Güncelleme Tarihi:
Laikler tuvalet kağıdı, Müslümanlar su kullanır
Çetin Emeç ve Turan Dursun cinayetleri sanığı İrfan Çağrıcı'nın duruşmasında tuvalet tartışması yaşandı. Avukat ve tuvalete giden sanıklar, kelepçelerin çıkarılmamasını İslami gerekçelerle protesto etti.
GAZETECİ-Yazar Çetin Emeç, şoförü Sinan Ercan, yazar Turan Dursun ile İranlı rejim muhalifi Ali Ekber Gorbani'nin öldürülmesiyle ilgili 41 sanığın yargılandığı duruşmada tuvalet krizi yaşandı.
Yasadışı İslami Hareket örgütü İcra Şûrası üyesi İrfan Çağrıcı, Ekrem Baytap, Rıdvan Çağrıcı, Tamer Arslan ve Mehmet Ali Şeker'in de aralarında bulunduğu sanıklar, tuvalet ihtiyaçlarını giderirken kelepçelerinin açılmadığını belirterek, duruşmaya da kelepçeli girmek istedi. Mahkeme heyetinin 'Sanıkların duruşmaya kelepçeli girmelerinin yasa gereği mümkün olmadığını' belirtmesi üzerine, Çağrıcı ve diğer 4 sanık kararı protesto ederek duruşmaya girmedi.
İrfan Çağrıcı adına duruşmaya katılan Avukat Abdurrahman Sarıoğlu, ‘‘Bu insanlar Müslümandır. Laik değildir. Namaz kılıyorlar, iç çamaşırlarının temiz olması gerekir. Bu da ancak, kelepçeleri açılarak sağlanabilir. Sanıklar rahat ifade verebilsinler diye, mahkemeye elleri açık alınıyorlar. İhtiyaçlarını gidermeyen insanların savunmalarını yapmaları mümkün değildir. Görevliler tedbir için kelepçeleri açmamışlar. Bu bir tedbir değil, işkencedir. Bu konuda mahkeme heyetinin karar vermesini talep ediyorum’’ dedi.
Avukat Sarıoğlu'nun talebi üzerine Mahkeme Başkanı Ali Demir, Sarıoğlu'nun sözlerinin tamamını tutanağa geçirerek, avukata hitaben, 'Avukat Bey, sizin kulağınız ne dediğinizi duyuyor mu?' diye konuştu.
Mahkeme heyetinin bu isteği reddetmesi üzerine, 5 sanık kararı protesto ederek duruşma salonuna girmedi. İrfan Çağrıcı'nın avukatı Abdurrahman Sarıoğlu da mahkeme heyetini protesto ederek, duruşma salonunu terketti.
Avukat Umut Operasyonu bağlantısı kurdu
Mahkeme Heyetine bir dilekçe veren İrfan Çağrıcı'nın avukatı Abdurrahman Sarıoğlu, 'Umut operasyonu'nun netleşmesinin savunma için gerekli olduğunu öne sürdü. Sarıoğlu dilekçesinde şöyle dedi:
‘‘Komşumuz İran İslam Cumhuriyeti'ndeki Hatemi- Hamaney çekişmesi, başta Amerika ve Yahudileri olmak üzere laik dünyayı fazlaca heyecanlandırmış gözükmektedir. İran'a laiklik ihracı için kollar sıvanmıştır. Avrupa Hatemi'ye kredi açıyor. Türkiye de vaktiyle sivil Kemalistleri ve Batıcı aydınları militarizme mecbur etmek için CIA, MOSSAD ve Özel Harp Dairesi, birlikteliği ile İran'dan ve Türkiye'den bazı taşeronlar kullanılarak işlendiği anlaşılan bazı öncü Kemalistleri öldürme olayları Hamaney cephesine yıkılarak, Hatemi güçlendirilmek istenmiştir. Umut operasyonunun netleşmesini beklemek, sağlıklı bir esasa dair savunma için, gerekidir kanaatindeyim. Süre verilmesini saygıyla arzederim.’’
Mahkeme heyeti, sanıkların tahliye talebini ve Sarıoğlu'nun 'Umut operasyonu' sonucunu beklenmesi yolundaki talebini reddederek, bazı sanıkların son savunmalarını yapmaları için duruşmayı erteledi.
Laikler, dini yok etmek istiyor
Duruşma salonunu terkettikten sonra dışarıda açıklama yapan Avukat Abdurrahman Sarıoğlu, şunları söyledi:
‘‘Güvenlik tedbiri işkenceye dönüştürüldü. Başkan talebimizi reddetti. Ben de protesto ederek çıktım. İslami usullerde tuvalette su kullanılır. Namaz kılındığı için çamaşırlarda dışkı bulunmaması gerekir. Laikler kağıt kullanır, bunu da inkar etmezler. Başkalarının oturduğu taşa oturur, bununla da övünürler. Laiklik dinin kamusal alana etki etmesine izin vermemektedir. Türkiye'de laikler, dini hayattan çıkarmak istiyorlar. Laikler Kuran'ı Kerim'in kamusal alana ilişkin hükümlerini kabul etmezler. Kuranı kabul etmeyenler kafirdirler. Burada laiklikle ilgili bir durum vardır.’’
Sarıoğlu, bir gazetecinin ‘‘Laikler kafir mi?’’ sorusunu ise ‘‘Ben söylemedim, sen söyledin’’ diye kaçamak yanıtladı. Bir grup sanık yakını duruşma sonrası DGM önünde tekbir getirerek slogan attı.