Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2007 00:00
Başbkanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK), Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) bir şirkete kiraya verdiği Zonguldak’daki bir kömür sahasında, 2005-2006 yılları arasında 21 bin ton civarında kömürün kaçak yollardan piyasaya satıldığını açıkladı. Kaçak satış nedeniyle TTK’nın payının ödenmediği ortaya çıktı.
KİRACISI DOLANDIRDI: TBMM KİT Komisyonunda, TTK Genel Müdürlüğü ile Armutçuk, Kozlu, Üzülmez, Karadon ve Amasra işletme müesseselerinin 2005 yılı hesapları görüşüldü. Komisyonda Başbakanlık Yüksek Planlama Kurulu tarafından hazırlanan, "TTK’da bazı sahaları rödövans (üretilen kömür üzerinden devlete ton başına ücret ödeme biçimindeki kiralama) sözleşmesi yöntemiyle kiralayan bir şirketin yaptığı kömür kaçakçılığı tespitine" ilişkin rapor da okundu. Raporda, şirketin bin kamyona yakın, 21 bin 485 ton kömürü kaçak yollardan piyasada sattığı, olay ortaya çıkınca TTK’ya rödövans karşılığı olarak 175 bin YTL civarında bir ödeme yaptığı kaydedildi. Raporda, şirkete ise herhangi bir cezai işlem uygulanmadığı, TTK’nın da üzerine düşen görevi yapmadığı belirtildi. Komisyon üyeleri, TTK’nın imtiyaz sahası içindeki bölgede kaçakçılık olaylarının önlenmesi için yerel yönetimlerle işbirliği içinde olunması gerektiğini belirttiler.
EVLERİN ALTINDAN: TTK Genel Müdürü Rifat Dağdelen, kurumun önemli bölümü karada olmak üzere 6 bin 885 kilometrekarelik bir havzaya sahip olduğunu, havzada kömür kaçakçığının önlenmesi için emniyet güçleriyle ve kurum elemanlarıyla birlikte çalışıldığını belirtti. Dağdelen, geniş alanın kontrolünün de son derece zor olduğunu söyledi.
ZARAR İÇİN ÜZGÜNÜZ: Dağdelen, 2005 yılında 561, 2006 yılında 493, 2007 yılında da 155 kaçak ocağın imha edildiğini anlattı. Dağdelen, "Havzada bulunan bazı evlerin altından bile kömür çıkartılıp satılıyor" dedi. Dağdelen, her şeyi iyi niyet çerçevesinde yaptıklarını, devleti zarara uğratmaktan dolayı üzgün olduklarını ifade etti. Dağdelen, özerk bir kuruluş haline getirilip, gerekli yatırımların yapılması halinde TTK’nın kár eden bir kurum haline geleceğini savundu.