Güncelleme Tarihi:
TÜSİAD ve Kal-Der tarafından düzenlenen 16. Kalite Kongresi’nde konuşan UNDP Başkanı Derviş, 1960'lı yıllara kıyasla dünya ticaret hacminin 2 katına çıktığını, hizmet sektöründe de önemli ilerlemeler kaydedildiğini, bugün artık bir dersi New York'ta verip Hindistan'daki öğrencilere ulaşmanın mümkün olabileceğine dikkat çekti.
“EN ZENGİN YÜZDE 2, DÜNYA SERVETİNİN YÜZDE 50’SİNE SAHİP”
Derviş, 21. yüzyılın ilk 7 yılında küresel ölçekte yaşanan ekonomik büyümenin, dünya ekonomisinin en hızlı büyüdüğü tarih olarak kayıtlara geçtiğini ifade ederek, bu büyümenin neredeyse yarısının da gelişmekte olan ülkeler sayesinde yaşandığını vurguladı.
Küreselleşmenin iyi yanlarının yanı sıra kötü yanları bulunduğuna da işaret eden Derviş, özellikle gelir dağılımı konusunda ciddi problemler yaşandığını belirtti. Şu anda dünya üzerindeki en zengin 10 ülke ile en yoksul 10 ülkenin kişi başı milli gelirleri karşılaştırıldığında, 1820 yılında yüzde 3 olan oranın bugün yüzde 50'ye ulaştığını dile getiren Derviş, dünyanın en zengin yüzde 2'lik nüfusunun dünya servetinin yüzde 50'sine sahip olduğuna da dikkat çekti.
“AB, SÜREKLİ BİR KİMLİK ARAYIŞINA GİRMEMELİ”
Küreselleşen dünyada ulus-devlet vatandaşı olmanın önemine de değinen Derviş, Avrupa Birliği’nin bu alandaki çalışmalarından bahsetti. AB’nin büyük bir felaketin ardından kurulduğunu ve ulus-devlet modelini dışlamadığını hatırlatan Derviş, şöyle konuştu.
“Eğer AB sürekli bir kimlik arayışı içine girerse, sadece tarihten gelen bir takım ipuçları ile kimlik sorununa girerse, işte o zaman hiçbir zaman başarılı olamayacaktır. Eğer AB küresel düzeyde bölgesel yönetişim biçimini benimsemeyi arzu ediyorsa ve bunu esnek biçimde ulus devletin de görevini ve isteğini ortadan kaldırmadan yapmak istiyorsa, pragmatik biçimde ortak projelerin temelinde yapmak istiyorsa işte o zaman tüm zorluklara rağmen başarılı olabilecektir ve Türkiye böyle tanımlanan bir AB'ye çok kolayca omuz verebilecektir.”
YUGOSLAVYA ÖRNEĞİ
Derviş, 30 yıl önce Doğu ülkeleri arasında en başarılı ülkenin Yugoslavya olduğunu, ülkenin, siyasal dengeler iyi yönetilemediği için bunalıma girip çok zor günler yaşadığını hatırlatarak, “Siyasal sistem iyi işleyen sağlıklı bir ekonomi için mutlaka gereklidir. Ama bir ülke güçlü bir ekonomiye sahip değilse, ciddi bir piyasa oluşturamıyorsa en iyi siyasetçiler bile ülkeyi vasıflı kılamaz” dedi.
Türkiye'nin 2023'te dünyanın en güçlü 10 ülkesi arasında yer alma hedefine vurgu yapan Derviş, "Türkiye, bu hedefe kilitlenmelidir. Bu özel sektörün gelişimiyle ve kaliteye odaklanmakla olacaktır" dedi.
“TÜRKİYE’Yİ ÖZLÜYORUM”
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Derviş, “Türkiye'yi özlemiyor musunuz?” şeklindeki bir soruya, “Türkiye’yi özlüyorum. Her şey hızlandı. Ama 30 yıl önce de İstanbul-New York arası 11 saatti. Yine aynı sürede uçuyorum. Bu uçuşu çevreyi kirletmeden 3-4 saatte yapabilmek beni çok mutlu edecek" yanıtını verdi.