Güncelleme Tarihi:
Gelen en büyük eleştiri, MİT'in bu madde ile tüm şirketlerin ticari sırlarına erişebilecek olması, gazetecilerden kaynaklarını açıklamalarını isteme hakkı verilmesi gibi temel özgürlüklerden bağışık hale getirilmesi.
"DİĞER KURUMLARIN MİT TALEPLERİNİ KEYFİYETE BIRAKMAMALARI İÇİN..."
Hükümete göre ise, bu düzenleme "MİT'e diğer kurum ve kuruluşlardaki bilgi kapasitesine kolay erişim imkanı sağlamayı" ve "bürokrasiyi azaltmayı" amaçlıyor. Başta yasayı görüşen milletvekilleri olmak üzere kamuoyunu gelen teklif konusunda aydınlatmak amacıyla hazırlanan bilgi notunda, bu madde ile MİT'in bilgi ve belge talebinin diğer kurumlar tarafından "keyfiyete yer bırakmayacak şekilde uygulanmasının" önünü açmayı amaçladığı belirtildi.
Bilgi notunda ayrıca, diğer ülkelerin istihbarat örgütlerinin diğer kurumlardan bilgi taleplerinin karşılanması için mevcut yasaları nasıl düzenlediklerinden de örnekler verildi. Notta, diğer ülkelerde de, kurumlara istihbarat örgütünün taleplerini yerine getirmeleri için yasal zorunluluk getirildiği belirtildi.
MİT'İN "İŞBİRLİĞİ EDECEK KURUMLAR" TANIMI ÇOK GENİŞ
Bilgi notunda yer alan örnekler arasında, Hollanda, İngiltere, İspanya ve Fransa'da istihbarat örgütünün talep etmesi halinde bilgi paylaşması zorunlu kurumlar posta, kargo ve telekomünikasyon hizmet sağlayıcıları olarak öne çıkıyor.
ABD'de bu kapsam daha geniş tutulmuş; istihbarat örgütünün istemesi halinde, tüm telekomünikasyon servis sağlayıcılarına ek olarak, bankalar ve finans kuruluşlarının ellerindeki bilgi ve belgeleri vermeleri zorunlu kılınmış.
Ancak ABD'de istihbarat örgütlerinin şirketlerden, bankalar ve finans kuruluşlarından sadece "mali ve finansal bilgileri" istemesinin önü açılmış.
Oysa TBMM'de halen görüşülmekte olan MİT yasasında, hem MİT'in bilgi ve belge isteyebileceği kurum ve kuruluşlar çok geniş tutulmuş, hem de istenecek bilgi ve belgenin niteliğine herhangi bir sınırlama getirilmemiş durumda.
Görüşülen yasaya göre, MİT sadece telekomüniskasyon şirketlerinden ya da bankalara ile finans kuruluşlarından bilgi ve belge isteme hakkına kavuşmakla kalmayacak, ayrıca tüm şirketlere, meslek odalarından, hatta vakıflardan bile bilgi ve belge isteyebilecek.
Üstelik yasa metninde MİT'in isteyeceği belgelerin niteliğine ilişkin sınırlama da olmadığı için, MİT sadece finansal bilgileri değil, her türlü bilgiyi, örneğin hazırlanmakta olan bir projeyi, şirketin piyasaya süreceği yeni ürüne ilişkin bilgileri, bilgi istenecek kuruluş bir medya kuruluşuysa, yazılan haberin kaynağını talep edebilecek.
İŞTE O ÖRNEKLER
TBMM'de görüşülmekte olan MİT yasa değişikliği teklifinde MİT'in kurumlardan istediği bilgi ve belgeleri elde etmesine ilişkin düzenleme şöyle;
"İstihbarat Servislerinin Diğer Kurum ve Kuruluşlardan İstihbarat Amaçlı Bilgi Edinme Yetkisine İlişkin Hususlar
Madde 6 (b): Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile diğer tüzelkişiler ve tüzelkişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilir, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim alt yapısından yararlanabilir ve bunlarla irtibat kurabilir. Bu kapsamda talepte bulunulanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe göstermek suretiyle talebin yerine getirilmesinden kaçınamazlar.”
Bilgi notunda yer alan, diğer ülkelerdeki istihbarat teşkilatları ile diğer kurumların işbirliği yapmalarını zorunlu kılan yasal düzenlemeler şöyle-
* İNGİLTERE- 2000 tarihli Soruşturma Yetkilerinin Düzenlenmesi Yasası ’na göre; “Posta, kargo, internet ve telekomünikasyon hizmet sağlayıcıları, bilgi talep eden istihbarat servisleri ile işbirliği yapmak zorundadır” (RIPA,Madde 11(4)) 2005 yılında yürürlüğe giren Terörün Önlenmesi Yasası ’na göre, ulusal güvenliği korumak ve ulusal güvenliği ilgilendiren suçları tespit etmek adına İçişleri Bakanının yetkilendirmesiyle Güvenlik İstihbarat Servisi (MI5) her türlü iletişim hizmeti sağlayıcısından kayıt ve veri talep edebilir.
* HOLLANDA - Hollanda parlementosu tarafından 2002 yılında yürürlüğe sokulan İstihbarat ve Güvenlik Servisleri Yasası ’na göre;
- İstihbarat Servisinden bilgi talebi alan servis ve hizmet sağlayıcılar, gerekli bilgiyi tedarik etmek zorundadır (Wiv, Madde 28)
- Faaliyet kapsamında, kriptolu veri transferlerinin ve görüşmelerin çözümünde bilgi sahibi olan kimse, Servis Başkanının yazılı emri olduğunda, söz konusu kriptolorın (şifrelerin) çözümünde servis ile işbirliği yapmak zorundadır (Wiv, Madde25).
- Polis ve jandarma amirleri ile Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi ofisinin genel müdürü; İçişleri Bakanının sorumluluğu altında ve AIVD’nin talimatları doğrultusunda istishbarat servisleri için faaliyet yürütür (Wiv, Madde 60)
- Başsavcılık üyeleri, istihbarat servisinin görevlerini ve faaliyetlerini ilgilendiren bir bilgiye ulaştığında Servise haber vermek durumundadır (Wiv, Madde 61).
* İspanya - 2002 yılında yürürlüğe giren 11 sayılı Ulusal İstihbarat Merkezi Kanunu ’na göre, Ulusal İstihbarat Merkezi, faaliyetlerinin gerektirdiği kapsamda diğer Kamu Yönetimi bünyesindeki kurumlar ile gerekli koordinasyon ve işbirliği ilişkilerini kurar (Madde5 (2).
* FRANSA - 2006 tarihli Terörle Mücadele Yasası ’na göre, internet hizmet sağlayıcıları, telefon şirketleri ve internet kullanımı sağlayan diğer tüm kuruluşlar, kendilerinden talep edildiği takdirde, müşterilerine ait bilgileri (IP adresleri, lokasyon, tarihe göre arama listesi), terörle mücadele ile görevli yetkililere ve istihbarat servislerine vermek zorundadır
* ABD - Adil Kredi Raporlama Yasası kapsamında, FBI, Ulusal Güvenlik Mektupları kullanarak, finansal kurumlardan ve kredi bürolarından (TransUnion, Equifax, Exparian) herhangi bir müşteriye ait tüm banka hesap kayıtlarını, kredi raporlarını ve kayıtlarını, adres, isim ve iş geçmişlerine ilişkin kişisel verilere ulaşma yetkisine sahiptir.
Bankalar ve Bankacılık başlıklı 12 numaralı ABD Kanunu altında yer alan Mali Gizlilik Yasası ’na göre, istihbarata karşı koyma faaliyetleri kapsamında uluslararası terörle mücadele veya gizli istihbari faaliyetleri engelleme amacıyla, FBI tarafından talep edildiği takdirde, finansal kurumlar, çalışanları ve yöneticileri, tüzel veya bireysel müşterilerine ait finansal kayıtları vermekle yükümlüdür. Bununla birlikte, hiçbir finansal kurum, çalışanı ve yöneticisi, istihbarat servislerince (örneğin FBI) müşteriye ait finansal kayıtlara erişim sağlandığını hiçkimseye açıklayamaz.
2001 yılında yürürlüğe giren Vatanseverlik Kanunu , FBI’ a Dış Güvenlik İstihbarat Kanunu yla tanınan bu yetkiyi genişletmektedir. Bölüm 215’de yer aldığına göre, terörle mücadele kapsamında özel şirketler sahip oldukları ticari kayıtları talep halinde sunmak zorundadır. Yapılan bu düzenlemelerle, halihazırda CIA, FBI ve NSA’in ulusal güvenlik ve terörle mücadele kapsamında, vatandaşları veya diğerlerine ait her türlü finansal veriye (para hareketleri, bakiye, sosyal güvenlik numarası vb.) ve diğer belge, doküman ve kayıtlara erişim yetkisi bulunmaktadır.
Benzer şekilde, Ulusal Güvenlik Yasası’nda Bölüm 802 altında belirtildiği üzere, istihbarat veya istihbarata karşı koyma faaliyetleri veya güvenlik unsurları tespiti kapsamında yetkilendirilmiş herhangi bir soruştuma servisi herhangi bir finansal kurumdan veya kuruluştan mali kayıtlar, diğer finansal bilgiler ve müşteri raporları gibi bilgileri talep edebilir.
MİT, MAHKEME KARARI OLMADAN KENDİ PERSONELİNİ DİNLEYEBİLECEK
MİT yasa teklifinde yer alan bir başka madde ile MİT'e herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın, sadece MİT Müsteşarı ya da yardımcısının onayıyla, hem yabancıların, hem de kendi MİT mensuplarının telefonlarını dinleme ya da konuşmaları kaydetme yetkisi tanınıyor.
Önerilen madde şöyle; "Önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapabilmek amacıyla yukarıdaki hükümlere ve diğer kanunlardaki düzenlemelere bağlı kalmaksızın; MİT Müsteşarı veya yardımcısının onayıyla yurt dışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefonlarla gerçekleştirilen iletişim ve MİT mensuplarının, MİT’te görev almış olanların veya görev almak üzere başvuranların iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda alınabilir.”
DİĞER ÜLKELER, KENDİ İSTİHBARAT MENSUPLARINI DİNLEMİYOR
Bilgi notunda, ABD'den ve Hollanda'dan, benzer örnekler sıralanmış. Ancak, verilen örneklerde ne ABD'de, ne de Hollanda'da, yasaların istihbarat örgütüne, kendi mensuplarının telefonlarını dinleme ya da kaydetme imkanı tanıdığına ilişkin bir ibare bulunmuyor.
Bilgi notunda aynı konuda ABD ve Hollanda'nın uygulamaları şöyle anlatılmış durumda;
* Amerika Birleşik Devletleri - FISA’nın tanıdığı yetkiler kapsamında özellikle NSA, elde edilmek istenen iletişimin içeriğinin yabancı güçler arasında geçen ifadelere ilişkin olması, elde edilmek istenen teknik istihbaratın yabancı devletlerin açık ya da özel kontrolü altındaki yerlere ilişkin olması halinde iletişimin denetlenmesi yetkisine sahiptir .
* Hollanda, 7 Şubat 2002 tarihinde yürürlüğe giren Hollanda İstihbarat ve Güvenlik Servisleri Yasası (Intelligence and Security Services Act)’nın 26. Maddesi uyarınca istihbarat servisleri ülkeden çıkan ya da başka ülkeler için hedeflenen kablosuz telekomünikasyonun, teknik bir cihaz yardımıyla doğrudan alınması ve kaydedilmesi maksadıyla iletişimi izlemeye yetkili kılınmıştır. Aynı yasa uyarınca istihbarat servileri uluslararası telekomünikasyonun denetlenmesi ve kaydedilmesi bakımından yetkiye ihtiyaç duymamaktadırlar.
Ayrıca, Hollanda’da hakkında güvenlik tahkikatı yapılmasına izin verilen, diğer ülkelere ilişkin soruşturmalar bağlamında hakkında tahkikat işlemi yapılması gereken, diğer istihbarat ve güvenlik servisleri tarafından hakkında bilgi edinilmiş olan, bir servis tarafından halihazırda istihdam edilen ya da istihdam edilmiş olan kişiler için istihbarat servislerinin kişisel bilgileri işleme yetkisi bulunmaktadır.
MİT'E ÖZEL MAHKEME...
TBMM'de görüşülmesine başlanan MİT yasa değişikliği teklifinde, MİT ya da mensuplarının, her nerede olursa olsun, karıştığı iddia edilen suçlara, özel bir mahkemenin bakması da hükme bağlanıyor. Yasa teklifinde buna ilişkin madde şöyle;
"Bu Kanun kapsamına giren suçlar ile MİT mensuplarının görev suçlarına ilişkin yargılamaları yapmaya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Ankara ağır ceza mahkemesi yetkilidir."
Yasa teklifinde, MİT Müsteşarı'nın ise Yargıtay tarafından yargılanabileceği ifade yer alıyor.
Hazırlanan, diğer ülke örneklerini de gösterir bilgi notunda, başka ülkelerde de istihbarat örgütü mensuplarının yargılanmalarına ilişkin uygulamaların benzer olduğuna dikkat çekildi. Ancak verilen örneklerin hiçbirinde, istihbarat servisinin başındaki kişinin, yüksek mahkeme tarafından yargılanacağına ilişkin bir unsur yer almıyor.
Bilgi notunda verilen örnekler şöyle;
* Hollanda - Hollanda yasalarına göre, istihbarat konuları ile ilgili her türlü hukuki işlem bu çerçevede ihtisaslaşmış bir mahkeme eliyle yürütülmektedir. Buna göre, Genel İstihbarat ve Güvenlik Servisi’ni ilgilendiren konularda Hague Eyalet Mahkemesi yetkilidir
* İngiltere- 2000 tarihli Soruşturma Yetkilerinin Düzenlenmesi Kanunu istihbarat servisleri ile yargı organları arasındaki ilişkilerin hukuki altyapısını düzenleyen bir yasadır. Bu kanuna göre, istihbarat servislerinin yürüttüğü faaliyetler ve bu faaliyetlere ilişkin oluşacak şikayetlerin başvuru mercii Soruşturma Yetkileri Mahkemesi olarak belirlenmiştir. Mezkur Mahkemenin üyeleri Kraliyet tarafından atanmaktadır.
* Rusya Federasyonu- Rusya Federasyonu’nda istihbarat servisleri üzerindeki yargı denetimi servislerin faaliyetlerine ilişkin yasalarla ve Savcılık Hizmetleri hakkındaki federal yasa ile düzenlenmiştir. Yasalara göre soruşturma ve denetim faaliyetlerinde görevlendirilecek savcı ve yargıçlar, istihbarat servisleri konusunda uzmanlaşmışlardır. Yasayla belirlenen yargı denetimine ilişkin önemli bir husus ise, RF istihbarat organlarının faaliyetleri esnasında kullandıkları teşkilatlanma, yöntem ve araçlarla ilgili bilgiler savcılık denetlemesi konuları arasında yer almamaktadır. Dış İstihbarat Servisi ve Federal Güvenlik Servisi hakkındaki kanunlarda yer alan bu husus yargının, istihbaratın özüne ilişkin gerçekleştireceği inceleme ve soruşturmaların önünü kesmektedir.
* İsrail- İsrail yargı sisteminde sadece istihbarat görevlilerince işlenen suçlar hakkında işlem yürütmekle görevli özel bir mahkeme kurulu bulunmaktadır. İstihbarat Topluluğu Disiplin Mahkemesi üç yargıçtan oluşmaktadır. Bu yargıçlar sırasıyla bir bölge mahkemesi hâkimi, bir MOSSAD yöneticisi ile bir SHABAK yöneticisidir.
İstihbarat görevlisi hakkındaki şikâyetin görevli müfettişlerce incelenmesi neticesinde suçun mahkemeye taşınmasına gerek olup olmadığına karar verilmektedir. Suçun kapsamına göre vaka, servislerin iç disiplin komitelerine sevk edilebileceği gibi; İstihbarat Topluluğu Disiplin Mahkemesi’ne de gönderilebilir. Burada belirtilmesi gereken önemli husus ise; mahkemenin açılabilmesi için hükümet hukuk danışmanının onayının gerekmesidir.
* ABD- Dış İstihbarat Gözetim Yasası (FISA)’na binaen kurulan Dış İstihbarat Gözetim Mahkemesi ulusal güvenlik konularında ilgili birimlere verilen yetkilerin hukuki denetimini sağlamakla görevlidir. Baş yargıç ve yedi federal bölge yargıcı tarafından oluşturulan mahkeme ulusal güvenliği ilgilendiren konularda soruşturma yetkilendirmesi yapabilmektedir.
İSTİHBARAT BELGELERİNİN YAYINLANMASI
MİT yasa teklifinde, MİT'e ait bilgi ve belgeleri yayınlayanlara hapis cezası getiriliyor. Eski yasada sadece haberi yazan ve sorumlu yazı işleri müdürü ile sınırlı tutulan ceza müeyyidesi, yeni teklifle, medya kuruluşlarının patronlarını da içine alacak şekilde genişletiliyor.
Diğer ülkelerdeki benzer ceza müeyyideleri anlatan notta ise, ABD'de sadece "istihbarat örgütü mensuplarını ya da muhbirlerini" ifşa etmenin suç olduğu ortaya çıkıyor. Ayrıca istihbarat bilgi ve belgelerinin yayınlanması halinde, ceza görecek kişilerin içine yayın kuruluşunun sahipleri dahil edilmiyor.
İşte bilgi notunda verilen örnekler;
* ABD - 1982 yılında Birleşik Devletler Kongresi tarafından kabul edilen İstihbari Kimliklerin Korunması Kanunu , kasıtlı olarak kapalı faaliyet yürüten görevlilinin kimliğine ilişkin bilgilerin ifşasına cezai müeyyide getirmektedir. Söz konusu “görevli” tanımı ise gizli servise bilgi sağlayan ancak kurum personeli olmayan şahısları da kapsayacak şekilde geniş tutulmuştur. Savaş ve Milli Savunma başlıklı 50 numaralı Kanun Grubu’nun On beşinci Kısım Dördüncü Bölümü (421 ila 426ncı Maddeler) “Ulusal Güvenlik Bilgilerinin Korunması” hususlarını düzenlemektedir. Örneğin 421nci maddesine göre gizli istihbarat memurları, ajanlar, muhbirler ve kaynakların kimlikleri, söz konusu bilgilere erişim yetkisi bulunanlarca ifşa edilirse suçlu bulunan şahsa 10 yıla kadar ağır hapis cezası; erişim yetkisi bulunmayanlarca ifşası durumunda suçlu bulunan şahsa 5 yıla kadar ağır hapis cezası ve kimlik bilgilerine yetkisiz bir kişinin erişime teşebbüsü durumunda ise suçlu bulunan şahsa 3 yıla kadar ağır hapis cezası verilebilir. Görüldüğü üzere, ABD kanunlarında istihbarat memurları ve servisler ile gizli ilişkide bulunan tüm şahıslara ait bilgilerinin basın yoluyla yayınlanmasını da kapsayacak şekilde geniş bir bakış açısıyla bakılmış ve “gizli bilgilerin ifşası/açıklanması (disclosure)” ifadesi benimsenmiştir.
Buna ilaveten, ABD Kongresi’nde söz konusu kısıtlama ve cezai müeyyideler, Anayasal Özgürlükler bağlamında tartışılmıştır. Özellikle ilgili Senato Komitesi’nde basın özgürlükleri kapsamında görevi halkı bilgilendirmek olan şahısların, bu yasa ile yargısal denetim altına alınmasının hukuki geçerliliği üzerinde durulmuştur. Komite söz konusu hürriyeti kısıtlayıcı ibareyi aynen kabul etmiş olup “Birleşik Devletlerin ulusal güvenliğinin savunulması, etkin bir dış politika yürütülmesi, bireylerin can güvenliğinin korunması adına söz konusu bilgilerin ifşa edilmemesinin önemli olduğu; ilaveten söz konusu gizli bilginin ifşasının kamunun aydınlatılması, seçmen bilincinin artması ya da bireysel özgürlüklerin korunması noktasında herhangi bir anlam taşımadığı” ifade edilmiştir. Bu nedenle, 50 Numaralı Kanun Grubu’nun 431nci maddesi ile Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) operasyonel bilgi ve belgeleri Bilgi Özgürlüğü Yasası’nın istisnası olarak basın hürriyetine ilişkin çerçevenin dışında tutulmuştur.
Son olarak Suç ve Ceza Prosedürü başlıklı 18 numaralı Kanun Grubu’nun 37nci Bölümünü 1917 tarihli Casusluk Kanunu oluşturmaktadır. Bu Kanunu’nun çeşitli maddelerinde devlete ait gizli bilginin korunması cezayi şartlarla hüküm altına alınmıştır. 794ncü maddesinin a bendi ulusal savunma bilgilerinin başka bir ülke, başka bir ülkedeki bir grup ve/veya fraksiyona fayda sağlayacak şekilde doğrudan ya da dolaylı olarak ifşası, iletilmesi, yayınlanması ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılabilmektedir. İlaveten açıkladığı ya da yayınladığı bilgi/belgeler nedeniyle gizli faaliyet yürüten istihbarat servisi mensubunun ölümüne neden olan kişi idam cezanına çarptırılabileceği hüküm altına alınmıştır. Mezkur kanunun Gizli Bilginin İfşası’na ilişkin oluşturulan 793 ve 798nci maddeleri ile ulusal güvenlik konularındaki gizlilik dereceli belge ve bilgilerin elde edilmesi, iletilmesi ve her türlü yetkisiz ifşası 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
* Fransa - 2011 yılında kabul edilen Fransız İç Güvenlik Yasası 4üncü Bölümü ’nde gizli servis ajanlarının, elemanlarının ve kaynaklarının korunmasına ilişkin hususları hükme bağlamıştır. Buna göre, istihbarat ile ilişkili kapalı faaliyet icra eden şahıslara ait bilgilerin ifşası 5 yıla kadar hapis ve 75 bin Avro para cezası uygulanmaktadır
* İngiltere - 1989 tarihli Resmi Sırlar Kanunu’nun 6ncı Bölümü “Güvenlik ve İstihbarat Bilgileri” ile ilgili hususları düzenlemektedir. Kanuna göre ifşası halinde cezai müeyyide gerektiren altı “bilgi türü” ortaya konmaktadır. Bunlar arasında güvenlik ve istihbarat bilgileri de bulunmaktadır. Buna göre, söz konusu bilgileri ifşa edenlerin, 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları, ifşaata teşebbüs durumu oluşursa dahi 6 aya kadar hapis cezası alabilecekleri 1989 tarihli kanunda belirtilmiştir. Buna ilaveten “harp durumunda”, 1989 Resmi Sırlar Kanunu, 1911 yılında yürürlüğe giren aynı isimli Kanunun “düşman unsurların eline geçmesi halinde devleti zaafiyete uğratabilecek bilgilerin korunmasına ilişkin hükmü” aynen korumuştur. Buna göre, söz konusu bilgileri ifşa edenlerin 14 yıla kadar hapis cezası alması hükme bağlanmıştır. Birleşik Krallık uygulamalarına ilişkin önemli bir diğer husus ise 1911 Sayılı Kanun ile “casusluk” tanımının, “devletin güvenliği ve çıkarlarına zarar verecek faaliyetlerin tümü” olarak geniş bir şekilde ifade edilmesidir. Bu çerçevede, gizli resmi belgelerin, şifrelerin, planların ve diğer gizlilik dereceli dokümanın doğrudan veya dolaylı olarak düşmana fayda sağlayacak şekilde elde edilmesi, yayınlanması, kayda geçirilmesi, iletilmesi 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Ancak kayda geçen örneklerde ve iç istihbarat servisi MI5’in resmi internet sitesinde sunulan bilgilerde bu cezanın katlanarak infaz edildiği görülmektedir. Örneğin, 1950li yıllarda- harp dönemi olmamasına rağmen- Sovyet hükümetine bilgi sızdıran George Blake isimli şahıs 42 yıl hapis cezası almıştır.
* Kanada - Halihazırda yürürlükte olan 1985 tarihli Bilgi Güvenliği Kanunu’nun 20nci maddesine göre, herhangi bir yabancı unsur ve/veya terörist oluşuma yarar sağlayacak ve Kanada çıkarlarına zarar verecek şekilde herhangi bir suç faaliyeti niyetinde bulunması veya faaliyet içinde bulunması durumunda ömür boyu ağır hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
* Romanya - 1991 tarihli Ulusal Güvenlik Yasası’nın 17nci maddesine göre Milli güvenliği zarar verecek şekilde gizlilik dereceli bilgilerin toplanması ve yayınlanması adli suç olarak kabul edilmekte olup, 2 ila 7 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
* Rusya Federasyonu - Dış İstihbarata İlişkin 5 sayılı Federal Kanunu’nun 18inci maddesinde “ Rusya Federasyonu dış istihbarat birimlerinde görevli ve görevinden ayrılmış eski personel hakkındaki bilgiler devlet sırrıdır ve ancak SVR Başkanının izniyle ve söz konusu personelin yazılı izniyle açıklanabilir” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır.