Güncelleme Tarihi:
Yaşar Kemal'e söyledikleriyle polemiklerin ortasına oturan BURHAN ÖZFATURA
Tansu Çiller 1994'te size adayım ol dediğinde, ben kolay çekilir adam değilim, konuşurum demiştiniz. Sözünüzde sık sık duruyorsunuz. Yaşar Kemal ve Eşber Yağmurdereli'yle ilgili sözlerinizden sonra Çiller sizi aradı mı?
- Aradı. Aynı fikirleri paylaştığını söyledi. Teşekkür, tebrik etti. Hukuki açıdan ve her türlü sıkıntımda yardıma hazır olduğunu, Ankara'daki profesör ve hukukçu arkadaşlarının bana her türlü yardımı yapacağını ifade etti.
Ağzınıza sağlık diyen başka siyasiler oldu mu?
- Çıktı. Ama onları deşifre etmek yanlış olur. ANAP milletvekillerinden ve parti teşkilatlarından oldu. Aynı şekilde DSP ve CHP'nin tabanından olumlu tepki geldi. Zaten muhtevada değil, üslupta tenkit edildim. Ama devletime laf söyletmem arkadaş!
Ya Şevki Yılmaz, sizi arayıp kutladı mı?
- Şevki Yılmaz'ın sözlerinin hepsini tenkit etmiştim. Şevki Yılmaz, 1989 seçimlerinde gelip aleyhimde en çok konuşan kişi olmuştur.
Şevki Yılmaz'a kıçı kırık, kimsin mi dediniz?
- Daha ağırını söyledim. Ajan dedim. Öyle tepki standardım yok. Yanardağ püskürmesi gibi oluyor.
İzmir, batıya dönük, Türkiye'nin yüzakı kentlerinden biri. Bu son tavrınızı kent kültürüyle bağdaştıramadım!
- Beni yakından tanısanız bu düşüncelerin doğru olmadığını görürsünüz. 1966'dan beri İzmir'de hesap uzmanı, defterdar olarak, dokuz yıl üniversite hocası olarak, iki dönem belediye başkanı olarak bu arada Başbakanlık Müşaviri ve özel hayatımda da yeminli mali müşavir olarak görev yaptım. Benim maiyetimde çalışanlar, açık ve doğru bildiğimi cart diye söylediğimi bilirler. O konuşma, belediye meclisinde yapılan konuşma değil, belediye binasında yapılan bir basın toplantısı da değil. Fikir ve gönül dostları arasında yapılan bir toplantı. Bir de bir birikimin patlaması. Kabul edersiniz ya da etmezsiniz ama Türkiye'de sadece belirli fikirlerin söylendiği bir ortam yaratılmak isteniyor. Farklı fikirleri yargısız infaza tabi tutuyorlar.
Farklı fikir, ‘‘kıçı kırık ve kaç paralık adamsın’’ mı oluyor?
- Medya olarak kendinize eleştiri yapın. Ekranlarda, sütunlarda devletin her kademesindeki insanlara karşı kullanılan üslup, yapılan yorumlar çok mu daha edepli? Benim muhatap aldığım bi iki insan, hepimizin kutsal saydığı değer ve makamlarla ilgili söyledikleri çok mu edepli? Olayın muhtevası saptırılıyor. Bağımsız mahkemelerin, hukukun karar dosyası önümde. Türkiye'de çifte standart var. Belli kişi ve gruplar imtiyazlı hale getirilmiş.
Türkiye'de fikrin suç sayılması, çağdaş hukuk düzeyini mi gösteriyor?
- Fikir nedir, suç nedir? 20 yıldır aynı zamanda köşe yazarıyım. Fikirle baskı yapmamak kaydıyla bütün fikirlere hoşgörüyle baktığımı hep ifade ettim. Büyükşehir belediyesinde de farklı düşünüyor diye kimse taciz edilmemiştir, benim gibi düşünüyor diye taltif edilmemiştir.
Belediyedeki MHP ve tarikat kadrolaşması?
- Hayır efendim, siz böyle peşin hükümle geldiyseniz, konuşmamız mevzuat. 5 Nisan kararından bu yana kadrolar kısıtlandı. Şirketlerde dört partiden arkadaşlarımız hem yönetim, hem denetim kurulunda.
Ben işçi ve memurları kastetmiştim.
- Bizi işçi ve memur almamız mümkün değil. İzmir'in dışında olduğunuz için, naklen gelen fikirler sizi tek taraflı etkiliyor.
Kemal, jurnalle popüler oldu
Kıçı kırık, kaç paralık adamsın laflarınız da mı tek taraflı algılanacak türden? Kaç kitabını okudunuz Yaşar Kemal'in?
- Hepsini okudum. Özellikle Deniz Küstü'yü bir okuyun. Yaşar Kemal'in romancılığı konusunda analizler yaparken, fikir ve üsluplarında bize karşı kullandığı ifadelere dikkat çekmek isterim. Yurtdışında jurnalleyip popüler oldu.
Yaşar Kemal bugün popüler olmadı. Ben çocukken daha romanları 40 dile çevrilmişti.
- (Uzun uzun 9 Ocak tarihli Der Spiegel, Hürriyet ve Ecevit'ten alıntılar okuyor) Bu ülkede kimi silahlı tehdit altında kimi de maalesef medyanın farklı fikirlere tahammülsüzlüğünün tehditi altında.
Aslında siz, Yaşar Kemal'in farklı fikirlerine tahammülsüzlük içindesiniz.
- Olur mu efendim? Yaptığım olay saptırılıyor. Devleti affetmem diyor.
Çeteleri gün ışığına çıkarmayan devleti ben de affetmiyorum? Ne güzel, Yaşar Kemal gibi uluslararası bir sanatçı söyledi ve basında yer buldu.
- Tüm 70 yılı bu kadar çirkin bir tarzda karalamaya hakkı yok. Hele yurt dışında hiç yok.
Külhanbeyi tavrıyla sarfettiğiniz o sözleri hâlâ izah etmediniz?
- Bu üslup, medya mensubu olarak size yabancı gelmese gerek. Ekranlarda, sütunlarda bundan daha hoş olmayan şeyler var.
Şevki Yılmaz'ı kastediyor olmalısınız.
- Olur mu efendim? Tek tek isim saymak istemiyorum. Mahkum olan pek çok meslektaşınız var.
Bütün bunlar kendi sözlerinizi haklı mı kılar?
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa... Benim üslubumu tenkid edenin üslubunun daha saygı değer olması gerekir. Bu, bir tür patlamadır. Çifte standarta patladım. Soygun, cinayeti övmek, edebi kişiliği de olsa övme hakkını vermez. Yaşar Kemal'e ilişkin kritiklerime iştirak etmiyorsunuz, o zaman Aziz Nesin'i okuyun.
Siz Aziz Nesin'e zırvalayıp duran, içi fesat dolu bir nankör demiştiniz?
- Türk halkının yüzde şu kadarı aptal demesine tahammül edemem. Onun aptal demeye hakkı var da benim niye reaksiyon göstermeye hakkım yok? Türkiye'de eğer fikir hürriyeti varsa, onlar çok mu edepli? Benim muhatabım iki kişi, onların muhatabı tüm Türkiye.
Türkiye adına konuşma ihtiyacı mı duydunuz?
- Neden duymayayım? Belediye başkanı olarak halkın ifade etmeye cesaret edemediği fikirleri söyleme hakkım neden olmasın ki?
Şahin ve Orakoğlu'nu aynı toplantıda övdünüz. İzmir Belediye Başkanı olarak Susurluk'ta patlayan çuvaldan dökülen pisliklere karşılık neden konuşmadınız?
- Siz gerek görmeyip benim yazılarımı okumadınız. Varsa bir takım karanlık olaylar...
Varsa diyorsunuz. Bu konuda çok ihtiyatlısınız?
- Aksine ve bilhassa Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok'un katillerinin bulunması, bu olayın püf noktası. Yüzlerce yazı yazdım. Bu reaksiyonlarımı es geçiyorsunuz.
Nefsi müdafa yapıyorum
Gelelim, dinime küfreden... sözünüze. Muadil göstermek yaptığınız eylemi haklı mı kılar? Savunma yönteminizi ikna edici bulmadım.
- Bana ve değer verdiğim kavramlara karşı olmayı edepsizce ortaya koyanlara neden benim nefsi müdafaam olarak düşün müyorsunuz? Medya gözden kaçırmaya çalışıyor. Şu Türkiye çukurunda sanat konusunda bizim belediye kadar destek veren belediye yoktur. Sanki bir adam dindar olunca sanattan anlamaz.
Medya sizin olumlu icraatlarınıza da yer vermişti.
- Bakın şu İzmir çukurunda devamlı icraatlar yapıyoruz.
Neden çukur diyorsunuz?
- Bu bir genel halk tabiridir. Bu bölgeyi anlatıyor. Sayısız ihale yapıldı, kimse bize toz konduramadı. Benim ve kızımın çok ısrarı olmuştu. Zeynep ve Aslı Parkı dedik. Çok sık rastlanan isimler.
İmtina etmeliydiniz. Hem Bilsen adına sık rastlanmıyor.
- Valilerin eşlerinin adını konması hak oluyor. Tayinle gelmeyip seçimle gelince sizin için suç oluyor. Bilsen Abla Okulu'na eşim çok karşı çıkmıştı. Oradaki bürokratlar, eşime jest olsun diye. Hiç kimse bana hırsız diyemedi ama.
İstediğim partide liste başıyım
Sizin manşet olan bu son sözleri okuduğumda siyasi yatırım yapmak istediğinizi, DYP'den milletvekili olmak istediğinizi düşündüm. Reklamın kötüsü olmaz!
- Olur mu efendim? Hangi partiyi istesem, beni listebaşı yaparlar. ANAP, CHP... Son seçimlerde bana DSP ve CHP'den destek verdiler.
İlk seçimde milletvekili adayı olacak mısınız?
- Hayır. Ben hiçbir zaman politikayı meslek olarak düşünmedim. Çok rahat davranıyorum, popülist politika yapmıyorum. Kendi partimi ve genel başkanımı rahatlıkla tenkit ediyorum.
Son sözleriniz popülizmin şahikasıydı.
- Bir basın toplantısında hazırlıklı olarak bu konuşmayı yaparsanız, popülizme uygunluğunu düşünmeniz mümkün değil. Turgut Bey, bana diğer liderlerimden daha yakındı. Ağabey-kardeş gibiydik.
Çiller-Fethullah Gülen görüşmesinde aracılık etmiştiniz.
- Hayır. bakın, ben hiçbir liderin yakın çevresinden olmadım. İlişkiler disiplinli olmaktan çıkar ve hoşlanmadığın bir muameleye tabi kalırsın. Mesafeli olmakta yarar var. Ne akıl dağıttım, ne karar aldırttım. 5 Nisan hariç.
Geçen yıl, bütün partilerin totaliter, hepsinde genel başkan diktatoryası olduğunu, oy avcılığı yaptıklarını söylediniz. kendi partiniz DYP ve Çiller de dahil mi?
- Türkiye'de lider oligarşisi var. Bunun en ağır faturasını ödeyen de DYP oldu. Genel başkanın arzuları değil de tabanın arzuları yapılsaydı, böyle kolaycacık transferler olur muydu?
İmamın yellendiği yıl
Güngör Bayrak'a da, iç çamaşırı görünüyor diye fuarı yasaklamıştınız?
- Güngör Bayrak'ı hayatımda hiç görmedim. Çalışma iznini belediye başkanları vermez. Fuardaki gazinolarda kim çalışacak diye gelip bize sormazlar. Güngör Bayrak, menajerinin telkiniyle bana taktı. Gönül Yazar beni çok sever. Seçimde gelip koşturuyor. Gönül Yazar çok mu kapalı giyiniyor? Bir günah keçisi lazım. Güngör Bayrak, medyaya çıkmak için beni kullandı. İmamın yellendiği yıl fıkrasını bilir misiniz? Köyde imam, bir gün namaz sırasında-ne yapsın garibim, her halde kuru fasulyeyi fazla kaçırdı- yellenmiş. Köyü terkediyor. Aradan yıllar geçmiş, özlemiş garibim. 20 yıl sonra gelmiş. Bir sürü bıyıklı delikanlılar. Oğlum, sen kimin oğlusun, falanın, demişler. Ne zaman doğdun demiş. İmamın yellendiği yıl doğdum. İmam hemen köyü terketmiş. Ben de böyle oldum.
Bundan sonra da Yaşar Kemal'e söylediğiniz yıl olacak.
- İnsan kendi vicdanına karşı rahatsa...
Rahat mısınız?
- Evet. Değerlerimi savunma güdüm nedeniyle.
Bülbülün çektiği dili belası sözünü yadettiren durumlarda çok kaldınız mı?
- Hayat çizgisi bana çok şey verdi. Şikayetçi değilim babam, ilkokul hademesiydi. Devlet bursuyla üniversiteyi okudum. Yine devlet sayesinde Belçika'da katma vergi ihtisası yaptım. Bu nedenle açık sözlü olmaktan çok bir şey kaybetmedim. Sevince de kızınca da insanların yüzüne söyledim.
Bu sözlerinizin İzmirli seçmeni olumsuz etkilediğini düşünüyor musunuz?
- Onu bilemem. Çünkü bizim seçmenimiz son dakika penaltı golüyle karar verir.
Red Kit hep şöyle biter: Gün batmaktadır ve ben yalnız bir kovboyum der; bu maceranın sonu olur. Kendinizi böyle hissediyor musunuz?
- Dediğiniz doğru. Hayatta mutluluğu başkasından beklerseniz, yanılırsınız. Nasibe inanırım. Nasipte varsa olur.
Polemik sayfasından merhaba
Bundan böyle POLEMİK sayfalarında, herhangi bir çıkışıyla gündemi işgal eden ‘‘şahsiyet’’lerle röportajlar okuyacaksınız. Röportaj yapılan kişiler, ya bir sözü, ya bir davranışı, ya bir çıkışı ile dikkatleri üstüne toplayanlar olacak. İşte POLEMİK'in ilk konuğu: Burhan Özfatura.
Özfatura'yı POLEMİK'e taşıyan cümlesini unutmak mümkün mü? Yaşar Kemal'i kastederek demişti ki: ‘‘Kıçı
kırık iki roman yazmış, kendini ne sanıyor, kaç paralık adamsın?’’
Özfatura, söyledikleriyle manşetlere çok çıkan politik bir sima. İzmir Büyükşehir Belediye binasının Başkanlık Katı'nda görüşürken zaman zaman tansiyon yükseldi ama bana ‘‘Hadi ordan, kıçı kırık gazeteci sen de kim oluyorsun?’’ demedi! Fakat arası pek hoş olmadığı halde sigara içmeyi, çay molası istemeyi ihmal etmedi.
CART DİYE
SÖYLEDİĞİMİ BİLİRLER
Benim maiyetimde çalışanlar, açık ve doğru bildiğimi cart diye söylediğimi bilirler. O konuşma, belediye meclisinde yapılan konuşma değil, belediye binasında yapılan bir basın toplantısı da değil. Fikir ve gönül dostları arasında yapılan bir toplantı. Bir de bir birikimin patlaması.
Zamanında ne dedi, şimdi
ne cevap verdi?
Ankara'nın santral memuresi değilim demiştiniz.
- Dedim. Beni zırt pırt arayıp da yüz göz olmayın dedim. Aramadı.
Şimdilerde Ankara'dan gelen telefon talimatlarına karşı nasılsınız?
- Bana pek talimat gelmez. Huyumu bilir. DYP'li oldum diye herşeye kafa sallamayacağımı söylemiştim, sayın Çiller'e.
RP ile koalisyona ne demiştiniz?
- En şiddetli tepkiyi gösteren ben olmuştum. Özellikle gecekondu affına. O zaman da üslubumu terbiyesiz bulmuşlardı. 11. defa gecekondu mafyasına af getirdiler.
Gecekondu yapanların kanalını balonla tıkayacağım, evlerini b.k götürsün demiştiniz.
- Gecekondu yapanlar için değil, atık su parasını ödemeyenler için söyledim.
İç göçü önlemek için legal olsun, illegal olsun her yolu deneriz sözündeki illegal yol ne demek?
- Cümlenin gidişine ters düşmüş olabilir ama ekonomik ve sosyal tedbirler anlamında kullandım. Kelime düşüklüğü olmuş.
Bildiğim doğruları söylediğim için liderlere Allah'ın lütfuyum, demiştiniz.
Peygamberimizin, herkesin yazması gereken bir sözü. Ben bazıları için gıcık olsam da liderlere doğru bildiğimi aktarıyorum. Rahmetli Özal'a da Çiller'e de fikirlerimi devamıl aktardım.