Güncelleme Tarihi:
Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden Google, yapay zekâ destekli çeviri uygulaması ‘Universal Translator’un tanıtımını yaptı. Bu teknoloji videolara istediğiniz dilde otomatik olarak dublaj yapıyor. Bununla kalmayıp dudak hareketlerini konuşulan dile uyduruyor ve ses tonunu da gerçeğe en yakın hale getiriyor. Uzmanlar bir yandan DeepFake teknolojisinden faydalanan bu uygulamanın güvenlikle ilgili zafiyet yaratıp yaratmayacağını tartışıyor ama bir yandan da eğitim dünyasına büyük katkı sağlayacağını söylüyor.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Bilişim Uzmanı Osman Demircan yeni çeviri teknolojisinin çalışma prensipleriyle artılarını ve eksilerini şöyle anlatıyor:
HERKES BİRBİRİNİ ANLAMAYA BAŞLAYACAK
Bu teknoloji öncelikle YouTube gibi serbest ve tüm dünya tarafından takip edilen bir alanla entegre olduğunda insanların daha da geniş kaynaklara ulaştığını, ‘uluslararası influencer’ sayısının arttığını göreceğiz. Çünkü artık herkes birbirini anlamaya başlayacak. Bu uygulama şu an başlangıç aşamasında ancak önümüzdeki günlerde süper yapay zekanın gümbür gümbür geleceğinin habercisi olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten doğru kullanılırsa inanması zor ve amacına uygun videolar yaratmaya olanak tanıyacak keyifli bir teknoloji olarak görünüyor.
KÖTÜ TEKNOLOJİ YOKTUR KÖTÜ KULLANIM VARDIR
DeepFake zaten siber zorbalık gibi kötü amaçlarla kullanılan bir teknoloji. Ancak burada teknolojiler kötü değil, bunları kullanan insanlar kötü. Bir silah suçlunun elindeyse kötüdür, kolluk kuvvetlerinin elindeyse güvenlik amaçlıdır. Yani kullanım amacı yine insanla ilgili olacak. Burada sadece çok ciddi telif sorunları yaşanabilir.”
BAŞKA BİR BOYUTA TAŞINDI
Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Tolga Güyer ise söz konusu yeni teknolojinin eğitimi nasıl etkileyeceğini şöyle anlattı:
ULUSLARARASI EĞİTİMDE DİL ENGELİ KALKABİLİR
Bu uygulama herhangi bir konuda, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir konunun uzmanından öğretmeninden direkt bilgiye ulaşma imkânı sunacak ve aradaki dil sorununu ortadan kaldıracak. Böylece eğitimin daha fazla küreselleşmesini sağlayacak. Örneğin; Harvard, Cambridge gibi dünyanın önde gelen üniversiteleri de dahil olmak üzere pek çok üniversite sertifikalı eğitim programları açıyor. Bunun dışında başta evrensel dil İngilizce olmak üzere pek çok dilde yabancı eğitim platformları var. Ancak o dili ileri seviyede bilmemek bu eğitimleri almaya engel olabiliyor. Bu teknolojiyle insanlar o eğitimi alacağı dili bilmek zorunda olmayacak.
DİL ÖĞRENME ZAHMETİNDEN UZAK DURULABİLİR
Her daim yanımızda taşıdığımız akıllı telefonların ve giyilebilir teknolojilerin geliştiğini de hesaba katarsak bunun hayatın pek çok alanına etkisi olacaktır. Dil öğrenmek uzun süren, zahmetli ve aynı zamanda maliyetli bir iştir. Bu yeni teknoloji herkesin ulaşabileceği hale gelirse dil bilmenin avantajlarının ortadan kalkabileceğini düşünüyorum. Böyle bir kolaylık sunulursa insanlar dil öğrenme zahmete girmekten uzak duracaktır. Kısa vadede olacağını sanmıyorum ama uzun vadede yabancı dil bilmenin avantajı ortadan kalkabilir.
EĞİTİMCİLERİN DE İŞİNE YARAYACAK
Bu teknolojinin eğitimcilere etkisine bakarsak, önceliği dil öğretimine verebiliriz. Dil öğretim materyalleri hazırlamak eğitim kurumları için zorlu ve masraflı bir süreçtir. Dil uzmanları görev alır ve seslendirmeler için farklı insanlar çalışır. Her şeyi tek bir uygulamada yapmak dil öğretim materyalleri konusunda maliyetleri düşürecek ve işi kolaylaştıracak.”