Güncelleme Tarihi:
‘‘Kadın olmanın keyfini çıkartın'' sloganıyla hayatımıza giren ELLE'in ilk kutlaması.
Doğan Medya Grubu'nun yeni moda ve kadın dergisi ELLE geçtiğimiz perşembe ilk partisini verdi. İstanbul Ulus'da Sunset Bar'da yapılan ‘‘doğuş partisi''ne, kim var kim yok, katıldı... Fransa'dan Hachette Uluslararası Yönetim Kurulu Başkanı Denfort Rocherea'nın bile geldiği parti geç saatlere kadar sürdü... Kostümde gecenin yıldızları dergi çalışanlarıydı...
Davulda ve vokalde Denfort Rocherea, perküsyonda Yalçın Balcı... gibi görünse de esasen onlar gecenin anlam ve önemini belirten konuşmayı yapmak üzere sahneye çıktılar. Rocherea, Hachette Yönetim Kurulu Başkanı, Balcı ise Doğan Medya Grubu Dergiler Başkanı...
Elle Dergisi'nin moda editörü Çağla Baykal (solda) şipşirin kıyafetiyle ev sahipliği yaptı. Yasemin Kozanoğlu ve ilginç saç modeli ve sarı gözlükleriyle moda tasarımcısı Hakan Yıldırım da partinin keyfini çıkardı.
ELLE’in Genel Yayın Yönetmeni Işın Görmüş (sağda), altı aydır harıl harıl çalışmanın yorgunluğunu partide Pia Hochhut ile atmaya çalışıyordu.
Gecenin ilginç kıyafetlerinden biri de Tamar Çolak'ın üzerindeydi. Son moda sipsivri burunlu ayakkabıları ve süper yırtmacıyla pek şıktı...
Haber spikeri Rana Elik, partiye Davidoff purosuyla katıldı. ‘‘Ciğerleriniz yanmıyor mu'' diye sorunca ‘‘İçime çekmiyorum. Sigarayı bıraktıktan sonra ara ara içiyorum. Tütünün tadı çok hoşuma gidiyor'' dedi.
Bildiğiniz tüm iyi modacılar, fotoğrafçılar, manken, ‘‘make-up uzmanı'' (makyajcı), popüler kuaförler hazır bulunurlar.
Ortaklar, varsa yabancı ortaklar ile derin derin sohbet ederler...
Eğer ELLE gibi dünyanın en çok satan Fransız kökenli bir derginin partisiyse herkes çok şık ama sade, ama elit, ama nazik olur...
Yabancılar işin içinde olunca da parti Birleşmiş Milletler havası kazanır. Fransızca aksanlı İngilizce, Türkçe aksanlı Fransızca, İtalyanca, Rusça her dilden konuşmalar...
Müzikler Fransız-Türk ortaklığının simgesi olabilecek bir tarz seçilir: Biraz Arapça (rai de mecburi), bolca Fransızca, ama beste ve güfte oryantal...
Ama onun dışında günün moda şarkıları takip edilir: Cher'in Belive'i, S.O.A.P'ın ‘‘This is all we party'' gibi...
Mönü ayrıcalıklı olur: Ispanaklı krep (fena değildi), rosto (Ben sevdim, ama sadece ben sevdim galiba).
Fransızlığı hatırlatmak için şarap ve şampanya, içki mönüsünde bol bol bulunur.
Dergi kapağı şeklinde pasta ne yapıp edip yaptırılır...
Moda sayfaları ile ünlü bir derginin partisine gelirken pek tabii ki kıyafetler daha özenle seçilir. Hatta moda sayfalarından fırlamış gibi olunur. Dolayısıyla siyahlar evde bırakılır, bordolar, şarabiler, parlak griler giyilir. Etekler dizden bir iki santim aşağıda ama yırtmaç tepeye kadar... Sipsivri burunlu ve topuklu ayakkabılar... İncecik askılı bluzlar...
Saçlar yataktan kalkmış görüntüsünde (Emin değilim ama moda galiba böyle) ama mutlaka kuaförlü.
Tenler kesinlikle bembeyaz bırakılır... Solaryum out out out!
Erkekler yine tüm trendleri reddedip takım elbiseyle gelir. Beyler, bırakın bu lacileri, kravatları! Rahatlayın biraz...
Derginin yaratıcıları herkesten daha çok eğlenir... Zaten haklarıdır...