Güncelleme Tarihi:
İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:
İSTANBUL BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
30 Mart 2014’deki yerel seçimlerde en iyi sonucu almak için izlenecek yol ve dikkat edilecek hususları görüştük.
İstanbul’un bizim açımızdan çok büyük değerde olduğunu ifade etmiş olayım.
Bu büyük şehrimizde MHP’nin hak ettiği atılımı yapacağını biliyorum.
İstanbul en büyük Türk kenti. Bu kutlu kenti değişlik unsur ve kimlikleri ruhunda eriterek birlik ve beraberlik iradesini canlı tutmuştur.
Yüzeysel bakışlar, istismarcı yönetimler, başarısız yönetimler İstanbul’dan çok şeyi götürmüştür.
Bu kent Türk milletinin dünyaya açılan penceresidir.
OLİMPİYATLAR İÇİN DESTEK VERDİK
Son günlerde 2020 olimpiyatları çerçevesinde İstanbul dünyada bir hayli konuşulmuştur.
Olimpiyatlara aday olmuş ve finale kalmıştır. Bu hafife alınmayacak bir sonuçtur.
Parti olarak 2020’de İstanbul için destek olduk. Ne var ki geçtiğimiz günlerde Arjantin’de olimpiyatları Tokyo kazandı.
Geçmişten bugüne Türkiye 5 kez aday oldu ama hiçbirinde bizleri sevindirecek sonuç alınamadı.
Arjantin’de sonuç ne olursa olsun gönlümüzde kazanan İstanbul’dur.
Ama yine de İstanbul’un neden seçilmediğini iyi düşünmek gerekir.
OLİMPİYAT BATI İÇİN DEĞİŞMEZ HAK MIDIR?
Olimpiyatlar, Batı ülkeleri için değişmez bir hak mıdır?
Müslüman ülkelere madem olimpiyat düzenleme hakkı verilmeyecek o halde bunca tantanaya ne gerek var?
Skoru baştan belli olan müsabakaya lüzum var mıdır.
Yazılı olmayan kurallar nedir ki İstanbul buna uymamıştır.
BAŞBAKAN KUSURU KENDİNDE ARASIN
Doping, Gezi parkının sancıları ve Suriye meselesi olduğu anlaşılmaktadır İstanbul’un neden olimpiyatları almadığı hususunda
2020’nin neden İstanbul'da yapılamadığını Başbakan ve hükümeti iyi anlamalı ve değerlendirmelidir
Başbakan biraz da kusuru kendinde aramalı.
KINA EDEBİYATI ÇOK ÇİRKİNDİR
Hükümet kanadından yapılan bazı açıklamalar cepheleşmenin olimpiyatlara kadar uzandığını göstermektedir.
Başbakan’ın açıklamaları ve Spordan sorumlu bakanın terbiye dışı beyanatları ve kına edebiyatı çirkindir.
Bunun gerisinde hazımsızlık ve öfke hakimdir.
BAŞARISIZLIĞA SEVİNECEK VATAN EVLADI YOK
Türkiye’nin başarısızlığına sevinecek hiçbir vatan evladı yoktur.
Bir kaşık suda fırtınalar koparmak Başbakan ve hükümetinin tahammülsüzlüğünü gözler önüne sermiştir.
İstanbul bir gün mutlaka olimpiyatları kazanacak.
DIŞARIDA YALAKALIK, İÇERİDE YOZLAŞMA
Akıl mantık ve millilik AKP’den ayağını tamamen çekmiş, yerine yalan ve fitne hakimiyet kurmuştur.
İçeride yozlaşma, dışarıda yenilgi, yalakalık etki ve tesir düzeyini genişletmiştir.
Çarpıklıklar ve yanlışlar Başbakan’ın kontrolünde ilerleyiş kaydetmiştir.
Başbakan ihanete destek vermiştir.
PKK ORDU KURMAK İÇİN KOLLARI SIVADI
İmralı canisinin sırdaşı olmuştu. Sonuçta milli iradeye nankörlükten suçüstü yakalandı.
İhanet süreci PKK’nın derlenip toparlanması için eşsiz bir katkı sağlamıştır.
İhanet sürecinde PKK ordu kurmak için kolları sıvadı.
HAİNLERE AKP AMPULÜYLE GÜN DOĞDU
Hainlere AKP’nin ampulüyle gün doğdu
Terör örgütünün militanlarıyla birlikte cani başının affı ısıtılmaya çalışılmıştır.
PKK’nın güç toplaması, dağdan şehirlere inmesi hükümet tarafından seyredilmiştir.
Şu günlerde kanlı örgüt katletmenin dışında her şeyi misliyle yaparken Başbakan hala süreç rezaletiyle oyalanmaktadır.
PKK yol kesiyor, vergi adı altında haraç topluyor, kontrol noktaları oluşturmaktadır.
AKP, PKK için yol temizliğine girişmiştir. Askeri imkanları azaltmıştır, canilere geniş bir hareket kabiliyeti bahşetmiştir.
Vatanımız tehdit altında… Her gün Türkiye’ye kaçakçı görünümlü teröristlerin tehdidiyle sarsılmakta. Başbakan ve hükümeti ise teröristlerin gönlünü almaya çalışmaktadır.
BİR BAKAN İMRALI’YA GİTMEK İÇİN RİCACI OLDU
Hatta bir Bakanın İmralı’ya gitmek için ricacı olması bile basına yansıdı.
İmralı’ya kimlerin geleceği, katilin iki dudağında havale edilmiştir.
SANIRSINIZ İMRALI’DA TATİLDE
Sanırsınız İmralı’da tatile giden, sözde karargahını denize nazır kuran bir şahıs vardır.
İmralı’daki katile sekreter verilmesi de an meselesidir.
AKP’NİN KUCAĞINDA PATLADI
1 Eylül’e kadar verilen süreler dolmuştur, 15 Eylül’e sayılı günler kaldı.
PKK güç toplamış ve ekonomik olarak toplanmıştır.
Kandil çetesinden yapılan açıklamaya bakınca teröristlerin çekilmesi sonlanmıştır.
Esasında kör topal halde ilerleyen ihanet süreci PKK’nın tek taraflı feshiyle AKP’nin kucağında patladı.
BAŞBAKAN, HANİ HER ŞEY İYİ GİDİYORDU
Hani her şey iyi gidiyordu? Hani karanlık bir devrin kapıları kapanıyordu? Hani anneler derin bir oh çekiyordu?
Cudi dağında çiçek toplanacağını, Süphan’da piknik yapılacağını aylar önce peşin peşin duyuran Başbakan, şimdi neredesin?
Sayın Erdoğan şimdi hangi yalanlara başvuracaksın?
PKK SALDIRILARININ ARTMASI KUVVETLE İHTİMAL
PKK’lı militanlar her tarafa yayılmıştır, paralel devlet oluşumu için her şeyi göze almışlardır.
Sınır dışına çıkıyoruz gürültüsü halinde dağlardan şehirlere inip hummalı hazırlık içine girdiler.
Terör elebaşının ‘çekilme durdu’ açıklaması malumun ilanıdır.
Bundan sonra PKK saldırılarının sıklaşması kuvvetle muhtemeldir.
BUNLARA İZİN VERMEMİZ EŞYANIN TABİATINA AYKIRI
AKP’nin cezasız kalması halinde milli vicdan çökecektir
Tüm bu olumsuzluklara izin vermemiz eşyanın tabiatına aykırı olacaktır
Türk milletini dış tesirlerden koruyacak güvenlik duvarları AKP zihniyetinin teslimiyetiyle çökmeye yüz tutmuştur
SURİYE’YE MÜDAHALE PLANI
Suriye’ye olası müdahale planı Başbakan ve hükümetinin tüm foyasını ortaya çıkardı.
Anlaşılan Başbakan, Ortadoğu’nun füze yağmuruna alınmasını beklemektedir.
Sırf Esad’ı devirmek için Batılı güçler tarafından İslam coğrafyasına ölüm saçılmasını beklemektedir.
CİNAYETLE EŞDEĞER
917 yıl sonra Müslüman coğrafyasından Haçlı işbirlikçi birinin çıkması ibretliktir.
Başbakan savaş dilini kendine kılavuz edinmiştir.
Ölçmeden, Ankara jeopolitiğini düşünmeden cinayet çığlığı atmak cinayetle eşdeğerdir.
MÜDAHALENİN DAR KAPSAMLI TUTULACAĞI ANLAŞILMAKTA
Henüz BM Güvenlik Konseyi’nin raporu ve kimyasal silah uzmanlarını raporları belli değildir.
Rusya, Suriye’ye kalkan olmuştur.
Avrupa ülkeleri ayak sürmeye başladı, parlamentolarından müdahale kararı çıkartamamıştır.
ABD ise Senato ve Temsilciler Meclisi’ni ikna ile meşguldür.
Müdahalenin dar kapsamlı tutulacağı ve sadece belirli noktaların hedefleneceği anlaşılmaktadır.
Suriye’de nasıl bir gelişmenin olacağı, operasyonun zamanı belirsizdir.
ABD Kongresi’nin kararına göre müdahale planı ortaya çıkacak .
Esad yönetimi ve muhalifler arasında diyalog kanalı açılması arasında bu husus bir kanal olabilecektir.
Suriye’nin sağ duyulu bir güzergaha girmesi anlamsız değildir.
Müdahale yanlısı bazı ülkeler kendi parlamentolarında meşruiyet ortamı ararken Başbakan’ın dolduruşa gelmesi demokrasimiz için zaaftır.
SURİYE’YE DÜŞECEK HER BOMBANIN YANSIMASI SANILANDAN FAZLA OLACAK
Suriye’ye düşecek her bombanın Türkiye’ye yansıması sanılandan fazla olacaktır.
Suriye halkı yine hedef olacak, masum çocuklar yine kefenlere sarılacak.
ESAD BİZE SALDIRIRSA VEBALİNE BAŞBAKAN NASIL KATLANACAK
Esad rejimi can havliyle bize saldırırsa bunun vebaline Başbakan nasıl katlanacak?
Şamdan atılacak bir füzenin herhangi bir şehrimize isabet etmesi halinde ne olacağını Başbakan ve akıl hocaları hesap etmiş midir?
Reyhanlı’da olduğu gibi saldırılar olursa Başbakan ne diyecektir?
Şüphesiz Esad rejimi boş durmayacaktır.
Suriye’nin ateş altına alınması Türkiye’nin milli birliğini keşmekeşe çevirecektir.
HAZIRLIK İÇİNE GİRMİŞLERDİR
Teröristler dağdan şehirlere doğru kafileler halinde inerek yeni saldırılar için hazırlık içine girmişlerdir.
En son olarak çekilmenin durduğu haberleri malumun ilanından başka bir manaya gelmemiştir. Bundan sonra PKK saldırılarının sıklaştırılması kuvvetle muhtemeldir. Başbakan Erdoğan hükümeti kendine gelmelidir. Suriye konusunda BM’nin kararı beklenmeli, çözüm için diplomasinin tüm hüner ve beceri yolları kullanılmalıdır. Hükümet dürüst ve içten bir tutum takınmalıdır.
Gerekmedikten sonra savaşın cinayet olacağı bellidir. Ancak Türkiye’nin toprak bütünlüğü için gerekiyorsa hiçbir şeyden çekinilmemelidir. AKP’nin tüm komşularla hasım olması Türk milleti tarafından sorgulanacaktır.
Sözlerimi Başbakan’ın 15 Ağustos 2010 tarihinde Gaziantep’te yaptığı ve bugünle zıtlıklar içeren şu açıklamalarıyla bitirmek istiyorum.
“İçeride sanal tehditler, dışarda düşmanlar üretildi. Türkiye on yıllar boyunca içine kapandı, kapatıldı. Ne dediler? Türkiye’nin üç tarafı denizle, dört tarafı düşmanla çevrili dediler. Biz geldik bu anlayışı yıktık. Bunu en yarın şekilde Gaziantep yaşıyor. Türkiye ve Suriye 7,5 yıl öncesine kadar birbirine hasımla bakıyordu. İki ülke savaşın eşiğine geliyordu. Biz geldik Esad kardeşimle oturduk konuştuk. İstişare müzakere ettik ve Türkiye ile Suriye’yi bölgenin iki dost ülkesi haline getirdik”
Başbakan’ın düştüğü derin tenakuz çukurunun ve yalpalamanın yorumunu sizlere ve aziz milletimize bırakıyorum.