Dikkat! izleniyorsunuz

Güncelleme Tarihi:

Dikkat izleniyorsunuz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2001 16:35

Giyiminizle ve davranışlarınızla çevrenize mesajlar veriyorsunuz.
Seçtiğiniz renklerden aksesuvarlara, makyajdan saç biçimine kadar her şey 'hakkınızda bazı kararların verilmesine' neden oluyor. İmaja dikkat! İşe başvururken, ofiste çalışırken, sahada satış yaparken, telefonla konuşurken, kokteyllerde ve yemeklerde, hatta her yerde izleniyorsunuz. Nasıl mı? Özlem Çakır Profesyonel İmaj ve İletişim Danışmanlığı ve ProCom GfK 'Profesyonel Yaşamda Bireysel İmaj'ı araştırdı.


Lacivert takım ebise giymiş bir reklamcı, burnu hızmalı bir bankacı, askılı mini elbise giymiş bir avukat vb. göremezsiniz. Görseniz de bu kişilerin saydığımız mesleklerde olduğunu düşünmezsiniz. Ağır makyaj yapıp, 5 cm. çapında halka küpe takmış, vücuduna yapışan bir elbise giymiş satışçı başarılı olamaz. Kısa kollu gömlek giyip, altın künye ve küçük parmağına taşlı altın yüzük takan bir sigortacı da...

Yalnızca giyim de kurtarmaz. Ağzında sakızla müşterisini karşılayan mağazacı, çatık kaşlı, suratsız bir garson, telefonu en hüzünlü sesiyle açan bir sekreter, çalışanlarına müstehçen bakışlar fırlatan bir yönetici de makus talihinden kurtulamaz.

Giyiminizden, davranışlarınıza kadar bireysel imajınızı oluşturan her unsur çevrenize mesajlar verir. Herkes verdiğiniz mesajları alıp, sizi öyle değerlendirir.

Profesyonel İmaj Danışmanı Özlem Çakır, kurumların verdikleri hizmette ve müşteri ilişkilerinde en büyük güçlerinin iyi yetişmiş, eğitimli, iletişim yetenekleri gelişmiş, görgülü çalışanları olduğunu söylüyor: ‘‘Bu özelliklere sahip çalışanların bu özelliklerini kurum içinde çalıştıkları kişilere, kurum dışında müşterilerine yansıtmaları gerekiyor. Bu ancak iyi bir pazarlama aracı olan bireysel imajlarını etkin ve tutarlı kullanmaları ile gerçekleşiyor.‘‘

Özlem Çakır Profesyonel İmaj ve İletişim Danışmanlığı ve ProCon GfK'nın birlikte gerçekleştirdiği 'Profesyonel İş Yaşamında Bireysel İmaj' konulu araştırma Türkiye'nin 'imaj durumunu' ortaya koyuyor. Türkiye'de ilk kez yapılan 'imaj araştırması' değişik sektörlerdeki şirketlerde görev yapan üst düzey yöneticilerin gözüyle çalışanları değerlendiriyor. Çalışanların giyim tarzı, yarattıkları ilk izlenim, kişisel etki ve tavırlarına ilişkin değerlendirmeleri gösteriyor.

Araştırma, genel müdür, genel müdür yardımcısı, insan kaynakları müdürü ve personel müdürlerinden oluşan 103 yönetici arasında yapılmış. Geleneksel (banka, sigorta, finans, mali hukuki danışmanlık şirketleri), hizmet (turizm-otelcilik, halkla ilişkiler, medya, satış-pazarlama, organizasyon, danışmanlık, eğitim) ve yaratıcı (reklam, bilgisayar, yazılım) sektörler dahil edilmiş. Katılımcıların yüzde 40'ı hizmet, yüzde 31'i geleneksel ve yüzde 29'u yaratıcı sektörden.

Araştırmaya katılan kuruluşların yüzde 49'unda çalışanların 'giyim-kuşamı' yazılı kurallarla belirlenmiş (giyim kodu). Bu kurallar yüzde 75 gibi yüksek bir oranla en fazla geleneksel sektörde uygulanıyor. Yaratıcı sektörde ise neredeyse hiç kural yok. Bu tür kuralların 'uygulanmama oranı' yüzde 77.

Giyim kodu uygulamasının nedenleri şöyle: Müşteri gözünde iyi bir izlenim sağlamak, bulunulan sektörde gelenek veya sektör standardı olması, şirkette ciddiyet-disiplin sağlamak, kurum imajına uyum sağlamak veya geliştirmek.

Şirketlerin yüzde 40'ında Business Casual (işyerinde serbest giyim) veya Free Friday (cuma günü serbest giyim) uygulanıyor. Uygulamalar genellikle yalnızca cuma veya hafta sonu mesailerinde geçerli.

Araştırmaya katılan şirkelerin çoğu çalışanların giyimlerinde kulandıkları renk veya tonlara karışmıyor. Bu konuda hassas olan kuruluşlarda, erkekler için siyah veya lacivert veya koyu renkler, tonlar tercih ediliyor. Hem erkek hemde kadın çalışanlar için fosforlu-parlak renkler, tonlar tercih edilmiyor. Erkekler için tercih edilmeyen renkler ise yeşil, kahverengi ve beyaz. Çalışanların kullandıkları aksesuvarlar arasında en tercih edilmeyenler deri sandalet, dövme, tenis ayakkabısı, baskılı t-shirt, spor ayakkabısı ve sandalet.

Araştırmaya göre geleneksel sektör, müşterilerle doğrudan ilişkide bulunan çalışanlarına karşı oldukça tutucu davranıyor. Yaratıcı sektör ise çalışanlarının giyim ve aksesuvarları konusunda son derece rahat bir tavır sergiliyor. Hizmet sektörü iki uç arasında olmakla birlikte, genel olarak geleneksel sektörün bakış açısına daha yakın.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!