Devlet Tiyatroları'nda deÄŸiÅŸim rüzgarları

Güncelleme Tarihi:

Devlet Tiyatrolarında değişim rüzgarları
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 16, 2001 00:00

Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, Devlet Tiyatrolarının önünün açılması için sanatçıyı, ''memur-sanatçı'' kavramından uzaklaÅŸtıracak bir yeniden yapılanmanın artık kaçınılmaz olduÄŸunu söyledi. Åžimdi amaç geçen yıl Kirli Perde operasyonuyla ortaya çıkan olumsuzlukları ortadan kaldırmak.Yeni sanat sezonuna Adana, Sivas ve Van'da çocuk oyunlarıyla 3 Ekim'de ''merhaba'' diyen Devlet Tiyatroları, yarın da Ankara, Ä°stanbul ve Bursa'daki sahnelerinde seyirciyle buluÅŸacak. Geçen yıl yüzde 30 oranında seyirci kaybıyla sezonu kapatan Devlet Tiyatroları, bu sezonun ilk yarısında, 12 bölgede 30 sahnede 37 oyunla seyircileri selamlayacak.  Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin geçen sezon Devlet Tiyatroları'nda hiç kimsenin kabul edemeyeceÄŸi ÅŸeyler yaÅŸandığını söyledi. Devlet tiyatrolarının bu olumsuzluklardan sıyrılabilmesi için biraz zamana ihtiyacı bulunduÄŸunu ifade eden Bilgin, ÅŸimdi yapılması gereken ÅŸeyin,çalışanların iÅŸlerini en iyi ÅŸekilde yapması olduÄŸunu belirtti.  Devlet Tiyatroları'nın iyi prodüksiyonlara imza atmaya hazır olduÄŸunu anlatan Lemi Bilgin, bunun için öncelikle kurumda bir rahatlamanın saÄŸlanması gerektiÄŸine dikkati çekti. Bilgin, ''Åžu anda kurumun en fazla ihtiyacı olan ÅŸey, sanıyorum ki, huzur içinde ve güvenle insanların bu küçük ve çapsız kavgalardan sanatsal kaygılara  yönelmesi ve enerjilerini oraya yönlendirmesi'' dedi.  Bütün Devlet Tiyatrosu çalışanlarının küçük ve çapsız kavgalardan sıyrılması gerektiÄŸini vurgulayan Bilgin, ''Devlet Tiyatrosu'nun ÅŸu anda en çok ihtiyacı olan ÅŸey bu. ArkadaÅŸlarım da eminim ki, bu düşünceyle görev yapmak için hazırlar. Biz sanatsal yapıtlarla gündemde yer almak zorundayız'' diye konuÅŸtu.      ''30 SAHNEDE AYNI ANDA''      Devlet Tiyatrolarının, 12 bölgede 30 sahnede perdelerini açacağınıhatırlatan Lemi Bilgin, ''Bir tiyatro düşünün ki, 30 oyunu aynı anda açıyor ve yılda 100 ayrı prodüksiyon yapıyor. Bu belki de dünyada eÅŸi olmayan büyüklükte bir tiyatro'' görüşünü dile getirdi. Birinci turda 37 eserle seyirci karşısına çıkacaklarını kaydeden Bilgin, bu oyunların yüzde 68'inin yerli, yüzde 32'sinin çeviri eser olduÄŸunu söyledi. Bilgin, bu sezonda da yerli oyunlara ağırlık verdiklerine iÅŸaret ederek, ''Bizim yerli yazarlarımızın iyi oyunlarına ihtiyacımız var; hem kendi tiyatromuz, hem de yurtdışında kendi tiyatromuzu tanıtmak için'' dedi.      SEYÄ°RCÄ° KAYBININ MAZERETÄ° OLMAZ      Geçen yıl Devlet Tiyatroları'nın yüzde 30 oranında seyirci kaybınauÄŸradığına dikkati çeken Bilgin, bunun için hiçbir mazeretin kabul edilemeyeceÄŸini vurguladı. Bilgin, ÅŸunları kaydetti:  ''Hiçbir tiyatro, seyirci kaybını göze alamaz. Yani (kriz vardı, seyirci sayısı düştü) diyemeyiz. Tiyatro, hangi ÅŸartlarda, hangi ortamda olursa olsun dolu olmalı. Hiçbir ÅŸekilde bir tiyatronun seyirci sayısının düşmesinin mazereti olamaz, kendinden baÅŸka... Onun için dünyanın, hatta ülkenin ÅŸartları ne olursa olsun bu seneki kayıp da bir mazeret kaldırmaz.''  Tiyatronun, sinemadan, televizyondan, dizilerden öte bir çekiciliÄŸi olduÄŸunu, tiyatronun iyi yapıldığı sürece bu çekiciliÄŸin süreceÄŸini, onu hiçbir dış etkinin zedeleyemeyeceÄŸini anlatan Bilgin, şöyle devam etti:   ''Bu çekiciliÄŸi kaybedersek, iÅŸte o zaman seyirci düşüşleri olur. Bu çekicilik kaldığı sürece hangi ÅŸart ve durumda olursa olsun mutlakaseyirci tiyatroya gelir. Bunun bir tek yolu vardır. Nitelikli, seyircinin sevebileceÄŸi, gelmek için çaba göstereceÄŸi, kuyruklara gireceÄŸi, geldiÄŸi zaman da 'iyi ki gelmiÅŸim' diyebileceÄŸi, hatta yakınlarına önereceÄŸi ve sonra tekrar tiyatroya gitme isteÄŸiyle ayrılacağı oyunlarla karşılaÅŸmasıdır.''      YENÄ°DEN YAPILANMA KAÇINILMAZ    Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Bilgin, Devlet Tiyatrosu'nun önünün açılabilmesi için iÅŸleyiÅŸte bir yeniden yapılanmanın kaçınılmazolduÄŸunu söyledi.  Köklü deÄŸiÅŸiklikleri hayata geçirmenin zor, ancak ÅŸart olduÄŸuna iÅŸaret eden Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:  ''Devlet Tiyatroları'nın, çok tartışılan sanatçı-memur kavramındantamamen uzaklaÅŸması gerektiÄŸini düşünüyorum. Ben sanatçıları bir memurgibi çalıştıramayacağımız düşüncesinden hareket ediyorum. Onların da bir memur gibi çalışamayacakları bilincinde olmasını istiyorum.  Yani eÄŸer bir 'yaratı' baÅŸlıyorsa bunun karşılığını hem onlar ödeyecekler, hem biz ödeyeceÄŸiz. ÖrneÄŸin proje başına sözleÅŸme yapmak gibi... Bu çok temel ve zorunlu bir deÄŸiÅŸiklik. Aksi takdirde bu sistem içindekilerin arzulu, istekli ve verimli çalışması çok zor,  hele de bu kadar büyümüşken. Bunun için yasal bir deÄŸiÅŸiklik ÅŸart. EÄŸer bu devam ederse, kurumun başındaki kiÅŸi olarak ileriyi pek berrakve net göremiyorum.''      ÇALIÅžANLA ÇALIÅžMAYANIN FARKI         Söz konusu yeniden yapılanma içinde ''çalışanla çalışmayanın farkı''nın ortaya çıkacağını belirten Lemi Bilgin, şöyle devam etti:  ''Tabii ki herkes, elde etmiÅŸ olduÄŸu hakları mutlaka korumalı, amaçalışanla çalışmayanın, çok çalışanla hiç çalışmayanın, baÅŸrol oynayanla küçük rol oynayanın, bir sezonda 4 oyun oynayanla, hiç oyun oynamayanın, bir oyunun yükünü tamamen çekenle, az çekenin bir farklılığı olması gerekiyor. Bu farklılığı yaratmadığımız zaman, yarışın, kendini geliÅŸtirmenin, daha iyi bir ÅŸey yapabilmek için kendini hazırlamanın da önünü kapatıyoruz, iÅŸte o zaman asıl memurluk ortaya çıkıyor. Bugün olduÄŸu gibi 'iÅŸ yapsam da yapmasam da bir kazancım ya da kaybım yoktur' düşüncesi olduÄŸu zaman verimin artması düşünülemez.''  Lemi Bilgin, bunun ''sanatçının hem kendisiyle hem mesleÄŸiyle rekabeti'' sonucunu doÄŸuracağını kaydederek, ''EÄŸer sanatçı kendisiyleve mesleÄŸiyle rekabet etmezse geliÅŸme saÄŸlayamazsınız. GeliÅŸme saÄŸlanmayan bir yerden de iyi sonuç alamazsınız'' diye konuÅŸtu.  Bilgin, söz konusu yapılanmada, ücret dengesinin de hem sanatçı hem de kurum lehine oluÅŸturulabileceÄŸi bir sistem bulunabileceÄŸini, bunun üzerinde çalışılması gerektiÄŸini söyledi. Devlet Tiyatroları'nda böyle bir deÄŸiÅŸimin gerekliliÄŸini, sanatçıların da, çalışanların da kabul ettiÄŸini anlatan Bilgin, DevletTiyatroları'nın 52 yıl önce çıkan yasasının, günün ÅŸartlarına göre yeniden düzenlenmesi gerektiÄŸini savundu.      KÃœLTÃœR VE SANAT ÃœLKESİ      Dünyada savaÅŸ rüzgarlarının estiÄŸi günümüzde, Türkiye'nin çaÄŸdaÅŸ kültür ve sanat kurumları nedeniyle Büyük Atatürk'e bir kez daha şükran borçlu olduÄŸunu ifade eden Bilgin, Türkiye'nin kendisini bugün en iyi kültür ve sanat yoluyla ifade edebileceÄŸini söyledi. Bilgin, ''Bu anlamda yurtdışına turnelerimizde ve yurtdışından Türkiye'ye davetlerimizde çok önemli kazanımlar elde edeceÄŸimize inanıyorum. Gerçekten, bir Ä°slam ülkesi olmanın ötesinde ciddi bir sanat ve kültürülkesi olduÄŸumuzu anlatmamız lazım. Bu ÅŸu anda bizim için çok önemli bir silah'' diye konuÅŸtu.  Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!