Güncelleme Tarihi:
KOÜ Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Arslan, ”Ders Kitaplarında Cinsiyet Ayrımcılığı” konulu araştırmasının sonuçlarını değerlendirdi.
Araştırmada, ilköğretim okullarında 2005-2006 döneminde 1'den 5'inci sınıfa kadar okutulan 28 ders kitabının resim ve metinlerinin cinsiyet ayrımı açısından değerlendirildiğini ifade eden Arslan, değerlendirmede kız ve erkek öğrencilerin sayısal değerler, bulundukları mekanlar, iletişim halinde gösterildikleri bireyler ve cinsiyetlere önerilen meslekler açısından ele alındığını bildirdi.
Toplumda cinsiyetle ilgili düşünce ve davranışların büyük çoğunluğunun aile tarafından öğretilenlerle, okullarda öğretilenlerden oluştuğunu kaydeden Arslan, ”Aslında ailede çocuklara öğretilenler de ailenin okul çağında öğrendiklerinin çocuklarına aktarımı şeklinde yorumlanabilir” dedi. Arslan, şunları söyledi:
“İlköğretimde okutulan ders kitaplarına bakıldığı zaman, cinsiyet ayrımcılığının devam ettiği görülmektedir. İlköğretim birinci sınıftan itibaren zorunlu eğitim süresince öğrencilerimizin zihinlerine gerek resimlerle gerek kavramlarla cinsiyet ayrımcılığını öyle aşılıyoruz ki bunu bireyler ileride kendi düşüncesi sanıyor. Oysa cinsiyet ayrımcılığıyla ilgili davranış ve düşünceler onlara okullarda öğretiliyor. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu da ders kitaplarında cinsiyet ayrımcılığı yapıldığını kabul ediyor.”
CİNSİYETE DAYALI AİLE İÇİ DİYALOG RESİMLERE YANSIDI
Yrd. Doç. Dr. Arslan, incelenen kitapların 2'si dışında erkek resimlerinin kız resimlerine oranla daha fazla yer aldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“İlköğretim okullarında okutulan ders kitaplarında kız çocuklarına resimler ve metinler aracılığıyla 'anne' olma ve ev içi sorumluluğu, erkek çocuklara ise 'baba' motifi aracılığıyla ev dışı alanda yer alma, iş, ekonomik özgürlüğe ve güce sahip olma sorumluluğu veriliyor. Kitaplarda kız çocuklar, erkek çocuklara göre daha çok ev ve okulda gösterilirken, erkek çocukların kamusal yaşamda kız çocuklarından daha fazla yer aldığı belirlenmiştir. Yetişkin bir kadınla gösterilme oranı kızlarda daha fazlayken, yetişkin bir erkekle iletişim halinde gösterilen erkek çocuğu sayısı da kız çocuklarından fazladır. Cinsiyete dayalı aile içi diyalog resimlere bu yönüyle yansımıştır. Metinlerde ve resimlerde baba daha çok 'akıl' yönüyle vurgulanmış, çocuklar merak ettikleri konuları babaya danışma yönünde teşvik edilmiştir.”
KADIN ÖĞRETMENLER CİNSİYETÇİLİĞİ DAHA FAZLA ALGILIYOR
Yrd. Doç. Dr. Hasan Arslan, 2005-2006 yılında cinsiyetçilikle mücadele açısından önceki yıllara göre ders kitaplarının daha iyi durumda olduğunun görüldüğünü ifade ederek, “Ancak bununla birlikte ders kitaplarının tamamen cinsiyetçilikten arınmış olduğunu söylemek zordur” dedi.
Öğretmenlerin cinsiyetçilik algısının saptanmasına yönelik yaptıkları ankete 136'sı kadın 105'i erkek 241 öğretmenin katıldığını ifade eden Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Araştırmanın bulgularına göre kadın öğretmenler toplumsal yapıdaki cinsiyetçiliği erkek öğretmenlere göre daha fazla algılamakta ve kabul etmekteler. Kadın öğretmenler, erkek öğretmenlere oranla toplumsal yapıda cinsiyet ayrımı olduğunu daha fazla kabul etmektedirler. Ankete katılan öğretmenlerin tamamı ders kitaplarının cinsiyetçi bir yapısı olduğu, kadın ve erkeğe eşit yaklaşmadığı görüşündedirler.”
Arslan, ders kitaplarındaki cinsiyetçi tutumlara karşı şu önerilerde bulundu:
“Ders kitaplarının yazılması ve seçilmesinde cinsiyetçilikle mücadeleye hassas olan komiteler oluşturulmalı, öğretmenler bu konularda bilinçlendirilmelidir. Cinsiyetçilikle mücadele toplumun her kesimini kapsamalı, devlet bu konuda girişimlerini eğitim kurumlarından başlayarak arttırmalıdır.”