Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2001 14:34
Japon Veliaht Prensi ve Prensesi'nin kızları Aiko'nun doğumu ülkedeki 'kadın-erkek ayrımcılığını' gündeme getirdi. Ülkede kadınlar tahta çıkamıyor, iş hayatında çifte standarda maruz kalıyor, işgücüne yeterince katılamıyor. Aiko'yla beraber değişim yanlıları seslerini daha çok çıkarırken, kapitalizmin kuralları işliyor: Düşük doğum oranı ve yaşlanan nüfus kadınlara iş hayatında daha çok kapının açılmasını sağlayacak gibi görünüyor.
Japon Veliaht Prensi Naruhito ve Prenses Masako'nun yeni doğan kızları ‘‘Aiko‘‘ doğumunun ilk haftasında tartışmalara konu oldu. Bebeğin kız olması dolayısıyla veliaht olup olamayacağı gündeme geldi. Eğer erkek olsaydı hiçbir sorun olmadan Prens Naruhito'dan sonra tahta çıkacaktı.
Japon yasalarına göre kadınlar tahta çıkamıyor. Yapılan araştırmalar halkın büyük çoğunluğunun bu kuralın değişmesi taraftarı olduğunu gösteriyor. Politikacılar da bu fikri gözden geçirmeye başladı. Ancak Muhafazakar kesim, özellikle de yönetimde olan Liberal Demokratik Parti bu değişime pek sıcak bakmıyor.
Ekonomideki durgunluk, hızla yaşlanan nüfus ve kadınlara iş dünyasında uygulanan eşitsizlikler Japon halkının sesini giderek yükseltmesine neden oluyor. Bebek Aiko'nun yenilikleri ve değişimi müjdelediğine inanıyorlar.
Pozitif düşünenler yeni bir dalgayla müşterilerin daha fazla tüketim yapmasını umut ediyor. Uzun vadede ülkede bir 'bebek patlaması' olması bekleniyor. Böylece hızla emekliye ayrılan çalışanların yerine yeni işgücü yetişecek. Ülkenin doğurganlık oranı (bir kadının doğurduğu ortalama çocuk sayısı) yalnızca 1.4.
İşgücünün azalması ekonomiyi kadın emeğine gittikçe daha bağlı hale getiriyor. Bugün kadınlar ülkede her açıdan hak ettiklerinden çok daha düşük standartlarda çalışıyor. Eğer işgücü düşmeye devam ederse kadınların kariyer planları desteklenecek, erken yaşta ve çok sayıda çocuk sahibi olmaları teşvik edilecek.
Bu durum çocuk bakımına daha fazla önem verilmesine, kariyer şartlarının daha esnek olmasına ve erkeklerin rollerinin radikal bir biçimde değişmesine yol açacak. Bunlar şimdilik birçok Japon'un aklından bile geçmeyen değişiklikler.
Kadınların tahta geçmesine izin veren bir yenilik Japon kadınların zaferinin müjdecisi olabilir. Ülkenin tarihinde toplam sekiz imparatoriçenin olduğu düşünülürse (İnanışa göre imparatorluğun kaynağı olan güneş tanrıçası Amaterasu'yu saymazsak) bu umudun yeni olmadığı görülüyor. Tahta çıkacak prensin daha genç olması kadın haklarının yıllarca unutulmasına yol açabilir.