Güncelleme Tarihi:
İstanbul'da 112 sistemi Avrupa yakasında 181 ambulans, Anadolu yakasında ise 106 ambulans ile hizmet veriyor. Her ambulansta paramedik, acil tıp teknisyeni ve ambulans sürücüsü olmak üzere 3 sağlık çalışanı görevli. Yaklaşık 5 bin çalışanın bulunduğu sistemde, doktorlu ekipler de mevcut.
DHA, Corona Virüs ile mücadele sürecinde Bahçelievler 2 No'lu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu'nda görevli ambulans ekibinin yoğun mesaisini görüntüledi. Acil Tıp Teknisyeni Alperen Gazi Öztürk, paramedik Yiğit Durdu ve ambulans sürücüsü Aziz Kılınç'tan oluşan ekip, saat 08.00'de bir önceki ekipten işi devralarak 24 saat sürecek mesailerine başlıyor. Komuta merkezinden ellerindeki telsize ya da telefonlarına gelen acil vaka anonsundan sonra ekip, koruyucu ekipmanlarını giyinerek hasta adresine doğru hızlıca yola koyuluyor
HER HASTADAN SONRA AMBULANSLAR DEZENFEKTE EDİLİYOR
Ekipler, Corona Virüs şüpheli hastaların evine vardığında ilk iş hastanın maske ve eldiven takmasını sağlıyor. Ardından hastalara şikayetleri soruluyor. İlk değerlendirmeleri yapan ekipler, Corona Virüs semptomları bulunan hastaları ambulansa alarak, komuta merkezinden kendilerine bildirilen hastaneye doğru yola çıkıyor. Eğer hastanın oksijene ihtiyacı var ise, yolda oksijen desteği de sağlanıyor.
24 saatlik görevleri boyunca Corona Virüs şüpheli hastalar dışında vakalara da giden ekipler, her hastayı taşıdıktan sonra ambulansı dezenfekte ederek bir sonraki hasta için steril hale getiriyor. Öte yandan bir sonraki hastaya giderken yenisini giyinmek üzere, koruyucu ekipmanlarını da üzerlerinden çıkartıyorlar.
"BU İŞİN ZORLUKLARI VAR"
Salgın nedeniyle bu günlerde vakaların genellikle Corona Virüs hastaları olduğunu dile getiren Acil Tıp Teknisyeni Alperen Gazi Öztürk, bir gün boyunca nasıl çalıştıklarını ve nelere dikkat ettiklerini şöyle anlattı:
"24 saat çalışıp, 72 saat dinleniyoruz. Vakalar bu ara zaten Corona Virüs olduğu için, pozitif olsun ya da olmasın, şüpheli gördüğümüz her vakaya giderken tulum, maske, eldiven giyinip gidiyoruz. Vücudumuzda açık yer kalmayacak şekilde giyinip hasta evine gidiyoruz. Hasta evinde gittiğimizde, hastada eldiven ve maske yoksa, onları temin ediyoruz. Olabildiğince etrafına dokundurtmamaya çalışıyoruz. Hastayı ambulansa aldığımızda genelde vital bulgularına bakıyoruz. Tansiyon, şeker, nabız, EKG gibi. Ondan sonra merkezimize hastanenin ismi sorulduktan sonra o hastaneye gidiyoruz ve hastanın tedavisi orada devam ediyor. Oksijen değerlerine de bakıyoruz tabii, eğer oksijene ihtiyacı varsa onlara oksijen maskesi ile oksijen desteği sağlıyoruz. Bu işin zorlukları var tabii, günün ilk saatlerinde enerjik oluyoruz ama 24 saatin sonlarına doğru fiziksel ve psikolojik olarak tükenmeye başlıyorsun ister istemez"
STRES ALTINDAKİ HASTALARA MORAL DESTEĞİ DE VERİYORLAR
Özellikle salgın nedeniyle hastaların stresli olduğunu ve ekip olarak hastaları sakinleştirerek moral desteği verdiklerini dile getiren paramedik Yiğit Durdu ise, "3 yıldır bu işi yapıyorum. Mesleğimin başında olmaktan gayet memnunum. Severek başladım bu işe, öncelikle bunu söylemek istiyorum. Günlerimiz yoğun geçiyor. Vaka sayıları oldukça artmaya başladı ama gözlemlediğim kadarıyla gittiğimiz evlerde, karşılanmamız çok güzel. Bize ilgi çok güzel ve bu beni çok mutlu ediyor. Bana daha fazla çalışma arzusunu getiriyor. Şu anda 3 günde bir çalışıyoruz ama insan bu durumla karşılaşınca daha hoşnut oluyor, mutlu oluyor. İkramlarda bulunan hastalar oluyor, tebessümlerle karşılıyorlar. Evet insanlar bir stres altında, bu stresi de bizlerin desteği ile aşacağız. Bakalım, süreç her geçen gün daha iyiye gidiyor. Rakamsal olarak düşüşe de geçtik" dedi.
Stresli mesaileri sırasında duygusal anlara da tanıklık ettiklerini ve hastalara moral desteği de verdiklerini söyleyen Durdu, kendisini çok etkileyen bir hasta ile yaşadığı anısını ise "70-75 yaşlarında bir amcamız denk geldi, aracımıza aldık, muayene ediyorduk. O esnada merkezimizden hastane ismi bekliyorduk. Amca telefonunu aldı eline kardeşlerini tek tek aradı ve "Ben hasta oldum, hastaneye gidiyorum, hakkını helal et' dedi. Ben orada bayağı doldum, duygusal bir andı. Amcayı teselli etmeye çalıştım. 'Daha iyi olacaksın, biz varız' dedim. O gün işe gelme iştahım daha da kabardı" diye anlattı.
"AİLEMLE YAŞIYORUM AMA BU SÜREÇTE EVE GİTMEM SIKINTILI"
Ambulans sürücüsü Aziz Kılınç de "Bu sürecin en stresli yanı vakalardan daha çok ilgisiz sürücülerin trafikte bize yaşattığı zorluklar. Bunlar daha çok seyir halindeyken telefonda konuşan, sağına soluna tepki vermeyen, aynasına bakmadan yoluna devam eden insanlar. Bu gibi sürücüler bizim vakaya gidişimiz ya da vakayı hastaneye götürmemiz konusunda bayağı bir zorluk yaşatıyor. Diğer taraftan ailemle birlikte yaşıyorum fakat şu süreçte maalesef eve gitmem sıkıntılı çünkü evimde yaşlı insanlar bulunuyor. Ama sağ olsunlar biz sağlık çalışanları için kalacak yerler de ayarlandı. Otellerde, öğretmenler evlerinde, yurtlarda kalabiliyoruz. Her mesleğin zorluğu olduğu gibi bu mesleğin de zorlukları var. Yoğun günlerimiz de oluyor. Sıkıntılı vakalara çıkıyoruz. Bunlar bizim moralimizi bozuyor ister istemez ama yaptığımız işin bilincinde olduğumuz için, her vakanın sonunda nöbetimizden mutlu ayrılıyoruz" şeklinde konuştu.