Güncelleme Tarihi:
Baskın Oran, Gençay Gürsoy, Oya Baydar, Ergin Cinmen, Neşe Erdilek, Aydın Engin, Orhan Doğançay, Şanar Yurdatapan ve Sait Çetinoğlu çeşitli kentlerdeki Cumhuriyet savcılıklarına Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na iletilmek üzere dava dilekçelerini verdiler.
MHP Genel başkanı Bahçeli’nin, TCK’nın hakaret suçunu düzenleyen 125. maddesi ile halkı kin ve düşmanlığa teşvik suçuyla ilgili 126. Maddesi uyarınca cezalandırılması ve Anayasa’nın 83. Maddesi gereğince dokunulmazlığının kaldırılması istenirken; Bahçeli’nin danışmanı Metin Özkan hakkında, TCK’nın tehdit, hedef gösterme, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme suçlarını düzenleyen 106., 114. ve 115. maddelerinden kamu davası açılması talep ediliyor.
Şikayette bulunanlar; HDP’ye oy verdiklerini belirterek Bahçeli’nin kendilerine şerefsiz ve hain diyerek hakaret ettiğini, Özkan’ın ise fişleme yaparak hedef gösterdiğini iddia ediyor, şüphelilerin TCK’nın ilgili maddelerine göre cezalandırılmalarını istiyorlar.
Dava dilekçesinde neler var?
Bahçeli ve danışmanına karşı dava açılması istemişle savcılıklara başvuranlar ortak bir dilekçe metnini imzaladılar. Dilekçede özetle şöyle deniyor:
“Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin bir toplantısında aşağıda yer aldığı şekilde açıklamada bulunmuştur:
“HDP, çözümü çok aşmış, sürekli taviz ile Türkiye'den beklentileri var. Irak'ta, Suriye'de, İran'da oluşturmaya çalıştıkları 4 parçalı Kürdistan'ın Kuzey ayağı üzerinde çalışmalarının sürdüren bir hain güruhudur. Halktan destek almış… Silahı dayayarak, '248 köyden 248'ini de istiyorum, yoksa içinizden istediğimi çeker vururum' oy tehdidiyle bir topluluk yaratılıyorsa, öbür taraftan İzmir'de, Marmaris'te yazlıklarında yatıp AKP'nin olmasın diye oyunu MHP'ye vermeyen; ama HDP'yi Meclis'e taşıyan zavallılar, Türkiye'nin kaymağını yiyenler, boğazda yalılarda viskisini yudumlayıp oyunu HDP'ye veren şerefsizler. Şimdi, HDP ile koalisyonu kurun.”
Söz konusu açıklama 04 Ağustos 2015 tarihli gazete ve internet sitelerinde yer almıştır.
Halkların Demokratik Partisi, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanununda tanımlandığı üzere demokratik yaşamın vazgeçilmez unsuru olarak tanımlanan siyasal partilerden biridir. 2015 yılı genel seçimlerinde yüzde 13.1 oranında oy almıştır. Bu seçimlerde ben de oyunu HDP’ye veren milyonlarca kişiden biriyim. MHP Genel Başkanı, benim gibi HDP’ye oy veren kişilere “şerefsizler” demek suretiyle hakaret etmiş, HDP’lileri “hain güruhu” demek suretiyle aşağılamıştır. Bu sözleri nedeniyle hakkında Türk Ceza Kanununun 125. maddesi gereği hakaret suçundan dava açılmalıdır.
MHP Genel Başkanı olan şüphelinin yukarıda yer verilen sözleri aynı zamanda Türk Ceza Kanununun 216. maddesinde düzenlenen “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve aşağılama” suçunu oluşturmaktadır.
Bilindiği gibi HDP, Kürt sorununun çözümü, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, demokratik düzeninin kurulması yönünde çabalarıyla bilinen bir siyasal partidir. MHP ise “milliyetçi” olduğunu söyleyen ve bu doğrultuda uzun yıllar siyaset yürüten, 12 Eylül öncesi sol görüşlü, Alevi kesimi hedef alan Maraş, Çorum, Sivas vb katliamlarındaki rolü açık olan, bu eylemleri nedeniyle pek çok yöneticisi cezalandırılan bir partidir. Bu partinin, gençlik yapılanmasının “Ülkü Ocakları” adı altında pek çok şiddet eyleminin baş aktörü olduğu da kamuoyunun malumudur.
Bu sosyal olgu, şu anda ülkenin içerisinde bulunduğu çatışma ortamı, demokrasiden giderek uzaklaşma, şiddetin bir hükümet politikası haline gelmesi gibi güncel gerçeklikle birlikte ele alındığında şüphelinin sözlerinin yakın ve açık tehlike arzettiği açıktır.
MHP Genel Başkanının bu sözlerini destekleyen danışmanı olan diğer şüpheli Metin Özkan ise, aynı gün bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada Bahçeli'nin "boğazda viskisini yudumlayıp, oyunu HDP'ye veren şerefsizler" çıkışının "doğru bir tabir olduğunu" söyleyerek hem hakareti yinelemiş hem de “Kimlerdir bunlar?, İsterseniz çantamda üç bin kişi, açıp burada saymayayım zamanımız kalmayabilir” diyerek HDP’ye oy veren kişileri hedef olarak belirlediklerini, isim isim not ederek fişlediklerini belirtmekle bu kişileri hedef göstermiştir.
Bütün bu sözler ve faaliyetler ile hedef gösterme, Türk Ceza kanununda düzenlenen tehdit, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi ve düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme suçlarını oluşturur.
Bilindiği gibi, ifade hürriyetinin sınırı, başkalarının şeref, hak ve öve şiddete teşviktir. Şüphelilerin konumu ve etkileme kapasiteleri dikkate alındığında haklarında soruşturma başlatılarak kamu davası açılması gerektiği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; şüpheliler hakkında soruşturma başlatılarak kamu davasının açılmasına, MHP Genel Başkanı olan Devlet Bahçeli için Anayasanın 83. maddesi gereğince dokunulmazlığının kaldırılmasının gereklerinin yapılmasını talep ederim.