Güncelleme Tarihi:
Şükran Gönenç adlı 32 yaşındaki genç kadın sevdiği erkeğin ailesi onu istemediği için üzerine benzini döktü ve çakmağı herkesin önünde çaktı kendini yaktı. Birkaç gün sonra 29 yaşındaki Muammer Karakuş yaktı kendini. Muayene tarihi geçtiği gerekçesiyle otomobilini trafikten men ettiler. Polis memurları ve nişanlısının gözü önünde benzini döktü, çakmağı çaktı. Geçtiğimiz hafta ise Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın intihar girişimi ile ülke sallandı.
‘‘Yaşamanın bir anlamı yok. Herşey üstüme üstüme geliyor. Hiçbir şey yapasım gelmiyor. Dünyada fazlalığım.’’
‘‘Acı çekiyorum, benim yüzümden insanlar acı çekiyor, buna hakkım var mı? Çevreme faydam yok. Bana hiç kimse önem vermiyor, yokmuşum gibi davranıyorlar. Bu diyardan gitmeliyim.’’
Bu cümleler intihar eden insanların ölmeden önce bıraktıkları notlardan...
Her notun kendine göre bir dili var oysa duygu ve düşünceler hep aynı: Ümitsizlik, karamsarlık, yaşamın anlamsız gelmesi ve kendine olan saygı ve güven yitirme.
İçlerinden kimi için intihar yaşama karşı soru, kimisi için de bir yanıt olsa da eylem hep aynı: İstemli olarak yaşamlarına son veriyorlar.
Uzmanlık tezini ‘Neden İntihar Ediyorlar?’’ adlı başlık altında kitap haline getiren psikiyatrist Uzman Dr. Nihat Kaya anlatıyor: ‘‘Yaşama dürtüsüne karşıt bir eylemdir özkıyım. Bu insanlar, depresyon gibi psikiyatrik bir rahatsızlık geçirmekteler ya da onurlarını zedeleyen ani bir olayla karşılaşmışlardır. Girişimleri ciddi sonuç veren yöntemlerdir. İple kendini asma, ateşli-kesici silahla intihar, çok yüksek yerden kendini aşağı atma gibi. Arkadaşlarının içinde aşağılanan ve dayak atılan bir öğrenci, eşi tarafından aldatıldığını öğrenen bir insan, ticari başarısızlık, ani bir kayıp, tecavüze, işkenceye maruz kalma gibi durumlarda ani ve ciddi intihar girişimleri olabilir.’’
BENCİL, ELCİL VE KURALSIZ
İnsanın özbenliğine yönelttiği bu saldırganlık ve yok etme eylemi insanlığın varlığından bu yana var. 20. yüzyıl Fransız toplum bilimcilerinden Emile Durkheim din, evlilik, aile yaşamı, siyasal ve ulusal gibi toplumsal ögeler ile intihar olayları arasındaki bağları inceleyip üç ayrı intihar türünü ayırdetmiş: Bencil, Elcil ve Kuralsızlık intiharları.
Bencil intiharda bireyi kendi başının çaresine bakmak durumunda bırakan etkenler ne kadar çoğalırsa intihar olasığı da o ölçüde artıyor. Elcil intiharda birey yaşamının adet, gelenek ve alışkanlıklarla katı bir biçimde düzenlenmiş olduğuna inanıyor. Örneğin ister dinsel ister siyasal nitelikte topluluk olsun topluluğun buyruğu ile kişi düşünmeden kendini öldürebilir.
Bencil intihar bireyin toplumla yeterince bütünleşmemesinden, elcil intihar da aşırı bütünleşleştirilmesinden ileri gelirken, üçüncü intihar türü kuralsızlık intiharı da bireyin davranışlarında uyulacak ölçülerin bulunmamasından kaynaklanıyor. Durkheim'in deyişiyle bireyin ufkunun ya aşırı genişlemesinin ya da aşırı biçimde daralmasının sonucu oluyor. Bu durumlara örnek olarak Durkheim beklenmedik zenginleşme ile boşanma durumlarını gösteriyor.
Uluslararası Ruh Sağlığı Enstitüsü intiharı üç başlık altında toplamış. Başarılı intihar, intihar girişimi ve intihar fikri. Bir de aslında intihar etmek amacıyla değil de kendine zarar vermeye yönelik; ilgi çekmek, deşarj olmak, yardım talebinde bulunmak gibi nedenler için yapılan eylemler var. Buna da yalancı intiharlar deniyor.
ÖLÜM KARARI RAHATLATIYOR
Peki yaşamlarını kendi elleriyle sonlandıranlar arasında farklılık yok mu? Üç tip var. Ciddi girişimciler, kararsızlar ve gösterişçiler.
Ciddi girişimciler öylesine ciddi ki içlerinde önceden vasiyetini hazırlayanlar dahi var. Ölmeden önce kendilerince değer verdikleri eşyalarını hediye olarak dağıtıyorlar, çoğunlukla da arkalarında birer mektup bırakıyorlar.
Çelişkide olan intihar düşünceli insanlar ise kendilerini kurtarmayı başkalarına bırakanlardan. Kafaları ölümle-hayat arasında sürekli gidip gelen bu kararsız intiharcılar önce intihar edeceklerine dair çevrelerine ‘‘yaşamanın anlamı yok. Hayat acı veriyor. Bir gün bu acılar son bulacak’’ şeklinde mesajlar veriyorlar.
Gösteri amaçlı intiharlarda ise genelde insanların göreceği dikkat çekilen yer ve zamanda yapılıyor. Girişim yöntemi ise kişiye zarar vermeyecek türden: Düşük dozda ilaç almak, jiletle hafif bileklerini kesmek gibi. Kişi normal yollardan çözemediği sorunlarını bu yolla çözmek, daha fazla ilgi ve yardım sağlamak, korkutmak, tehdit etmek, acındırmak, cezalandırmak düşüncesiyle hareket ediyor.
İlginçtir intihar girişimi öncesinde karamsar, kederli; yalnızlığı seçen bu insanların arasında verdikleri ‘‘ölüm’’ kararıyla birdenbire rahatlayıp ruh hallerinin değiştiği de görülebiliyor. Buna ‘‘karar vermiş olmanın acı mutluluğu gibi birşey’’ diyor uzmanlar.
SAYILAR VE NEDENLER
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verilerine göre Türkiye genelinde 1997 yılında 1990 kişi intihar etmiş. Bunun 1156'si erkek, 834'ü kadın. Rakamsal olarak en fazla intihar İstanbul'da görülüyor. 325 vaka İstanbul'da meydana gelmiş.
İntihar edenler 15-34 yaş grubu arasında. Kadınların erkeklere nazaran daha genç yaşta intihar ediyorlar. İntihar eden erkeklerin yarısından fazlası 35 yaşından küçük, kadınların ise yarısından fazlası 25 yaşından daha küçük.
En fazla intihar şekli kendini asarak. 1990 vakanın 917'si kendini asarak intihar etmiş. Kendini asarak intihar edenlerin 576'si erkek 341'i ise kadın.
Ateşli silah kullanarak intihar edenler ikinci sırada. Bu da 456 kişi. 456 kişiden 304'ü erkek, 152'si kadın.
Üçüncü sırada kimyevi madde kullanarak intihar geliyor. Toplam 297 kişi. Erkek 85 iken kadın sayısı daha fazla, 212.
En fazla intihar nedeni hastalık nedeniyle intihar, ikinci sırada aile geçimsizliği, üçüncü sırada ise geçim zorluğu geliyor. 1990 kişiden 630'u hastalık nedeniyle intihar etmiş. 598'i aile geçimsizliğinden, 266'sı da geçim zorluğundan intihar ediyor.
DEPRESYONLULAR BİRİNCİ
Psikiyatrik birçok tabloda intihar davranışına rastlanabiliyor. Bu bir kanserli hastanın hastalığından ölmesi gibi bir olay. Tek farkı bu işi kendi eliyle fakat hastalığının etkisiyle iradesi dışında yapması. Ölümle neticelenen intihar girişimlerinin yaklaşık yüzde 65'inde depresyon teşhisi konmuş olan hastalar.
Kişilik bozukluklarında alkol, uyarıcı, uyuşturucu ilaç ve madde bağımlılarında da intiharlar görülebiliyor. Ölümle sonuçlanan intiharlarda kronik alkolizm oranı depresyonlulara yakın. Yüzde 80'i depresif, alkolik ya da her iki bozukluğun birlikte bulunduğu hastalar. Bu oran şizofreni ve bedensel hastalıklara bağlı ruhsal bozukluklarda yüzde 5-10 arası.
AKTİF-PASİF YÖNTEMLER
Üç çeşit intihar yöntemi var. Pasif, pasif-aktif ve aktif-aktif yöntemler. Pasif yöntemler katı, sıvı gazla zehirlemeler. Pasif ve aktif yöntemler asılma ve boğulma, yüksekten atlama, hareket halindeki motorlu araçtan atlama. Aktif ve aktif yöntemler ise ateşli silahlar ve
patlayıcılar, kesici ve parçalayıcı araçlarla intiharlar.
İntiharda yöntem olarak ilk sırayı asılma alıyor. İlaç ve diğer kimyevi maddelerle ikinci, ateşli silahlarla üçüncü ve kendisini yüksek bir yerden atarak intihar edenler ise dördüncü sırada.
İKİNCİ KEZ TEKRARLIYORLAR
Tek ya da iki uçlu ağır depresyonlarda intihar sık görülüyor. Çoğu kesin ölümle sonuçlanıyor. Tüm intiharlar arasında yeri yüzde 64 oranında. Bu hastaların yüzde 6'sı ilk intihar girişiminde yaşamlarını yitiriyor.
Nevrozlarda intihar girişimi oldukça sık. Girişimlerin yüzde 60-70'i gösteri niteliğinde olsa da belli bir amacı oluyor.
Her intihar girişiminin yüzde 30-31'inde hasta ölmeyi hem istiyor hem istemiyor.
Her intihar girişiminin yüzde 5-10'u ciddi olup ölümle sonuçlanıyor.
İntihar girişiminde
bulunan bu eylemi kesinlikle ikinci kez deniyor.
Türkiye'de intiharlar en çok 20-30 yaş dilimleri arasında yüksek.
Depresyonda intihar riski öteki psikolojik rahatsızlıklara oranla 30 kat daha fazla.
Türkiye'de depresyon tanısı konulan vakaların yaklaşık yüzde 15'i intihar ederek ölüyor.
Hastalık ne olursa olsun bir kez intihar girişiminde bulunanların aynı yıl içinde yüzde 1, bütün yaşamları boyunca da yüzde 10 oranında bu girişimleri yineledikleri saptanmış.