Aslı SÖZBİLİR / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2007 00:00
İhtiyacım olursa hükümetime başvurur, bütçeden para isterim. Fener Rum Vakfı’nın ne yapacağına ben karışamam. Ama AİHM’ye başvuruyu vatana ihanet olarak görüyorum. Burası bir Türk vakfıdır. Ben devletimi yabancılara şikayet edemem. Devletin mahkemesine, Yargıtay’a ve hükümetime itimadım var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gidip de hakkımı bir yabancıdan istemem.
BALIKLI Rum Hastanesi Vakfı Başkanı Dimitri Karayani, Türkiye’yi AİHM’de mahkum ettiren Fener Rum Lisesi Vakfı’nı "vatana ihanetle" suçladı. "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kimsenin kapısında dilencilik yapmam" diyen Karayani ihtilaflı 152 gayrimenkulle ilgili Türkiye’deki yasal düzenlemeyi beklediklerini belirtti. Karayani, "AİHM’e kesinlikle başvurmayacağız. Lüzum yok böyle şeylere. Ben kanunun çıkacağına kániyim. Gidip de hakkımı bir yabancıdan istemem. Bu zihniyetteyim, böyle yetişmişim. Ben Karadenizliyim, böyle şeyler sevmem" dedi.
BÜYÜK HATA VAR
Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın ihtilaflı 152 gayrimenkulü arasında Göztepe’de arsalar ile bina, daire ve dükkanlar olduğunu belirten Karayani, cumhurbaşkanı tarafından Meclis’e iade edilen Vakıflar Yasası’nın sorunları çözeceğini söyledi. Karayani, "Bütün mülkler, 1936 ve 1912 beyannamesinde hükümete geçenler de iade ediliyor, ’yanlışlıkla geçti’ diye. Çünkü zaten büyük bir hata var. Bizim hastalar buraya bakılmak ve gözetilmek şartıyla geldi. Tapuda böyle yazıyor. Bunların tapuda tescilini de Vakıflar Genel Müdürlüğü yapmıştır. Bizim yönetici yapmamıştır. Yani bütün bu mallar alınırken tapuda hastanenin yönetiminden kimsenin imzası yok. Veren ile kabul eden Vakıflar Genel Müdürlüğü." diye konuştu.
ALLAH RAZI OLSUN
AKP’den önceki hükümetlerin konuyla ilgilenmediklerini söyleyen Karayani, "Bu hükümet Allah razı olsun kanunu çıkardı, Meclis’e verdi. Cumhurbaşkanımız bazı sebeplerden dolayı kanunu iade etti. Gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra kanun Meclis’ten geçecek. Cumhurbaşkanı ikinci kere önüne geldiğinde muhakkak imzalayacak. Mesele de böylece kökünden halledilmiş olacak" dedi. Karayani, Balıklı Rum Hastanesi’nin 400’ün üzerinde çalışanı, 1000’e yakın hastası olan alkol ve uyuşturucu tedavisinin yapıldığı büyük bir hastane olduğunu söyledi. Hastalarının yüzde 40’ını ücretsiz tedavi ettiklerini söyleyen Karayani, ihtilaflı gayrimenkuller sorununun çözümüyle elde edecekleri kira gelirinin daha çok sayıda insana, daha iyi ve ücretsiz sağlık hizmeti anlamına geldiğini vurguladı.
VATANAİHANET
Karayani, AİHM’de Türkiye’yi mahkum ettiren Fener Rum Lisesi Vakfı’nı eleştirirken, "Sonuçta orası bir okuldur. Burası ise 70 milyona hizmet veren bir hastanedir. Hastalarımız arasında 10 tane bile Rum yok" dedi. Karayani, Vakıflar Yasası lehlerine sonuçlanmadığı takdirde dahi AİHM’ye kesinlikle gitmeyeceklerini vurgularken, "İhtiyacım olursa hükümetime başvurur, bütçeden para isterim. Fener Rum Vakfı’nın ne yapacağına ben karışamam. Ama AİHM’e başvuruyu vatana ihanet olarak görüyorum. Burası bir Türk vakfıdır. Ben devletimi yabancılara şikayet edemem. Devletin mahkemesine, Yargıtay’a ve hükümetime itimadım var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kimsenin kapısında dilencilik yapmam. Biz sorunlarımızı kendi aramızda hallederiz, elalemin kapısına gitmeye lüzum yok. AİHM’e kesinlikle başvurmayacağız. Lüzum yok böyle şeylere. Ben kanunun çıkacağına kániyim. Gidip de hakkımı bir yabancıdan istemem. Bu zihniyetteyim, böyle yetişmişim. Ben Karadenizliyim, böyle şeyler sevmem" dedi.
Dinim ayrı ama Türk’üm
Giresunlu olduğunu belirten Dimitri Karayani, "Biz Karadenizliler biraz katıyız, inatçıyız. Karadenizlilik kanımızda var, değişmez ki. Kendimizi kendimiz biliriz, sağdan soldan akıl almayız. Dinimiz ayrı ama hepimiz Türk’üz. Türkiye’nin toprak bütünlüğünün, mozaiğin bozulmaması için dua eden insanlarız. Bu tip başvurular mozaiği bozar. Ama mozaiği asıl zedeleyen, bütün sorunları başlatan Yargıtay’ın 1974’teki kararı olmuştur" diye konuştu.