Dilipak'ın davası sivil mahkemede görülecek

Güncelleme Tarihi:

Dilipakın davası sivil mahkemede görülecek
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2006 15:51

Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak ve Mustafa Karahasanoğlu'nun da aralarında bulunduğu 6 sanığın, kapatılan “Türkiye'de Cuma Dergisi”ndeki bir yazıda “astlık ve üstlük münasebetlerini zedelemeye, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye matuf olarak alenen tahkir ve tezyif edici fiil ve harekette bulundukları” iddiasıyla askeri mahkemede yargılandıkları dava dosyası, Bağcılar Adliyesi'ne gönderildi.

Haberin Devamı

3. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Abdurrahman Dilipak katıldı. Diğer tutuksuz sanıklar gazeteci-yazar Mustafa Karahasanoğlu, emekli Albay Hüseyin Arı ve emekli Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğulları ile Yalçın Turgut Balaban ve Cengiz Almış ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada söz alan Karahasanoğlu, Balaban ve Almış'ın avukatı Ali Pacci, düşünce özgürlüğüne verilen önemin her 2 basın kanununun 1. maddesinde açıkça vurgulandığını ifade etti.

Müvekkillerine isnat edilen suçlamanın basılmış eser yoluyla işlendiğini dile getiren Pacci, “5680 sayılı Basın Kanunu'nun 36. maddesinde basın suçlarına bakacak mahkemede istisna getirilmiş olmasına rağmen 5187 sayılı yeni Basın Kanunu'nda bu istisna kaldırılmış olup, bu eylem nedeniyle müvekkillerin askeri mahkemede yargılanması imkanı ortadan kalkmıştır” dedi. Pacci, mahkemenin ”görevsizlik kararı” vermesini talep etti.

Haberin Devamı

Son sözü sorulan Abdurrahman Dilipak da, esasa ilişkin savunma yapmayacağını belirterek, “Hakkımda beraat kararı verilse dahi temyiz edeceğim. Çünkü hakkımda bu mahkemenin, karar verme yetkisi yoktur. Mahkemenin yapması gereken tek şey, davadan el çekip dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne göndermektir” diye konuştu.

GÖREVSİZLİK KARARI

Verilen aradan sonra kararı açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar hakkında “astlık ve üstlük münasebetlerini zedelemeye, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye matuf olarak alenen tahkir ve tezyif edici fiil ve harekette bulunmak” suçunu işledikleri gerekçesiyle Askeri Ceza Kanunu'nun 95/4-5. maddeleri gereği cezalandırılmaları istemiyle dava açıldığını hatırlattı.

5680 sayılı Basın Kanunu'nun 36. maddesindeki “özel kanunlardaki hükümler saklıdır” ibaresinin 5187 sayılı yeni Basın Kanunu'nun görevli mahkemeleri düzenleyen 27. maddesinde yer almadığını belirten mahkeme heyeti, eylemin basın yoluyla gerçekleştirildiği, dolayısıyla bu suçtan yargılamanın askeri mahkemede yapılamayacağı kanaatine varıldığını bildirdi.

Bu nedenle “görevsizlik kararı” veren mahkeme heyeti, kararın kesinleşmesinin ardından dosyanın Bağcılar Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.

DİLİPAK'IN AÇIKLAMASI

Duruşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dilipak, dosyanın Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderileceğini ifade ederek, “Ben bu davayı bir kişisel dava olarak görmedim. 'Başkalarının başına gelmesin, benim başıma gelenler' diye olayı bir hukuk davası olarak, sadece usul üzerinde konuşarak, esasa ilişkin susma hakkımı kullanarak başından beri takip ettim” dedi.

Haberin Devamı

Bir gazetecinin, duruşmadaki “Beraat halinde dahi temyiz edeceği” yönündeki ifadesini anımsatması üzerine Dilipak, “Çünkü, bu mahkemenin benim hakkımda karar verme yetkisi yok. Yapabileceği en iyi şey, bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürerek temelde çözme, ikincisi de el çekmeydi. Kendisi davadan el çekmeyi tercih etti” diye konuştu.

Duruşmayı izleyen müzisyen Şanar Yurdatapan da, bazı yabancıların da duruşmayı izlediğinin hatırlatılması üzerine, uluslararası PEN Yazarlar Birliği'nden bir Yönetim Kurulu üyesi ile İngiltere ve Hollanda konsolosluklarından birer kişinin duruşmaya geldiğini ifade etti.

Askeri savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, kapatılan ”Türkiye'de Cuma Dergisi”nin 29 Ağustos-4 Eylül 2003 tarihinde çıkan 84. sayısındaki “Paşalar Laf Dinlemezse” başlıklı yazıda emekli subaylarla röportajlar yapıldığı ve yazıda Askeri Ceza Kanunu'nun 95/4-5. maddeleri uyarınca, “astlık-üstlük münasebetlerini zedelemeye, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye matuf olarak alenen tahkir ve tezyif edici fiil ve harekette bulunmak” suçunun işlendiği öne sürülüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!