Güncelleme Tarihi:
MHP lideri Devlet Bahçeli, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin davayla ilgili yazılı açıklama yaptı. Bahçeli açıklamasında, FETÖ'nün uzun yıllar boyunca sinsi ve sistematik şekilde devlet ve toplum hayatının hücrelerine kadar nüfuz ettiğini, Türk ve İslam düşmanlığının hem maşası hem de ihanet markası haline geldiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye yaklaşık 3,5 yıldır FETÖ'yle, kalıntılarıyla ve kripto damarıyla hukuki, siyasi, güvenlik ve diplomatik vasıtalarla kıyasıya ve kıran kırana mücadele halindedir. Bu mücadele aynı zamanda bir beka ve onur meselesidir. Emperyalizmin kurşun askeri ve kanlı aparatı olan bu melun ve meşum örgütün yuvalandığı alanlardan kazınıp atılması hiç kuşkusuz yoğun ve sabır isteyen bir çabayla mümkün olacaktır. TSK, emniyet, bürokrasi, iş dünyası, eğitim, sivil toplum, yargı ve medyadaki FETÖ'cülerin tamamıyla sökülüp atılması hususunda tereddütsüz ve kararlılık ihtiva eden bir mücadelenin varlığı tarihi önem ve sorumluluktur. Bu kapsamda saygı duyulacak ve takdir edilecek sonuçlara ulaşılmıştır. Diğer taraftan FETÖ'nün siyasi uzantıları konusunda henüz mesafe alınmaması da ister istemez kafalarda soru işaretlerine neden olmaktadır. FETÖ'yle irtibat ve iltisakı bilinmesine rağmen, arkası olan, destekçileri bulunan, bürokratik ve siyasi imtiyazlarla zırha büründürülen kişilerle ilgili hukuki süreçlerin tavsaması, hatta savsaklanması ciddi bir sorun olarak karşımızdadır."
'FETÖ'CÜLERİ AKLAMAYA YELTENMEK ŞEHİDE İHANETTİR'
Türkiye'nin FETÖ musibetinin üstesinden mutlaka gelmek zorunda olduğunu ve bu hususta atılan veya atılacak her adıma destek vereceklerini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Ne var ki, bazı FETÖ davalarıyla ilgili kamuoyuna açıklanan kararlar milli vicdanı oldukça rahatsız etmektedir. İstanbul 26'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin dava süreci dün itibariyle tartışmaların odağı haline gelmiştir. FETÖ'yle bağ ve bağlantıları belli ve bilinmekte olan, 15 Temmuz öncesi söz, yazı ve fiilleriyle FETÖ'nün değirmenine su taşıyan malum şahısların bazıları beraat etmiş, bazıları da adli kontrol şartıyla tahliye edilmişlerdir. Milliyetçi Hareket Partisi yargı kararlarına pek tabii saygı duymaktadır. Ancak yargı kararlarının millet vicdanıyla çelişmemesini de mecburi addetmektedir. FETÖ'yle mücadelenin sulandırılmasının yanı sıra, KHK faciadır değerlendirmesiyle birlikte mağdur edebiyatına bel bağlanması 15 Temmuz şehitlerine ve gazilerine büyük bir haksızlık ve hadsizliktir. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcı ve amirdir. 15 Temmuz'un vahim ve kanlı gecesini bir kenara itip merhamet dilenciliğiyle, vicdan istismarıyla mesafe almaya teşebbüs etmek, dahası FETÖ'cüleri aklamaya yeltenmek şehide şühedaya ihanettir. FETÖ'nün medya yapılanmasında adı geçen şahısların Türkiye'nin aleyhine nasıl faaliyet gösterdiği akıl sağlığı yerinde olan herkesin bildiği bir gerçektir. Bu gidişle 15 Temmuz'un üzeri adeta küllenecek, sıradan bir gün olarak kalmasına hizmet edilecektir."
'ÖCALAN NEYSE BAĞDADİ VE GÜLEN DE AYNISIDIR'
Daha sonra ABD Dışişleri Bakanlığı'nın hazırladığı 'Terörizm Raporu'na tepki gösteren Bahçeli, dost görünümlü muhasım ülkelerin Türkiye'yi kuşatma ve kundaklama girişimleri bütün alçaklığıyla devam ettiğini belirterek, şöyle dedi:
"ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2018 yılına dair hazırladığı 'Terörizm Raporu'nda, YPG ve PYD'yle birlikte FETÖ'den hiç bahsedilmemesi; hatta teröristbaşı Gülen'in 'Sürgünde bir din adamı' olarak takdimi skandal olmasının ötesinde, melanet bir projenin varlığına işarettir. FETÖ'yle PKK/YPG, DEAŞ arasında hiçbir fark yoktur. Bebek katili Öcalan neyse çok manidar bir zamanlamayla tasfiye edilen Bağdadi ve Pensilvanya'da koruma altındaki hain Gülen aynısıdır. FETÖ'yle mücadele, ağırdan alınmasına ve aksamasına müsaade edilmeden hukuk sınırları içinde son FETÖ'cü hesap verinceye kadar devam ettirilmelidir. Kimin suçlu kimin suçsuz olduğu objektif delillerle ortaya koyulmalı, mağduriyet üzerinden 15 Temmuz'un sorgulanmasına kapı aralanmamalıdır. FETÖ'nün medya yapılanmasıyla ilgili davada görüldüğü üzere, FETÖ'cüleri masum gösterme kepazeliği yaygınlaşarak sürerse 15 Temmuz sadece bir ayın günü, 15 Temmuz şehitleri de seneden seneye hatırlanan ve hakları gasp edilmiş gerçek mağdurlar olarak anılacaktır. Nitekim muhtemel risk ve tehlikeler bu kadar yakındır. Mağdur Türkiye'dir, Türk milletidir, Türk vatanıdır. Mahkum edilmek istenen istiklal ve istikbalimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi gelişmeleri dikkatle ve ibretle takip etmektedir. Bilinmelidir ki, FETÖ'cüler ihanetlerinin ve döktükleri kanların hesabını birer birer vermeden hiçbir vatan ve millet sevdalısı huzur bulamayacaktır."