Güncelleme Tarihi:
Yunanistan’da, lig maçları biri şifreli (Nova), biri özel (Skai), biri de devlet (NET) kanalı olmak üzere üç ayrı televizyondan yayınlanıyor. Son 13 yılda 12 şampiyonluk kazanan Olympiakos’un kendi sahasında oynadığı maçların yayın hakkı devletin NET televizyonunda.
Kırmızı-beyazlıların geçen hafta (İstanbullu Rumların 1926’da kurdukları ve bendenizin de taraftarı olduğu) AEK ile maçı vardı. Maç öncesi televizyonda yapılan “Olympiakos bu sahada 15 yılda rakibine yenilmedi” tarzı yorumlara aldırmadan maçı izlemeye başladım.
Olympiakos erken bir gol attı. Hakem, bir futbolcuyu ofsayt pozisyonunda sayıp golü iptal etti. Ancak, dördüncü hakemin itirazı üzerine gol geçerli sayıldı.
OLYMPIAKOS TOPARLAR
Devlet televizyonunun yorumu: “Erken gol... Olympiakos gününde!” Birkaç dakika sonra AEK beraberliği sağlayınca, bu kez yorum “Olympiakos toparlanır” gibi bir şeydi. Nerden biliyorsun ey adam? İlk yarı böyle bitti.
İkinci yarıda AEK bir gol daha atınca devlet televizyonu insanı çileden çıkartan yorumlara başladı.
AEK için tek kelime yok... Adam Yunanistan’ın üçüncü büyüğünün adını mı unuttu nedir, “rakip” diyerek bahsediyor. Sanki AEK Patagonya takımı!
Adı Mihalis Katsaros olan bu spiker ilerleyen dakikalarda tarzını hiç değiştirmedi. Olympiakos’un uzatmalarda attığı beraberlik golünü hakem iptal edince adam iyice azıttı. “Yüzde 100 gol” diyor.
5 BİN KİŞİLİK PROTESTO
Maçı AEK 2-1 kazandı. Spiker hâlâ “maalesef” diyerek başlayan cümleler kuruyor. Sevineceğim yerde adama takmışım. Devlet televizyonunun
sloganı “Gürültüsüz tarafsız habercilik”. Beyler, naklen yayında takım tutmak bu sloganın istisnası mı?
Burada devlet televizyonunun parasını vatandaş ödüyor. Elektrik faturalarında devlet televizyonunun payı maşallah. Bizim takımın yönetimi maçın spikerini kınayan bir açıklama yaptı.
Biraz rahatladım ama yetmedi. Keyfim dört gün sonra düzeldi. Tam 5 bin AEK taraftarı devlet televizyonu binası önünde protesto gösterisi yaptı.
Aferin çocuklara!
Kulağıma gelen bilgiler, devlet televizyonunun çok büyük rating alan maçlarını seneye de yayınlayabilmek için Olympiakos’u “üzmek” istemediği şeklinde.
E öyle ise yuh yani...
KIBRIS’IN GÜNEYİNDE NELER OLUYOR?
1.Kıbrıs’ta her çözüm gayretine hayır dediği için “Mister No” lakaplı ve 2008 Aralık’ında ölen Rum yönetimi eski lideri Tasos Papadopulos’un naaşı çalındı. (11 Aralık 2009)
2. Papadopulos’un boş mezarının başında asılı Yunan bayrağı gönderden indirildi. (3 Ocak 2010)
3. Siyaseti Papadopulos’tan farklı olmayan ve 2001 yılında ölen eski liderlerden Spiros Kipriyanu’nun mezarı başındaki Yunan ve Rum bayrakları söküldü, yakıldı. (10 Ocak 2010)
4. Annan Planı’na karşı çıkan DİAS yayıncılık grubunun patronu Antis Hacikostis evinin önünde öldürüldü.
Rum Kesimi gibi küçük bir yerde yaşananlar alt alta sıralandığında “Birileri istikrarsızlık peşinde” tarzı iddialar günlük konuşmalara dönüştü. Rum medyasının önemli bir bölümü de failleri aşırı milliyetçi Türklermiş gibi göstererek hayal gücünün sınırlarını zorluyor.
ANCAK GERÇEKLER FARKLI
1. Polis, Papadopulos’un naaşını çalanlar için soruşturmasını yeraltı dünyası üzerinde yoğunlaştırdı. Papadopulos’un avukatlık şirketi Sırplara ambargo uygulandığı dönemlerde yüz milyonlarca doların Güney Kıbrıs’a transferinde kilit rol oynadı. İddialara bakılırsa, paralarını kaptıran bazı Sırp işadamlarının intikamı söz konusu.
2. Medya patronu Hacikostis’in cinayetinde biri “kasap” lakaplı yeraltı dünyasından üç kişi tutuklandı. Ölüm emrini verenin ise işinden kovulan bir kadın spikerin olduğu öne sürüldü.
3. Papadopulos ile Kiprianu’nun mezarlarındaki bayrakların tahribatına gelince... Görünen o ki birkaç marjinal, fırsattan istifade etti. Çünkü Kıbrıs Rum Kesimi’nde adi suçlar başlı başına bir sorun. 2008 yılında 4 bine yakın soygun, 190 kundaklama ve bombalama eylemi (Rumların tabanca yerine bomba alışkanlığı var), 779 uyuşturucu vakası, 9 cinayet ve 14 cinayete teşebbüs olayı yaşandı.