Dikkat et, güney ayağında karıncalar yürüyor!

Güncelleme Tarihi:

Dikkat et, güney ayağında karıncalar yürüyor
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 24, 2005 00:00

Kimi insanlar saÄŸ ve sol yönlerini birbirine karıştırırlar. Bu insanlar bizden farklı yön tayini yapan diÄŸer insanlar arasında herhalde iyice bocalarlardı. Mesela Avustralya’da saÄŸ, doÄŸudadır. Ya da batıda, veya o anda baktıkları yöndedir. Size, güney ayağına dikkat et, dediklerinde ÅŸaşırmayın! Belize’de ise sol, yüzüğü taşıdığınız taraftır- hatta evli olmasanız bile.Aborjin Tulo Gordon ve Ä°ngiliz dilbilimci Stephen Levinson, Kuzey Avustralya’nın içlerinde kızgın güneÅŸin altında otururken, Gordon birden şöyle der: ‘Dikkat et, güney ayağının üzerinde bir karınca sürüsü yürüyor.’ Dilbilimci ÅŸaÅŸkın bir vaziyette Gordon’a baktıktan sonra bakışını ayaklarına doÄŸru kaydırınca, saÄŸ ayakkabısının üzerinde minik siyah karıncaların yürüdüğünü görür. Karıncaları kırmızı kumun üzerine silkelerken bir yandan da demek ki güney burası diye düşünür. Gordon’un anadili olan Guugu Yimithirr’de saÄŸ ve sol için herhangi bir sözcük bulunmuyor. Bu ahenkli dilde sadece pusula yönü kullanılmakta. Bu dört ana yönü iyi bilmeyenler kuzey Avustralya’daki Hopevale bölgesinde mesela ‘Şapkamı, batı masasının güney kenarında unuttum’ veya ‘Biraz doÄŸuya doÄŸru kay’ dendiÄŸinde iyice afallarlar. Yönle ilgili 3 sistemGuugu Yimithirr gibi diller, Levinson için bulunmaz bir nimettir. Çünkü Nijmegen Max Planck Psikolinguistik Enstitüsü, dilbilimcisi ve antropologu, farklı dil topluluklarındaki yer-yön sözcüklerini araÅŸtırıyor. Levinson yönetimindeki 50 bilim adamı geride bıraktığımız on yıl içinde15 ülkedeki 20 dilde, yer-yön sözcükleri ve konumlama arasındaki iliÅŸkiyi incelemiÅŸler. Bu araÅŸtırma dil ve yön bilinci arasındaki baÄŸlantıyı inceleyen en kapsamlı çalışmadır. AraÅŸtırma grubu dünyamız üzerinde yön tayiniyle ilgili üç baÄŸlantı sistemini birbirinden ayırmakta. Birincisi, öznel, yani kendi bedenimize göre olan saÄŸ-sol farkıdır. Bu yön tayini, neredeyse tüm insanlar tarafından kullanılmakta. Ä°kincisi Guugu Yimithirr dilinde olduÄŸu gibi pusula yönüne göre yer tayinidir. Dillerin yaklaşık %30’unda bu yön belirleme sistemini kullanır. Üçüncüsü ise nesne merkezli yön tayinidir. Orta Amerika’daki Belize bölgesindeki Mopanlar (bir Maya halkı) örneÄŸin ‘Çatal, bıçağın keskin tarafında duruyor’ derler. Sıcak su batı musluÄŸunda Onlar için objelerin birbirleriyle olan iliÅŸkisi yön belirleyicidir. Bu temel bir sistem olsa gerek, çünkü hemen hemen tüm dillerde kullanıla gelen bir sistemdir. Fakat Mopanlarda, ne saÄŸ ve sol sözcükleri ne de pusuladaki dört ana yön için herhangi bir kelime bulunmadığından, zaman zaman çok karmaşık ve uzun anlatımlar çıkıyor ortaya diyor Levinson. Mopanlardaki gibi nesne merkezli yön tayini bizlere kullanışsız gelirken, Guugu Yimithirr dilindeki yön tayini hayret vericidir. Bu insanlar pusuladaki dört ana yönü ÅŸaşırmadan nasıl kullanabiliyorlar? Levinson’a göre, onlar bir iç pusulaya, yani beyinlerinde bir haritaya sahipler. Bu iç pusulanın ne kadar iyi iÅŸlediÄŸini Levinson, Meksika’nın yüksek bölgelerinde yine bir Maya halkı olan Tzeltallerle yaptığı bir arazi araÅŸtırmasında görmüş. Tzeltal halkı da gündelik yaÅŸamda dört ana yönden yararlanıyor. AraÅŸtırmacı daÄŸlarda yaÅŸayan iki Tzeltal ile ovadaki bir kente gitmiÅŸ. YaÅŸadıkları bölgeden ilk kez çıkan çift, daha önce ne bir kent ne de modern bir otel görmüştü. Masa saÄŸda mı solda mı?Dilbilimci ve evli çift virajlı bir yolculuktan sonra gece karanlığında otele varmışlar. Kadın otele girdiÄŸinde hemen banyoyu kontrol etmiÅŸ ve kocasına şöyle demiÅŸ: ‘Sıcak su batıdaki musluktan akıyor.’ Bizden farklı yer-yön sözcükleri kullanan dillerin araÅŸtırılması, tahmin edilenden çok daha fazla ilginçlikler çıkardı ortaya. Çünkü psikologlar, kavram bilimciler ve dilbilimciler genelde saÄŸ-sol farkının evrensel ve doÄŸal olduÄŸunu kabul ederler. Onlara göre insan, yönleri sadece kendi bedenine göre belirleyebilir. Immanuel Kant bile bu ÅŸekilde düşünüyordu. Ve Protagoras, beÅŸinci yüzyılda ‘İnsan her ÅŸeyin ölçüsüdür’ demiÅŸti. SaÄŸ-sol farkı gerçekten de etrafımızda dönen bir dünyanın merkezinde bulunduÄŸumuz anlamına gelir. Mesela masa saÄŸda duruyor dediÄŸimizde, bu ancak 180 derecelik bir dönüş yapana kadar geçerlidir. Masa, dönüştün sonra artık soldadır. AraÅŸtırma grubu yer-yön sözcüklerinin insan bedenine göre belirlenmediÄŸi, birçok dili inceledikten sonra bu insanların tamamen özne merkezli düşünmediklerini kanıtlamak zorundaydı. Söz konusu dil toplulukları, pekala pusula yönünü sözcük gibi kullanıp yine öznel yer-yön belirlemesi yapıyor olabilirlerdi. Dille uyumlu yönAraÅŸtırma grubu bu konuyu açıklığa kavuÅŸturmak için, Flamanca ve Tzeltal dillerini konuÅŸanlarla bir deney yapmış. Deneklere, üzerinde bir dairenin önünde bir nokta bulunan bir kart gösterildikten sonra, denekler 180 derece kadar döndürülmüş. Ve denekler bundan sonra birkaç kart arasından hangisinin ilk kart olduÄŸunu bulmak zorunda kalmışlar. Hollandalıların neredeyse tümü noktanın, dairenin önünde bulunduÄŸu kartı seçerlerken, Tzeltal dilini konuÅŸanlar noktanın dairenin arkasında bulunduÄŸu kartı göstermiÅŸler. Onlar için dönmüş olmalarının bir önemi yoktu, önemli olan noktanın hala batıda ve dairenin de hala doÄŸuda bulunduÄŸu idi. ‘Bu sonuç, deneklerin gerçekten de dilleriyle uyumlu farklı bir yön kavramına sahip olduklarını göstermekte’ diye açıklıyor Levinson. Usta izcilik ve dört yönBu araÅŸtırmadan sonra bilim adamları, dil ve yer-yön kavramı arasında bir iliÅŸkinin bulunup bulunmadığını merak etmiÅŸler. Dört pusula yönüne göre yer-yön belirleyenler aynı zamanda en iyi izciler miydi? Levinson, Guugu Yimithirrlerle birlikte Avustralya ormanlarındaki maÄŸara resimlerini gezerken, onlara sürekli ‘Hopevale nerede?’, ‘Otomobilimiz nerede?’ gibi yön bilgisiyle yanıtlanması gereken sorular sormuÅŸ. AraÅŸtırmacı yanıtları bir pusulayla kontrol ettiÄŸinde ise hayretler içinde kalmış. Yanıtlar yüzde yüz doÄŸruydu, diyor Levinson. Oysa Hollandalılara, Nijmegen yakınındaki bir ormanda Amsterdam’ın yerini sorduÄŸunda, denekler kentin yerini en az %25’lik bir hata payıyla gösterebilmiÅŸler. Dil bilinçte etkiliDilin, yön bilinci geliÅŸtirdiÄŸi tezi doÄŸru gibi. Fakat tez bununla birlikte on yıllardan beri tartışmalıdır. Özellikle de psikoloji bilimi, dilin bilinç üzerinde etkili olduÄŸunu kabul etmek istemiyor. Levinson’un araÅŸtırma grubu Pennsylvania Ãœniversitesi’nden Lila Gleitman ile ateÅŸli tartışmalar yapmış. Amerikalı bilim adamanın düşüncesi ÅŸu: Çevre, yer-yön kavramı üzerinde etkili olabilir. Kırsalda yaÅŸayanların pusula yönüne, kentte yaÅŸayanların ise saÄŸ-sola göre yön belirlemeleri bir ÅŸey ifade etmiyor mu? Levinson’un Alman çalışma arkadaşı Daniel Haun: ‘Dil sistemleri aynı yaÅŸam ortamlarına raÄŸmen birbirlerinden çok farklı olabilirler’ diye yanıtlıyor bu soruyu. Çevremiz yer- yön tayini üzerinde etkili olsaydı, aynı mekanda bulunan tüm insanların, yönlerini aynı ÅŸekilde belirlemeleri gerekirdi, oysa böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Üç halk da farklıBir örnek: Mopanlar, Tzeltaller ve Yukatekler, hepsi de orta Amerikan Maya halklarıdır ve hepsi de kırsalda yaÅŸar. Fakat Mopanlar nesne merkezli yer-yön sözcüklerinden yararlanırken, Tzeltaller pusula yönünü kullanıyorlar. Yukateklerde ise tıpkı bizde olduÄŸu gibi saÄŸ - sol kavramı vardır. Bu üç grup nokta/daire testinde kendi dillerinin sözcük bilgisine göre davranmışlar. Mesela Yukatekler, Tzeltaller gibi deÄŸil Hollandalılar gibi reaksiyon göstermiÅŸler ki bu da dilin yer-yön bilinci üzerinde sanılandan çok daha etkili olduÄŸunun bir kanıtıdır. Bu tez ayrıca bir ÅŸeyi daha ortaya çıkardı: Dört ana yönü kullananlar bizden farklı iÅŸaretlerle anlatıyorlar. Levinson, Guugu-Yimithirr sözcüsü Jack Bambi’yi filme almış. Aborjin, kayığı devrildikten sonra köpekbalıklarının arasından büyük zorluklarla yüzüp kıyıya ulaşışını anlatıyordu. Levinson’un Amerikalı meslektaşı John Haviland iki yıl önce aynı adamı aynı öyküyü anlatırken filme almıştı. Balıkçı bir filmde batıya, diÄŸerinde doÄŸuya bakmasına raÄŸmen hep aynı pusula yönüne iÅŸaret ediyor. Demek ki iÅŸaretleri, pusula yönünün geçerli olduÄŸu diliyle uyumlu diyor Levinson. Dört yaşında pusulaGuugi Yimithirr ve Tzeltal toplulukları genelde bizim yer-yön kavramamızla uyuÅŸmayan iÅŸaretler kullanıyorlar. Bambi, ‘arkadaşım buraya çok yakın oturuyor’ dediÄŸinde kendisini gösteriyor. Adam, arkadaşından söz ederken niçin kendisini göstermekte? Levinson’un yanıtı şöyle: Bu iÅŸaret bedeni görünmezmiÅŸ gibi göstererek, yer-yön sözcüklerinin insan bedeniyle iliÅŸkili olmayan dil topluluklarını anlamlı kılmakta. Guugu Yimithirr gibi halkların yer-yön tayini bize çok ÅŸaşırtıcı gelse de, çocuklar iç pusulalarını saÄŸ ve sol farkından daha önce öğreniyorlar. Tzeltal çocukları henüz dört ila sekiz yaşındayken pusula yönünü gündelik yaÅŸamda kolaylıkla kullanmaya baÅŸlıyorlar. Oysa bizim çocuklarımız beÅŸ ila altı yaÅŸlarında saÄŸ ve solu ancak kendi bedenlerinde, sekiz yaşına ise nihayet diÄŸer bedenlerde ayırt edebiliyorlar ve ‘bıçağın tabağın sağında’ olduÄŸunu söylemeleri için on bir yaşında olmaları gerekmekte. EÄŸitimle ilgiliBu bulgu saÄŸ ve sol farkının evrensel ve doÄŸal olduÄŸu görüşüyle pek örtüşmemekte. YetiÅŸkinler bile zaman zaman sağı ve solu karıştırabiliyorlar. SaÄŸ-sol hatası özellikle de askerlikte göze çarpar. Kimi insanlar ise yönlerini karıştırmamak için saÄŸ elim sarımsak, sol elim soÄŸan tekerlemesini hatırlarlar. AraÅŸtırma grubu kültürler arası incelemeler sayesinde modern toplumlarda yaygın olan diÄŸer bir kanıyı da çürütüyor. Die Zeit bilim sayfalarından aktardığımız (30 Aralık 04) bu araÅŸtırmaya göre, bilim adamları Guugu Yimithirr gibi dil topluluklarında erkek ve kadınlar arasında bir fark gözetmemiÅŸ. İç pusula kadınlarda ve erkeklerde aynı ÅŸekilde iÅŸlemekte. Oysa bugüne deÄŸin yapılan araÅŸtırmalar, erkeklerin yön tayini konusunda üstün olduÄŸu ÅŸeklinde sonuçlanmıştı. ‘AraÅŸtırmalar genelde hep endüstri ülkelerinde yapılmakta ve sonuçlar tüm insanlar için geçerli kabul edilmekte’ diye eleÅŸtiren Levinson, yer-yön kavramının, cinsiyetten çok eÄŸitimle ilgili olduÄŸuna inanmakta. Dünyamız üzerinde yön tayiniyle ilgili üç baÄŸlantı sistemi var: Birincisi, öznel, yani kendi bedenimize göre olan saÄŸ-sol farkıdır. Bu yön tayini, neredeyse tüm insanlar tarafından kullanılmakta. Ä°kincisi Guugu Yimithirr dilinde olduÄŸu gibi pusula yönüne göre yer tayinidir. Dillerin yaklaşık %30’unda bu yön belirleme sistemi kullanılır. Üçüncüsü ise nesne merkezli yön tayinidir. Orta Amerika’daki Belize bölgesindeki Mopanlar (bir Maya halkı) örneÄŸin ‘Çatal, bıçağın keskin tarafında duruyor’ derler.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!