhuriyetimizin en gelişmiş şehirlerinden Edirne’de bu başaklarla karşılanmak beni ayrıca mutlu etmiştir. Bizim kampanyanın mesajı ile tüm alay edenlere buradan armağan olsun. Dün Celal Bayar’ın huzurunda bize verilen ekmek iftarda 10 bin kişiden fazla kişiyle bölüşüldü. Şimdi bu bereketli tarlalardan bize verilen bu buğday başaklarına bakınız hepsi eğik. Neden? Çünkü mütevazıdır. Çünkü doludur. Hem içindeki buğday taneleri bizim bereketimizdir. Bizim servetimizdir. Bizim ekmeğimizdir. Ama bu olgun hali bize çok şey öğretiyor. Dilerim ki şu tablodan herkes nasibini alır. Tevazusunu alır.

- ‘Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var’ diyen bir medeniyetin evladıyız. Sevgi saygı ve beraberlik istiyoruz. 76 milyonun kutsalı aziz bayrağımızdır. Bayrak için en güzel şiiri yazan Mehmet Akif’in arkadaşının oğluyum. Onun için bu benim için mukaddestir.

DÜNYAYA 62 TUR

- Türkiye’nin etrafını saran şer odaklarının etkisini bitireceğiz. 9 sene uluslararası camianın en büyük 2’nci teşkilatının başı olarak dünyayı 62 defa turladım. Beyaz Saray’dan Kremlin’e Afrika’dan Asya’ya her yeri dolaştım. Biz kiminle nasıl konuşulacağını, komşularla hangi münasebetlerin kurulacağını bilerek; çatışmalara mahal vermeden, bu içi boş ve mantıksız kavgaların dışında olgun bir devlet olarak, Atatürk’ün söylediği gibi ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ menkıbesine bağlı olarak, biz bu gemiyi bu çalkantılı zor sulardan çıkartıp selamet sahiline getireceğiz.
Tekirdağ’da sivil toplum temsilcileriyle görüşen İhsanoğlu, sahil dolgu alanındaki iftara katıldı. İhsanoğlu’na 2 metre uzunluğunda ekmek hediye edildi. İhsanoğlu ekmeği parçalara bölerek masalara dağıttı. - Sefa ÖZKAYA / EDİRNE

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!