Güncelleme Tarihi:
Doğal güzellikleri ile birçok yaban hayatına ev sahipliği yapan Kuşadası Dilek Yarımadası Milli Parkı, denizel biyoçeşitliliğiyle de çok sayıda deniz canlısının üreme ve beslenme noktası olmaya devam ediyor. Nesli tükenme altında olan birçok deniz canlısının da gözlemlendiği Milli Park ile Kuşadası'nın kent içindeki kayalıklarında foklara ait bir mağaranın olduğu bilinirken, Yunanistan’ın Sisam Adası ile Kuşadası’nı ayıran Dilek Boğazı'nda bir Akdeniz Foku ölü olarak bulundu.
Dünya genelinde 800, Türkiye’de ise 100 kadar olduğu tahmin edilen Akdeniz Fokları’nın nesli her geçen gün yok olma tehlikesi altına girerken, Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, Dilek Yarımadası’nın denizsel biyoçeşitliliği ve önemine dikkat çekti. Ölü halde bulunan Akdeniz Foku’nun yavru olduğunu ifade eden Sürücü, fokun ölüm nedeninin yapılacak incelemeler sonrasında netlik kazanacağını söyledi.
“ÇEŞİTLİLİĞİN DEVAM DENİZ EKOSİSTEMİ İÇİN ÖNEMLİ”
EKODOSD üyesi Ali Kazbin Sobaşat’ın bölgede tekne ile gezdiği esnada su üzerinde bir kütle olduğunu fark ettiğini ve kontrol ettiğinde ölü bir Akdeniz Foku olduğunu gördüğünü ifade eden Sürücü; “EKODOSD üyesi Ali Kazbin Sobaşat ve arkadaşları, Kuşadası Dilek Yarımadası Milli Parkı ile Yunanistan'ın Samos Adası arasında bulunan Bayrak Adası'nın güneyinde denizde tekneyle giderken su yüzeyinde bir kütle görürler. Yaklaştıklarında kütlenin bir Akdeniz Foku olduğunu görürler. Sobaşat, Nesli Tehlike Altında olan Akdeniz Foku için EKODOSD'u arayarak bilgi verir. Yavru olan Akdeniz Fokunun ölüm nedeni incelemeden sonra belli olacaktır. Fokun görüldüğü bölge ve konuyla ilgili Kuşadası Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bilgi verildi. Akdeniz Fokları, dünyada nesilleri tehlike altında olan en önemli türlerin başında gelmektedir. Dünyada 800 Türkiye’de 100 kadar olduğu tahmin ediliyor. Kuşadası'nın kent içindeki kayalıklarda da foklara ait bir mağara bulunmakta ve bu bölgede üreme ve beslenmelerini gerçekleştirmektedirler. Tırtak türü yunusların üreme ve beslenme alanı olarak kullandıkları, Chelonia mydas ve Caretta caretta türü deniz kaplumbağalarının beslendikleri ve Akdeniz Foku gibi çok önemli bir türün üreyerek beslendiği bir alan olan Dilek Boğazı’nın denizel biyoçeşitliliğinin ne kadar zengin ve önemli olduğu bu türlerden anlaşılmaktadır. Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nın denizel sınırlarının genişletilmesi ve Deniz Kaplumbağaları, Yunuslar ve Akdeniz Foku gibi nadir türlerin hedef dışı av olmaması için Dilek Boğazı’nda trol avcılığının yasaklanması, buradaki çeşitliliğin devamını ve deniz ekosisteminin korunmasını sağlayacaktır. Akdeniz Fokları konusunda Türkiye'nin uzman kuruluşu olan işbirliği yaptığımız Sualtı Araştırmaları Derneği’nin (SAD) Akdeniz Foku Araştırma grubu Koordinatörü Cem Orkun Kıraç’la görüşülerek bilgi verildi” dedi.
“AYDIN’IN EL DEĞMEMİŞ KIYILARI KORUNMALI”
Aydın’ın el değmemiş kıyılarının korunması gerektiğini ifade eden Sualtı Araştırmaları Derneği (SAD) Akdeniz Foku Araştırma Grubu Koordinatörü Cem Orkun Kıraç ise “Dilek Yarımadası kuzeybatı kıyılarında yer alan Bayrak Adası yakınlarında bulunan yavru Akdeniz foku ölüsü hem üzücü hem de düşündürücüdür. Ancak öte yandan Kuşadası ve Dilek Yarımadası Milli parkı kıyılarında halen bu nadir deniz memelisinin var olduğunu ve bunun da ötesinde yavruladığını göstermesi bakımından da önemli bir ipucudur. Akdeniz fokunu ölü olarak açık denizde bulan EKODOSD Derneği üyeleri fokla ilgili bilgileri, fokun dışarıdan herhangi bir darp aldığına veya ateşli silahla öldürüldüğüne ilişkin işaret olmadığını vurgulamışlardır. Yavru fokların ölüm nedenlerinden bazıları fırtınalarda annelerinden kopan yavruların öksüz kalmaları ve açlıktan ölmeleri veya doğrudan fırtınanın etkisi ile kuvvetli dalgaların yavruları kayalara vurarak ölmelerine neden olmasıdır. Buradaki ölümün kesin yargıya varmamakla birlikte büyük ihtimalle öksüz fokun açlıktan veya dalgaların kayalara çarpması sonucu daha önce de örneklerine rastlandığı gibi bir nedenle öldüğü düşünülmektedir. Bölgede fokların yaşadıklarını ve yavrulama bile olduğunu göstermesi bakımından Aydın'ın el değmemiş ve hala doğallığını koruyan kıyıların ne kadar önemli olduğunu ve korunmaları gerektiğini anlamamız gerekmekte” şeklinde konuştu.