OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 19, 2003 00:00
"Karşılaştığımız haksızlıklar karşısında Türkiye'nin bize verdiği destekten çok memnunuz. Türk halkı bize eskisinden de fazla destek versin. Bu duruma sessiz kalmayın. Sesimizi dünyaya duyurun."İsrail hükümetinin aldığı, ancak uygulanmayan karar çerçevesinde Ramallah'tan kovulan Filistin Lideri Arafat, Mukata'da medya dünyasından yüzlerce kişi kapısında beklerken, Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever'le görüştü. Kimseyle teke tek görüşmeyen Arafat, Türkiye'nin desteğine teşekkür ederek, ‘‘Sesimizi dünyaya duyurun’’ dedi.Filistin Lideri Yaser Arafat, kuşatma altında yaşadığı Mukata'da, kapıda yüzlerce gazeteci beklerken Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever'i hemen kabul etti. Arafat, ‘‘Karşılaştığımız haksızlıklar karşısında Türkiye'nin bize verdiği destekten çok memnunuz. Türk halkı bize eskisinden de fazla destek versin. Bu duruma sessiz kalmayın. Sesimizi dünyaya duyurun’’ dedi. Cüneyt Ülsever, Arafat'la görüşmesini ve izlenimlerini şöyle anlattı:Bir yıl evvel İsrail buldozerleri tarafından yerle bir edilen ve bana 1999 depremi sonrası Yalova'yı hatırlatan binanın kalıntıları karşısındaki meydana geliyoruz. Dünyanın akla gelen her ülkesinden gelmiş ve herhalde sayıları 50-60'a yakın basın mensubu ve onlarca kamera arasından geçiyoruz. Ellerinde makinalı tüfeklerle misafirlerini karşılayan 3 Filistinli milis Kudüs Konsolosluğumuza bağlı iki adet zırhlı arabayı kapıya yanaştırıyor. Soru sormak için uğraşan basın mensuplarını kenara iterek bizi binaya alıyor.BAŞKONSOLOS'UN HATIRIFilistin devleti nezdinde Büyükelçi gibi çalışan Kudüs Başkonsolumuz Dr. Hüseyin Avni Bıçaklı, Arafat'ın hatırını kıramayacağı bir kişi, kendisinden Hürriyet adına bir randevu rica ettim. Beni de yanına alarak, ‘yabancı’ kimsenin içine adım atamadığı Arafat'ın binasına giriyoruz. Kudüs'ten Ramallah'a İsrail devletinin yeni yaptırdığı asfalt yoldan ilerlerken yol boyuna dizilmiş Filistin topraklarındaki ‘İsrail Yerleşim Bölgelerine’ kimlerin yerleşmeyi kabul edebildiğini anlamaya çalışırken, bir yandan da Konsolos Hüseyin Bıçaklı'nın uyarılarını dinliyorum: ‘‘Randevunun hiçbir garantisi yok, Arafat'ın çevresindekiler yabancı gazetecilerle görüşmesinden çok rahatsız oluyor.’’3 GÜN BEKLEDİM3 gün
haber bekledikten sonra ÅŸansımı denemeye hazır olduÄŸumu bildiriyorum. Yolda birinci kontrol noktasında durdurulmuyoruz. Ramallah'a giriÅŸteki karakolda ise kimliklerimizdeki resimlerle surat ifadelerimizi dakikalarca karşılaÅŸtıran genç yetkili sonunda bizi ÅŸehre kabul ediyor. Kontrol noktasının yanına yerleÅŸmiÅŸ Ä°srail tanklarının yanında geçiyor ve Filistin devletine geçici baÅŸkent olma sıfatını Filistinlilere göre gerçek Filistin baÅŸkenti DoÄŸu Kudüs'e giriyoruz. BaÅŸkanlık makamı olarak hizmet veren ve Mukata adı ile anılan, bana bir Anadolu kasabasının mütevazı Kaymakamlık binasını hatırlatan binanın giriÅŸi benzin bidonlarının üst üste yerleÅŸtirilmesiyle korumaya alınmış. Milisler Hüseyin Bey'i tanıdıkları için bizi aramıyorlar, sadece cep telefonlarını alıkoyuyorlar. 2'nci katta bir ufak odaya alınıyoruz, karşı oda yatakhane olarak kullanılıyor. Arafat'ın korumaları gün içinde odada sırayla uyuyorlar. Yine sırayla odada sigara tüttürüyorlar. Benim alındığım odaya bizi Arafat'ın BaÅŸ Danışmanı Nabil Abu Rudeninah kabul ediyor.HEMEN İÇERÄ° ALIN BaÅŸkonsolumuz Arafat'ın yanına geçiyor. Ben kabul odasında beklerken fark ediyorum ki, adeta Filistin devletinin Bakanlar Kurulu'ndayım. Eski Turizm ve EÄŸitim Bakanı, yeni hükümette de bakanlık bekleyen Hıristiyan Hanan Ashrawi de bekliyor. Hanımefendi, Filistin'in bugüne kadarki tek kadın bakanı. Karşımdaki Knesset üyesi ve Arafat'ın danışmanı Dr. Ahmet Tibi oldukça konuÅŸkan. Devamlı ‘çözümler’ üretiyor. Dr. Salam Fayad ise eski Dünya Bankası yöneticisi, hali hazırda Maliye Bakanı.AYAKTA KARÅžILIYORTakriben 20 dakika sonra Arafat'ın beni kabul edeceÄŸi bildiriliyor. Arafat'ın görevlilere, Hürriyet adını duyunca, ‘‘Hemen gelsin, içeri alın’’ dediÄŸini duyuyorum. Bakanlar Kurulu toplantı odası gibi döşenmiÅŸ mütevazı salona 4 korumanın arasında kabul ediliyorum. Arafat beni ayakta karşılıyor. Karşımda bir dava adamı, 50 yıllık bir milis deÄŸil, sanki beni hasretle bekleyen bir yaÅŸlı akrabam var. içten gülen gözlerle bana sarılıyor ve adeta hasret dolu bir kucaklama ile yanaklarımdan öpüyor.ALEYKÃœMSELAMTürkiye'den selam getirdiÄŸimi söylüyorum. SaÄŸ elini göğsünde yumruk yaparak ‘‘Aleykümselam!’’ sözleri ile selamı alıyor.Sayın BaÅŸkan Türkiye'ye hangi mesajı götürmemi isityorsunuz?‘‘KarşılaÅŸtığımız haksızlıklar karşısında Türkiye'nin bize verdiÄŸi destekten çok memnunuz. Ancak, ÅŸimdi tarihimizin en büyük haksızlığı ile karşı karşıyayız. Lütfen, Türk halkı bize eskisinden de fazla destek versin. Kudüs'te Haram-ı Åžerif sizin için de kutsal bir mekan. Orası da iÅŸgal altında. Bu duruma sessiz kalmayın. Sesimizi dünyaya duyurun. Ä°vedelikle Türk hükümeti, ABD hükümeti izdinde giriÅŸimde bulunsun.’’Akrabam gibi sarıldıArafat titreyen dudaklarıyla anlatırken, danışmanları uyarıyorlar. Çok fazla konuÅŸmaması gerekiyormuÅŸ. Akraba edasında bana sarılıyor ve uÄŸurluyor. Mukata'nın dışına çıkınca üzerimize basın ordusu çullanıyor ve içeride neler konuÅŸulduÄŸuna dair bilgi almaya çalışıyorlar. Esas görevi demeç almak olan bir insan olarak, kameralar karşısında demeç vermek bana garip geliyor. Elimden geldiÄŸince içeride ‘olanları’ anlatıyorum!Â
button