Güncelleme Tarihi:
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri bünyesindeki 204 yatak kapasitesi ile Orta Doğu'nun en büyük kalp hastanesi, Türkiye'de koronavirüsün ortaya çıkmasının ardından Pandemi Hastanesi'ne dönüştürüldü. 2 bin sağlık çalışanının görev yaptığı ve koronavirüsle mücadelede Diyarbakır'daki merkezi haline gelen Pandemi Hastanesi'nde koronavirüse yakalanan yoğun bakım ünitesinde tedavi edilen hasta sayısı 3'e düştü.
Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen, Kalp Hastanesi'nin Pandemi Hastanesi'ne dönüştürmekle Türkiye'de bir ilke imza attıklarını belirterek, "Kalp Hastanesi, 17 Mart itibariyle Pandemi Hastanesi'ne dönüştürüldü. İl Pandemi Kurulu'nca aldığımız kararlar doğrultusunda burada çok etkin rol oynamaya başladık. Pandemi Hastanesi'nin diğer hastanelerden izole edilmiş olması da aslında Türkiye'de nadir görülen olaylardan biriydi. Bu anlamda çok etkin bir rol oynadık. Tüm ekiple beraber koordinasyonumuzu sağladık. Buradaki hastalarımız başhekimliğimizin takdiriyle ana binamıza taşındı. Biz de enfeksiyon hastalıkları ana bilim dalı olarak diğer anabilim dallarıyla koordinasyonu üstlendik" diye konuştu.
'HASTANENİN FİZİK AVANTAJINI KULLANDIK'
Pandemi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Fesih Aktar, hastanenin fiziki avantajını kullandıklarını ifade ederek, "Hastanemizin 3 farklı girişi mevcut. Bu bize kolaylık sağladı. Sağlık personelimiz için ayakta başvuran hastalarımız ve özellikle ilçeler başta olmak üzere ve ana binamıza koronavirüs şüphesi veya kesin tanıyla başvuran hastaların yataklı servise transferinin geçiş alanı olarak kullanıldı. Çok fazla personel sosyal mesafe açısından sıkıntı oluşturacaktı. Her poliklinik hizmeti için her yoğun bakım ünitesi için ayrı ayrı ekipleri belirlendi. Bunlar tabi hasta sayısına göre değişkenlik gösterdi. İlk vakamız 20 Mart'ta geldi. Bu süre zarfında 2 bine yakın bir personel sirkülasyonumuz oldu. Büyük bir ekibiz ve çok yoğun bir şekilde bu sistemin kurulması ve devamının sağlanması başta sağlık çalışanlarımızın korunma önlemlerine çok önem verdik. Güvenliğinden bahçıvanına, morg görevlisinden ambulans görevlisine kadar büyük bir emek var. Hastane bünyemizde sadece erişkin hastalar değil, çocuk hastalar için de ayrı bir alanımız mevcut. Erişkin hastalarımız için 5 büyük servis tahsis ettik. Şu ana kadar 1000'e yakın hasta sirkülasyonu oldu. Bu oran, koronavirüs testi pozitif veya negatif çıkanları kapsıyor" dedi.
'HASTA SAYIMIZ 4'TE 1 ORANINDA DÜŞTÜ'
Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Tekin ise koronavirüs hastalarında hastalığa eşlik eden diğer hastalıklara da müdahalede bulunduklarını anlatarak, şunları söyledi:
"Taburcu edilen hastalar İl Sağlık Müdürlüğü'ne bildirilip evde izolasyon ve takibinin gerçekleştirilmesi sağlanıyor. Bir dönem Silvan ilçesinden hasta sayımız çok fazlaydı. Artık azaldı. Son dönemde Çüngüş'ten hasta sayımız biraz arttı. Aynı şekilde orada da bir azalma söz konusu. Vaka sayımızda ciddi bir şekilde azalma söz konusu. Önceki günlere göre hasta sayımız 4'te 1 oranında düştü. Şu anda hasta sayımızı veremiyoruz, ama çok çok azaldığını söyleyebiliriz. Hem klinikte, hem yoğun bakımlarda hasta sayımız çok azaldı. O yüzden günlük yaptığımız test sayısı da azalmış oldu."
'YOĞUN BAKIMDA 3 HASTA KALDI'
Anestesi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahir Kuyumcu, 50'ye yakın hastaya yoğun bakım ünitesinde tedavi ettiklerini belirterek, "Şu anda yoğun bakım ünitesinde 3 hastamız var. Burada solunum sıkıntısı ya da organ yetmezliği gelişen hastaları takip ediyoruz. Tedavilerimiz tamamen bakanlığın belirlediği protokoller dahilinde yapılmaktadır. Her hastamız için yeterli miktarda ekipmanımız, solunum cihazımız bulunmaktadır. Yatan hastalar içerisinde 10 hastamızı kaybettik. Diğerlerini taburcu ettik. Hastanemizde koronavirüs tanısı almış hastaların operasyonu için de 3 ameliyathane hazırladık. Koronavirüs testi pozitif çıkan 3 hamile kadının sezaryen ameliyatı burada yapıldı" dedi.
'ÇOK SİNSİ BİR HASTALIK'
Hastanede koronavirüse tedavisi gören Murat Can da evde kal çağrısında bulunarak, şöyle konuştu:
"Nasıl yakalandığımı bilmiyorum. Tedavim devam ediyor. Şu an kendimi daha iyi hissediyorum. Umarım kısa bir süre sonra atlatacağım. Mümkün oldukça kimse dışarı çıkmasın. Çünkü çok sinsi bir hastalık bu. 2 ay boyunca sürekli maske ve eldivenle dolaştım. Olabilecek bütün önlemleri almama rağmen bir şekilde oldu. Burada yaklaşık 4 gündür tedavi görüyorum. Her şey çok iyi gidiyor. Kendi evimdeymişim gibi hissediyorum. Bütün ihtiyaçlarımızı karşılıyorlar."