Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır DGM savcıları, İran'ın gönderdiği paranın Hizbullah içinde bölünmeye neden olduğunu belirledi. İddianamede, Hizbullah militanlarının İran tarafından eğitilip desteklendiğinin ortaya çıktığı vurgulandı.
İSTANBUL'da örgüt merkezinin çökertilmesi sonucu, bütün cinayetleri aydınlatılan Hizbullah terör örgütü ile ilgili Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcıları'nın hazırladığı iddianamede şok ifadelere yer verildi.
Savcılar, Hizbullah terör örgütü elemanlarının İran tarafından eğitilip finanse edildiğini öne sürdü. Savcılar bu iddialarını, örgütün beyin takımında yer alan Eyüp Gümüş ve diğer elemanlarının ifadelerini örnek göstererek güçlendirdi. Örgüt içi çatışma ve bölünmeye de ‘İran’ın gönderdiği paranın paylaşılmasının' neden olduğu iddiasına da yer verildi.
HİZBULLAH'IN 20 YILI
Diyarbakır DGM Savcıları Yılmaz Aktaş ve Ömer Tuncay İpek tarafından hazırlanan 181 sayfalık iddianamede, Hizbullah terör örgütünün kuruluşundan, eylemlerine, örgütlenme şemasından cinayetlerine ve çökertilmesine kadar 20 yıllık serüveni aktarıldı.
Hürriyet'in ele geçirdiği iddianamede savcılar ağırlıklı olarak Hizbullah terör örgütünün kuruluşundan sonra İran'ın desteğini nasıl aldığı konusuna yer verdi.
İddianamede, örgütün 1979 yılında kurulduğu anımsatıldı ve şöyle denildi:
‘‘Türkiye'de de İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra, o güne kadar cemaatleşme ve tarikatlaşma şeklinde faaliyet gösteren irticai gruplarda geleneksel İslamcı yorum yerine Hizbullahçı görüşe terk etti.’’
1980'li yıllarda PKK terörünün eylemlerinin Güneydoğu Anadolu'da yaygınlaşmasıyla devlet otoritesinde oluşan zafiyetten Hizbullah'ın yararlandığı vurgulanan iddianamede şöyle denildi:
‘‘İran İslam Devrimi psikolojik etkileri, bu devletin devrim ihracı politikası çerçevesinde İslami hareketlere verdiği destek Güneydoğu Anadolu bölgesindeki sakinler arasında yüzde 30'lara varan tarikatlaşma olayı Hizbullahçı mantıkta fikirsel sıçramayı sağlayan en önemli etkenlerdir.’’
İRAN PARASI, ÖRGÜTÜ BÖLDÜ
Hizbullah terör örgütünün Menzil ve İlim grubu olarak ikiye parçalanması ve aralarında çıkan çatışmalara da iddianamede geniş yer ayrıldı. Bu bölümde en dikkat çekici ifade ise şu oldu:
‘‘Bazı örgüt mensuplarınca rivayet olunur ki; İlim grubu lideri Hüseyin Velioğlu ile Menzil grubu lideri Fidan Güngör arasındaki ilk çatışma İran tarafından gönderilen paranın paylaşımından kaynaklanmıştır.’’
İran bağantısının güçlendirilmesi için örgütün ele geçirilen iki numaralı ismi Edip Gümüş'ün ifadeleri örnek gösterildi ve şöyle denildi:
‘‘Gümüş, Hüseyin Velioğlu liderliğinde oluşturulan İlim grubuna mensup Ahmet Seyitoğlu, İhsan Yeşilırmak, Osman Uslu, Hamit Yazgan, Nurettin Güzel, İsa Ay ve Abdulaziz Tunç'la birlikte İran'a gider. Hüseyin Velioğlu'nun organizasyonu ile bu ülkede Devrim Muhafızları Komutanlarından askeri ve siyasi eğitim alır. 1980'li yılların sonlarına doğru üç kez Hüseyin Velioğlu ile birlikte İran'a gidip kendilerini destekleyen birim yetkilileri ile temas kurar.’’
Türk Hizbullahı'nın kuruluşu
İslamın İran'daki başarısından etkilenen bazı cemaat mensuplarının, Hizbullah örgütünü kurmak için harekete geçtiği de belirtildi. İddianamede, örgütün 1980 yılında Diyarbakır'da Hüseyin Velioğlu, Edip Gümüş, Fidan Güngör, Manzur Güzelsoy, Abdulvahap Ekinci ve Ubeydullah Dalar öncülüğünde kurulduğu bildirildi.
İddianamede, örgüt elemanlarının İran bağlantısı da şöyle anlatıldı:
‘‘Velioğlu, İran Devrim Muhafızları yöneticileri ile irtibat kurmuş, defalarca gittiği İran'da askeri ve siyasi eğitim almıştır. Bu ülkenin devrim ihracı politikması çerçevesinde desteklenen Hüseyin Velioğlu'nun liderlik hırs ve hevesi iyice artmıştır.’’
İddianamede, Hizbullah-PKK çatışmasının temel nedeni olarak da ‘Her ikisinin de bölge halkını kendi yanına çekme savaşı’ gösterildi. Hizbulllah, İlim grubunun PKK'ya dönük eylemlerine de yer verilen iddianamede, ‘Hizbullah öldürdüğü kişilerin suçunu devlete yükledi’ tesbitinde de bulunuldu.