Diktatör değil ‘bozuntusu’
Güncelleme Tarihi:
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasını yaptıktan sonra kürsüden inerken izleyicilerden biri “Sizi çok beğeniyor ve seviyorum” dedikten sonra Kılıçdaroğlu’nun boynuna sarılıp, kucakladı.
DÜNYANIN EN CAHİL ADAMI
Konuşmada edebi aşan tek bir cümle yok, tam tersine son derece saygılı ifadeler; bizi de eleştirdi. Biz saygıyla dinledik. Söyledikleri için ‘Baştan aşağıya yalan’ dedi, kulaklarıma inanamadım. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümünde, Anayasa Mahkemesi Başkanı, hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına vurgu yaparsa, benzer konuşmalar Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde de yapılırsa demek ki bir sorun var. ‘Hukukun üstünlüğü bu ülkede yok’ diyorlar açıkça. Ama o buna tahammül edemiyor. Bir de tarihten bahseder. Tarihi de bilmiyor emin olun. Hayatımda gördüğüm dünyanın en cahil adamı.
ELİMİ UZATTIM, AYAĞA KALKMADI
Tören sırasında gittiğimde ön sırada oturan eskilerin deyimiyle ‘devlet ricali’ vardı. Ben de onlara ‘Merhaba’ dedim. Saygı içinde ayağa kalkıp tokalaştık. Bir kişiye de elimi uzattım. Hafif öne doğru eğildi ama ayağa kalkmadı, olabilir. Onun saygısının ne anlama geldiğini gösterir. Biraz sonra Genelkurmay Başkanı da içeri girdi; şöyle bir baktım, bu esas duruşa geçmiş. Elini uzatıyor, başını eğiyor. Eğer insan kendi egosuna teslim olursa bu tür manzaralar ortaya çıkar. Saygıda kusur etmemek insan olmanın temel kuralıdır. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz ama herkes birbirine saygılı davranmak zorundadır. Ben merak ediyorum, egosu bu kadar şişkin birisi topluma nasıl saygı duyacak? Birisinin önünde esas duruşa geçebiliyorsun, elini uzatabiliyorsun ama eleştiriye tahammül edemiyor. Sonra kürsüye Danıştay Başkanı, arkasından Feyzioğlu çıktı. Konuşmanın sonlarına doğru baktım birisi koltuğunda duramıyor. Şöyle yan baktım, devamlı oynuyor. Sonra birden yanındakilerle konuşmaya başladı ama ses tonunu her seferinde biraz daha artırarak. Sonra ayağa kalktı, kürsüdeki hatibe ‘Edepsizlik yapma’ diye bir söz söyledi.
DİKTATÖRLER KATİLDİR
Arada bir bu diktatörler yargıçlığa da soyunur. ‘Ben Silivri davalarının savcısıyım’ demedi mi bu? Kalkmış timsah gözyaşları döküyor. Sen bu davaların savcılığını üstlenmedin mi? Diktatörler bunu yaparlar, demokratlar değil. Yine bu diktatör talimat verdi, 34 yurttaşımız öldürüldü. Diktatörler aynı zamanda katildirler. Hayatımda bu kadar paraya âşık olan bir ikinci adam görmedim. Para deyince bütün sigortalar atıyor. Hele yeşil olursa, dolar olursa...
KENAN EVREN’İN ARKADAŞI
Feyzioğlu’nun Barolar Birliği Başkanlığı’na seçilmesi milletvekillerinin seçilmesinden daha demokratiktir. Oturuyor beyefendi, bir liste yazıyor, vatandaşın önüne koyuyor, bunlara oy ver. Kim seçiyor bu milletvekillerini bu diktatör bozuntusu seçiyor. ‘Gel, bunları değiştirelim, milletin vekilini millet seçsin’ diyoruz ama yanaşmıyor. Neden Kenan Evren’in arkadaşı da ondan.
PARALARI SIFIRLAYIN DEMEMELİ
Devlet adamı, dürüst olmalıdır, ‘Paraları sıfırlayın’ dememelidir, öfkeyle, kinle hareket etmemelidir. Devleti 700 yıl önce kuran Osman Bey’e Şeyh Edebali, ‘Ey oğul, beysin bundan sonra öfke bize uysallık sana, acizlik bize hoş görmek sana, geçimsizlikler bize adalet sana kötü göz, şom ağız haksız yorum bile bağışlamak sana’ diye öğütlemiş. Kin ve öfkeyle devletin yönetilemeyeceğini dünya göstermiş. Keşke herkes ondan gerekli dersleri almış olsaydı.