OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 02, 2002 00:00
Avustralya sahillerine vuran dev bir mürekkepbalığı okyanus diplerinin ıssız olmadığını bir kez daha gösterdi. Peki bu karanlık sularda ne tür canlılar yaşıyor?Ölüm onu son çiftleşmesinden sonra yakalamıştı. Tasmanya’nın Seven Mile sahilinde bulunan dev mürekkepbalığını inceleyen biyologlar, hayvanın üzerindeki izlerin ‘aşk ısırıkları’ olduğunu söylediler. 15m uzunluğunda ve yaklaşık 250kg ağırlığındaki mürekkepbalığının karaya vurması büyük bir sürpriz oldu. Okyanusun 500m derinliğinde yaşayan ‘Architeuthis dux’ gerçekten de ender olarak görülen bir tür. Dünyamızın neredeyse dörtte üçü okyanuslarla kaplı. Okyanuslardaki ortalama derinlik 3750m civarında. Soğuk ve karanlık sulardaki basınç insanı birkaç saniye içinde morartacak yoğunlukta. Peki böylesine güç yaşam koşulları sunan okyanus dipleri ıssız mı? Son yıllarda sonar ve küçük denizaltılarıyla okyanus diplerindeki karanlığı aydınlatan bilim adamları son derece ilginç bulgularla karşılaşıyor. Alfred ĞWegener Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü biyologlarından Michael Klages’in tahminine göre derin sularda henüz bilinmeyen on milyon hayvan türü yaşıyor. 200 örnekArchiteuthis mürekkepbalığı bunlardan sadece biri. Gerçi araştırmacılar bugüne değin bu türün 200 örneğini inceleme fırsatını buldular ama aralarında canlı olanları çok azdı. Ancak bu dev canlıların varlığı kafalarda bir soru işaretti yarattı. Derinlerde başka dev canlılar da yaşıyor mu? Zifiri karanlıklar dev yılanlar ve bilinmeyen balina türlerinin yaşam alanı mı? Tarihi belgelerde dev deniz canlılarıyla ilgili sayısız öyküler yer almakta: İsveçli başpiskopos Olaus Magnus örneğin 1555 yılında Bergen kenti yakınlarında altı metre uzunluğunda ve başında yeleleri bulunan dev bir suyılanı gördüğünü anlatır. Magnus’un anlatımına göre yaz gecelerinde yuvasını terk eden suyılanı, ıstakoz ve dana avına çıkıyormuş. Esrarengiz bir suyılanı Ağustos 1817’de de Amerika’nın doğu sahillerindeki Gloucester kentinde korku salmıştı. Yüzlerce Gloucester sakini köpekbalığına benzer bir ağzı olan suyılanının limana yaklaşmasını görmüş ardından da çok sayıda motor canavarın peşine düşmüştü. Ancak dev yılanı bulan olmadı. Japon balıkçı gemisi ‘Zuiyo Maru’ 25 Nisan 1977 yılında Yeni Zelanda’nın sadece birkaç mil ötesinde bordaya çıkardığı on metre uzunluğundaki ölü bir yaratık ilkel deniz canlılarını andırıyordu. 10 metre kadarVe bu ilginç canlının ne olduğunu bilim adamları sonunda keşfettiler. Gerçi mürettebat pis kokulu deniz canavarından biran önce kurtulmak istiyordu ama onu yok etmeden önce doku örneği de almayı akıl edebilmişti. İşte araştırmacılar bu örnekten Elastoidin proteinini ayrıştırdılar. Bu protein neredeyse tüm köpekbalığı ve vatozlarda bulunmakta. Bilim adamları Japonların ağına takılan deniz canlısının, açıkta kalan omurgasının uzun bir boyun şeklini almış dev bir köpekbalığı türü olduğunu söylüyor. Bir ila on bir metre uzunluğunda ve yüzgeç kenarları tarak biçiminde olan yılan benzeri ilk kağıtbalığının araştırmacılar tarafından 1772 yılında açıklanmasından sonra aslında sayısız suyılanı öykülerinin gizleri de yavaş yavaş çözülmeye başladı. Ayrıca bu tarihten sonra aralarında mesela 40m uzunluğunda sifonoforlar ya da beş metre uzunluğunda, iribaş kurbağalarını andıran dev ağızlı köpekbalıkları da bulundu. Sürpriz bekleniyorUzmanlar özellikle de mürekkepbalığı ve köpekbalığı türleriyle gelecekte önemli sürprizlerin yaşanacağından eminler. Bir zamanlar denizlerde yaşayan 15m uzunluğundaki ‘Carcharodon megalodon’ köpekbalığı örneğin Tasmanya sahillerine vuran mürekkepbalığını tek ısırıkla parçalayacak güçteydi. Ve araştırmacılar daha geçtiğimiz yıl, örümceğe benzer on kollu dev bir mürekkepbalığının deniz dibindeki çekimlerini sundular. Deniz biyoloğu Klages okyanuslarda daha büyük canlıların da bulunabileceğini düşünse de, bu kadar büyük hayvanların deniz diplerinde ne şekilde hayatta kalabildiklerine bilemiyor. Bazı kurt ve
yengeç türleri bile karanlık sularda zar zor besin bulabilirken, daha büyük canlıların nasıl beslendiklerini bir türlü anlamış deÄŸil. Peki tarihte birçok öyküye konu olan bu deniz canavarları hep efsanelerde mi yaÅŸayacaklar? Okyanus dipleri ÅŸimdilik tıpkı ulaÅŸamadığımız gezegenler gibi karanlık bir tablo sunuyor. Ama teknoloji günden güne ilerliyor. Bilim daha geliÅŸkin sualtı araçları ve sondalar ürettiÄŸinde okyanus dipleri de aydınlanacak. Â
button