Güncelleme Tarihi:
Ülkelerindeki iç karışıklıklardan kaçan özellikle Suriyelilerin Yunan adalarına geçmek için kullandığı İzmir'in Dikili ilçesinde vatandaşlar, bu kez de iade edilecek mülteciler için planlanan kampı protesto etti. Dikili halkının yanı sıra çevredeki seralarda çalışan işçiler, tatilciler ve yakın ilçelerden gelenler kitlesel basın açıklaması yapıp ilçede mülteci kampı istemediklerini, söyledi.
Son bir yılda Suriyelilerin, Midilli Adası'na geçmek için kullandıkları yerlerin başında Dikili, yer aldı. Bu süre içerisinde, Dikili sahilleri kaçak geçiş için kullanıldı. Yaşanan kazalarda, onlarca mülteci hayatlarını kaybetti. Mültecilerin gelişlerinin sürmesiyle birlikte ilçe halkının tepkileri artmaya başladı. İlçe gündemini son bir aydır en çok meşgul eden konu da, mülteci kampı yapılacağı söylentileri oldu. İzmir Valisi Mustafa Toprak ile Kaymakam Mustafa Sezgin'in, mülteci kampı yapılmayacağı sadece iadesi yapılan mültecilerin işlemleri için bekleme istasyonunun kurulacağını açıklamaları da ilçe halkının tepkilerini dindirmedi.
MÜLTECİLER GELMEDEN SESLERİNİ YÜKSELTTİLER
Türkiye AB arasında yapılan anlaşma sonrasında Yunan adalarına 20 Mart tarihinde geçen mültecilerin, 4 Nisan pazartesi gününden itibaren geri gönderecek olması, kamp belirsizliğinin yaşandığı Dikili'de, protestolara neden oldu. Protestodan önce birkaç gün önce ilçedeki sivil toplum kuruluşları, belediye ortaklaşa Dikilim Platformu'nu kurdu. Platformun geniş katılımlı ilk gösterisi de, Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirildi. Mülteci kampının istenmediğinin yüksek sesle dile getirildiği protestoya, Dikili halkının yanı sıra çevredeki seralarda çalışan işçiler, tatilciler ve yakın ilçelerde oturanlar, destek verdi. Her yaştan insanın katıldığı protestoda vatandaşlar, “Sen ben yok Dikili var", “Susma haykır sığınma kampına hayır", “Yarın Dikili için çok geç olabilir", “Dikili uyuma kentine sahip çık" dövizleri taşıdı.
BELEDİYE BAŞKANI DA NEDEN İSTEMEDİKLERİNİ ANLATTI
Kürsüden vatandaşlara seslenen Dikili Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Tosun, “Dikili turizm kenti sera kenti, biz mülteci kampı yapılmasın dediğimiz zaman bizim vicdanımız sorgulandı. Oysa bir yıldırı bu insanlara yardım yapılıyor. Biz vicdanımızı asla sorgulatmayacağız, kimse de sorgulayamaz. Mültecilere kıyafet, araç ve insani yardımlar yaptık. Yine yapmaya devam edeceğiz" dedi. Kentin çeşitli yerlerine mülteci kampının kurulacağı söylentilerinin çıktığını ama yetkililerini kendilerine yeterli bilgiyi vermediğini de savunan Mustafa Tosun, “Dikili'ye kamp yapılırsa, 20 bin kişi yaşayacak. Dikili bunu kaldıramaz. Sorularımıza yanıt alamadık. Bunun üzerine sivil toplum kuruluşları, muhtarlar, site yöneticileri, siyasi partilerle binlikte Dikilim Platformunu kurduk. Bir tek Ak parti yönetimi destek vermedi. Ama konu Dikili olduğu için Ak Partili seçmenler de şimdi bu alandadır. Dikili'de her zaman uzlaşmadan yanayız. Oturulan alanda alınan karar yerine yerelden alınan doğru bilgilerle, sorunlar daha çabuk çözülür" dedi.
VALİ DE BİZİM SAFIMIZDA YERALSIN
Mülteci kampına karşı çıkma nedenlerini tek tek sıralayan Mustafa Tosun, “Bu kamplar kurulamaz. Kamp kurulacak yerlere gelecek mültecileri de düşünüyoruz. Gelecek çocukların yaşam alanları düşünülmemiştir. Çocukların eğitim alanları da yoktur. Bölge hastaneleri ancak kendi kendine yeter durumdadır. Tam teşekküllü hastane, 120 km ileridedir. Bu noktada mültecileri de düşünüyoruz. Güvenlik güçleri gece gündüz çalıştılar, 24 saat çalıştılar. Dikili'nin 45 km sahil bandı var. Bunun 7 km'si polis, 38 km'si jandarmanın. Kaçışları engelleyemezken bunlara geldikleri zaman güvenliğimiz nasıl sağlanacak bundan endişeliyiz. 265 ikinci derece konut kooperatifi var. O evlerin hangisine girilebilecek durumda olduğunu yaz geldiğinde anlayacağız. Dikili, Turizm Bakanlığı planlamasında sera ve turizm bölgesi ilan edildi. Bu nedenle uygun değildir. Suyumuz da yetersizdir" dedi. Mustafa Tosun, mültecilerin de mağdur edilmemesini, sahillerde cansız çocuk bedenleri gördükleri zaman içlerinin acıdığını, acıların bu nedenle büyümemesini istedi. Vatandaşlar da, kamp istemediklerini, kampların Suriye sınırlarına yapılmasını, bu bölgede kampların ne olursa olsun yunan adalarına geçmeyi isteyeceklerini söyledi.
İLÇEYE, YABANCI MEDYA İLGİSİ
Dikili'ye kamp kurulacağı ve geri dönüşlerin yoğun olarak bu ilçeden yapılacak olması, ilçeye yabancı ülke medyasının da ilgisi arttırdı. Dikilim Platformu'nun protesto gösterisini, Çin'den, Almanya'dan, Hollanda'dan ve İngiltere'den gelen gazete, televizyon ve uluslararası ajanslara bağlı gazetecililer de takip etti. Henüz resmi bir açıklama yapılması da Pazartesi günü Midilli'den iade edilecek mültecilerin ilçeye getirilmesi beklendiğinden, hafta başında bu ilgi daha da artacak.
ÇEŞME'DE HAZIRLIK
İzmir'in Çeşme İlçesi'ndeki Ulusoy Limanı'nda belirlenen 1800 metrekarelik alana, mülteciler için geri kabul merkezi kurulması amacıyla çalışma yapılıyor. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması gereğince kurulacak Geri Kabul Merkezleri'nden birinin de, Çeşme'ye yapılacağı öğrenildi. Çeşme Ulusoy Limanı'nda belirlenen 1800 metrekarelik alanda ise hazırlıklara başlandı. Belirlenen alanda tel örgülerin çekilebilmesi için beton direkler dikildi. Yoğun bir çalışma yürütülen alanda, iş makinalarıyla zemin düzeltme çalışmaları yaptığı görüldü. Sığınmacıların kullanma suyu ihtiyacının karşılanabilmesi için su boruları da döşendi. Alınan bilgiye göre, tel örgü ve dikenli tellerin çekilmesinin ardından alana iki göç idaresi çadırı ve iki erzak çadırı kurulacak. İki de parmak izi okuma noktasının kurulacağı alana dört mobil tuvalet yerleştirileceği öğrenildi.
Çalışmaların 4 Nisan pazartesi gününe kadar bitirilmesi beklenirken, geri kabul merkezi olarak belirlenen alanda yoğun güvenlik önlemlerinin alınacağı, feribotla yunanistan'ın Sakız Adası'ndan getirilecek olan sığınmacıların işlemlerinin süratle tamamlanmasının ardından otobüslerle geri kabul kamplarına sevk edilecekleri belirtiliyor.
YUNANİSTAN’DA ÇİFTÇİLERDEN EYLEM
Türkiye'de bunlar yaşanırken komşu Yunanistan’ın Makedonya sınırındaki İdomeni kasabasında çiftçiler, sığınmacı kampının yolunu ulaşıma kapattı. Yaklaşık bir saat süren protestolarında çiftçiler, İdomeni’deki sığınmacı kampının çevresindeki çadırların kaldırılarak arazilerin kendilerine teslim edilmesini istedi. Çiftçiler, sığınmacı krizine kalıcı çözüm bulunamaması ve zararlarının tazmin edilmemesi nedeniyle hükümeti suçluyor. İki gün önce kampın yakınlarında tarlası sığınmacılar tarafından işgal edilen bir çiftçi, traktörü ile çadırları arasından geçerek toprağını işletmeye başlamış, polisin müdahalesiyle bölgeden uzaklaşmıştı. Yunan makamları, AB ve Türkiye arasında sığınmacılarla ilgili anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından birkaç hafta içerisinde İdomeni kampını boşaltmayı hedefliyor. Bu arada, İdomeni'de sayıları 10 binin üzerinde olan sığınmacılar, ağır koşullar altında, 7 Mart’tan itibaren kapalı olan sınırın açılıp Balkan koridoru üzerinden Avrupa ülkelerine doğru umut yolculuklarına devam etmelerine izin verilmesi için bekleyişlerini sürdürüyor. Bir grup sığınmacı, sınırların kapatılmasına tepki olarak 13 gün önce başlattıkları uluslararası demiryolunu kapatma eylemlerine devam ediyor.