Güncelleme Tarihi:
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'ndaki büyük salondaki duruşmaya, tutuksuz sanık Y.M. ile şikayetçiler Dilek Doğan'ın ailesinin yanısıra Berkin Elvan'in annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan, CHPli milletvekilleri Selina Doğan, Gamze Akkuş İlgezdi, İlhan Cihaner, Hilmi Yarayıcı, Ali Haydar Hakverdi, Barış Yarkadaş ile HDP milletvekili Huda Kaya ve çok sayıda izleyici katıldı.
Dilek Doğan'ın ailesini 100'ün üzerinde avukat temsil etti. Duruşma salonun içinde de sivil polisler güvenlik önlemi aldı. Ayakta kalan bazı avukatlar da kendileri için ayrılan bölümde polislerin oturmasına tepki gösterdi. Dilek Doğan'ın annesi Aysel Doğan, tutuksuz sanık içeri alınınca feryat etmeye başladı.
Aysel Doğan, "Dileğim, yavrum, annem" diye ağladı. Doğan'ı etrafındakiler teskin etti. Salon içinden de bir izleyici, "Senin çocukların yok mu? Nasıl vurursun" diye bağırdı. Sanık Y.M.'nin kimlik tespitinin ardından duruşma savcısı iddianameyi okumaya başladı.
ADLİYE ÖNÜNDE POLİS MÜDAHALESİ: 22 GÖZALTI
Öte yandan duruşma öncesi adliye önünde gerginlik yaşandı. Polisin biber gazı ve tazyikli su ile yaptığı müdahalede 22 kişi gözaltına alındı.
Davanın görüldüğü Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen bir grup, duruşmayı izlemek için adliye binasına girmek istedi. Sadece ailenin alınacağının söyleyen polis, grubun önüne barikat kurarark adliye binasına girmesini engelledi. Bunun üzerine grupla polis arasında arbede yaşandı. İçeri girmek isteyen grup polis barikatını aşmaya çalıştı. Polis ise biber gazı ve boyalı mermi atarak grubu dağıtmaya çalıştı. Üzerlerine TOMA'dan tazyikli su sıkılan gruptan bazıları da gözaltına alındı. Şu ana kadar gözaltına alınanların sayısının 22 olduğu belirtildi.
KORİDOR DA KARIŞTI
Dava başlamadan önce İstanbul 12. Ağır Ceza Mahmekesi'nin bulunduğu koridor da karıştı. Koridorda, özel güvenlik görevlileriyle davaya katılmak isteyen avukatlar ve izleyiciler arasında tartışmalar yaşandı. Gerginlik duruşma salonunda da devam etti. Avukat Ömer Kavili içeri girerek mahkeme başkanına, "Davaya katılmak isteyen meslektaşlarımız polis tarafından tartaklanıyor, içeri alınmıyor, sizin bir talimatiniz mı var?" diye sordu.
Diğer avukatların da buna tepki göstermesi üzerine başkan salonun boşaltılmasını istedi. Buna rağmen avukatlar dışarı çıkmadı. Daha sonra Mahkeme Başkanı avukatların alınmaması yönünde talimatı olmadığını belirterek mübaşire avukatların alınması için talimat verdi. Bu sırada bir avukat duruşmanın büyük salona alınmasını talep etti. Heyet bu talebi kabul etti. Ancak büyük salonun bulunduğu koridorda da tartışmalar devam etti.
CHP milletvekili Ali Haydar Hakverdi bariyerin önüne gelerek içeri girmek istedi. Ancak güvenlik, "Kimliğinizi görebilir miyim?" dedi. Milletvekili Haydar da kimlik göstermeyeceğini söylemesi üzerine tartışma çıktı.Tartışmalar sırasında izleyiciler koridordaki barikatı zorladı.
O POLİS: 'BİZİM DE ANNEMİZ VAR'
Dilek Doğan'ın öldürülmesiyle ilgili davada, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde polis memuru Y.M. savunmasını yaptı. "İhmali davranışla kasten adam öldürme" suçundan 26.5 yıla kadar hapsi talep edilen sanık polis Y.M. kendisinin tetiğe basmadığını, aileyi salona ittirdiği sırada silahının patladığını söyledi. Patlamaya Dilek Doğan'ın ağabeyi Mehmet Doğan'ın neden olduğunu belirten Y.M. "Üzgünüm. Aileye başsağlığı diliyorum" dedi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuksuz yargılanan sanık Y.M. savunmasında, eski görev yaptığı yerler hakkında bilgi vermesinin ardından Şırnak'ta bir ay çalıştıktan sonra İstanbul'a döndüğünü söyledi. Y.M. gece yapılacak operasyon için erken saatlerde özel harekat ekibiyle hazır bulunduklarını, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Şube Müdürlüğü'nde operasyonla ilgili kendilerine brifing verildiğini anlattı. Burada arama yapacakları kişinin bilgisinin verildiğini anlatan Y.M. kendilerine verilen adrese intikal ettiklerini, bahçe duvarından ikamete giriş yaptıklarını söyledi.
Üç kişinin bahçede alkol aldıklarını ve adının Mehmet Doğan olduğunu öğrendiği kişinin adresi doğruladığını ifade eden Y.M. "Arama kararımız olduğunu, içeride başka kişiler olup olmadığını sordum. Mehmet Doğan, annesi ve babasının olduğunu, annesinin şeker hastası olduğunu belirterek 'Telaşlanır, korkar, önce ben girip arama yapılacağını söylesem olur mu?' dedi. Bizim de annemiz var, insani duygularla onun bu isteğini onayladım. Evin kapısını zorlamadan içeri girdik. İçeri girdiğimizde koridorun başında annesi ve babası bekliyordu. Ön kontrol için ekipten arkadaşları içeri aldım. O sırada bir bayan daha gördük. Öncesinde Mehmet Doğan bize içeride sadece anne ve babasının olduğunu söylediği için temkinli yaklaştım. Mehmet Doğan, kızkardeşi olduğunu söyleyince ismini sordum. Adının Dilek olduğunu kimliğini sordum. Kimliğini alarak kontrol için GBT'deki arkadaşlara verdim" diye konuştu.
Bunun üzerine şikayetçi Mehmet Doğan, "Yalan söyleme, öyle demedim" diye bağırdı. Mahkeme Başkanı Nimet Demir de sakin olması için Doğan'ı uyardı.
"ARAMA YAPILIRKEN AİLEYİ SALONA ALDIM"
Dilek Doğan'ın "Galoş giyin, pis herifler" dediğini belirten Y.M. "Kendisine operasyonel ekibinin galoş giyemeyeceğini ancak arama ekibinin giyeceğini söyledim. Daha sonra Dilek Doğan ile aramızda bir diyalog olmadı. Ancak Mehmet Doğan, sürekli hakaretlerine devam ediyordu. Ben de ona, 'Annem hasta dedin, istediğin gibi girdik. Niye böyle yapıyorsun? Arama yapıp çekip gideceğiz' dedim. Genel aramadan sonra özel harekat ekibini dışarı aldım. Arama ekipleri içeri girdi. Bu sırada Mehmet Doğan, sözlü hakaretlerine devam ediyordu. Aileyi salona aldım" dedi.
"PATLAMA SESİNİN KENDİ SİLAHIMDAN GELDİĞİNİ BİLE ANLAMADIM"
Arama devam ettiği sırada Mehmet Doğan'ın salondan çıktığını gördüğünü söyleyen Y.M. arama ekipleri çalışırken bellerinin açıldığını, silahlarının açıkta kaldığını, bu nedenle güvenliği sağlamak için Doğan'ı içeri doğru ittirdiğini anlattı. Silahını ittirmek için göğsüne yasladığını gösteren Y.M., "Mehmet Doğan'ı ve arkasında bulunan annesiyle babasını geriye doğru ittiriyordum. Dilek Doğan, solumdaydı. Mehmet Doğan, silahıma ellerini atmaya başladı. Ben de silahımı kaptırmamak için geri hamle yaptım. O sırada patlama sesi geldi. Patlama sesinin kendi silahımdan geldiğini bile anlamadım" dedi. Sanığın bu sözlerine duruşma salonundakiler tepki gösterdi.
Dilek Doğan yere düşünce eğilip baktığını yaralanmış olduğunu görünce, hemen ambulansa haber vermelerini söylediğini belirterek Y.M. "Ben tetiğe basmadım, öyle bir pozisyonum da yoktu. Annesi bağırdığında ona da söyledim. Benim de ailem var. Üzgünüm. Ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.Y.M. , Dilek Doğan'ı hastaneye götürme çabalarına ailenin engel olduğunu da ileri sürdü.
"EMEKLİLİK PLANLARI YAPARKEN BAŞIMA BU GELDİ"
İfadesinin ardından sanığın çapraz sorgusuna geçildi. Doğan ailesinin avukatları, "Evde güvenli ortamı sağladıktan sonra neden silahın emniyetini kapatmadın" diye sordu. Sanık ise bu soruya, "Özel harekatçılar silahlı ya da bombalı saldırıların olma ihtimali olan yerlere gideriz. Nereden ne zaman ne geleceğini bilemeyiz. Bunun için de her zaman tetikte bekleriz" dedi. Doğan ailesinin avukatlarından biri ise sanığa, "Daha önce birini vurdunuz mu?" diye sordu. Sanık Y.M, "26 yıllık polisim. Emekliliğime az kaldı. Emeklilik planları yaparken başıma bu geldi" dedi.
Avukatın sorusunu tekrarlaması üzerine ise sanık, " Şimdiye kadar kimseyi vurmadım, öldürmedim. Hakkımda açılmış bir tek bir adli ve idari dava yok. 'Galoş giy' dedi diye silahımı çekip kimseyi vurmam. İnsanlığa sığmaz. Bizim de annemiz var" dedi. Bunun üzerine ise izleyici sıralarından biri, "Senin de kızların varmış" diye bağırdı.
Avukatların, Mehmet Doğan'ın kelepçelenmesini sormaları üzerine de sanık Y.M., "Dilek Doğan'a ambulans çağrılmasını söyledim. Daha sonra Mehmet Doğan'ın gözaltına alınmasını söyledim. Çünkü patlamaya neden olan kişi Mehmet Doğan'dır" dedi. Sanığın savunmasının ardından Doğan ailesine söz verildi.
"PANİK YAPSAM BELKİ KAPI ÖNÜNDE BENİ VURACAKLARDI"
Dilek Doğan'ın ağabeyi Mehmet Doğan, polisler geldiğinde kapıda arkadaşıyla sohbet ettiğini belirterek, "Ben herhangi bir panik yapmadım. Panik yapsam belki kapı önünde beni vuracaklardı. Polis, 'Operasyona geldik' dedi. Ben de 'Tabi' dedim. Arama yapmalarına engel olmadım. Niyetim engellemek olsa kapıdan içeri polisleri sokmazdım. Eğer ben yalan söylüyorsam sanık polis müdahale edebilir. 'Yalan söylüyor' diye bağırabilir. Sanık, 'Evde kim var?' diye sordu. Ben de 'Annem, babam ve kızkardeşim var' diye cevap verdim. Ellerimle evin kapısını açtım. Dilek'i kaldıracaktım, annemi uyandırması için. Zaten Dilek de uyanmıştı. Sanık polis, "Dilek'e 3 kez senin adın ne ? diye sordu. Ardından kimliklerimizi istedi. Biz de verdik. Kimlik elinde olmasına rağmen Dilek'e 'Senin adın ne?' diye sormaya devam etti. Eve ayakkabılarla girilmesinden rahatsız olmuştuk. Kardeşim Dilek de 'Ayağınıza galoş giyerseniz sevinirim' dedi. Arama yapacak ekibi içeri çağırdılar. Herhangi bir tartışma yaşanmadı. Orada benim arkadaşım Tayfun da vardı. Tayfun'a 'Ağabeyi arama yapılırken sen de gel bak' dedim. Polislere hiçbir zaman hakaret etmedim, hiçbir şey yapmadım. Annem o sırada 'Ankara'daki canlı bombayı niye önceden bulmadınız?' dedi" diye konuştu.
"DİLEK VURULUNCA BİZ KENDİMİZİ KAYBETTİK"
"Doğrudur Ankara'daki olayları eleştirdim. Sanık öyle bir hızla geliyor ki beni susturmak için" diyen Mehmet Doğan, "Sanık çok sinirli geldi. Koridora gelir gelmez silah patladı. Küçücük ev, bir sürü insan var. Silahını emniyete al. Sonra Dilek vurulunca biz kendimizi kaybettik" dedi.
"HAKARET ETSE AİLEYİ YOK EDERDİ, ÖYLE BİR RUH HALİ VARDI"
Dilek Doğan'ın Annesi Aysel Doğan da, "Oğlum Mehmet kapıyı açıp, 'Polisler geldi, sakin ol, koltuğa otur' dedi. O sırada Dilek'in sesini duydum 'Galoş giyin ayakkabılarınızla gezmeyin' dedi. Polisler odaya aramaya geçtiler. Sonra bu polis (Sanık) deli gibi dolaştı evde. Baktım sessizlik oldu. 'Hatice Ruken Kılıç burada mı?' diye soruldu. 'Ben 21 yıldır buradayım öyle bir isim duymadım' dedim. 'Ne için arıyorsunuz?' deyince "Canlı bombayı arıyoruz' dedi. 'Ben de canlı bombayı benim evimde mi arıyorsunuz, Ankara'da o kadar insan hayatını kaybetti. Neden engel olmadınız?' dedim. Sanık, Dilek'e döndü, 'Senin adın ne?' diye sordu. Dilek de adını söyledi. Kimliklerimiz istendi. Ben çok sayıda operasyon gördüm. Dilek'i oraya getirdiğimde 4 yaşındaydı. O kadar polis geldi. Ama Dilek'e dokunmadı. Olay günü sanık polisin hiçbir şeye tahammülü yoktu. Orası bir ev ve evdekilerin her şey demeye hakkı var, hazırlıklı geleceksin, elin tetikte gelmeyecektin. Mehmet, polislere hakaret etmedi. Hakaret etse aileyi yok ederdi öyle bir ruh hali vardı. Sanığın kapıya çarpmasıyla silahın patlaması bir oldu" diye konuştu.
"KEŞKE BANA ATEŞ ETSEYDİ, ÇOCUĞUMUN ACISINI GÖRMESEYDİM"
Anne Aysel Doğan, "Keşke bana ateş etseydi. Çocuğumun acısını görmeseydim. Çocuğumu bizden aldı. İnşallah bizim gibi olur, ömür boyu yaşar" diyerek konuşmasını tamamladı. Dilek Doğan'ın babası Metin Doğan da olay gününü anlatarak, "Sanık polis Y.M. dışardan aniden gelmesiyle silah patladı. Ondan sonra aramızda arbede yaşadık" diye konuştu. Duruşma tanık dinlenmesiyle devam ediyor.