Güncelleme Tarihi:
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki, 11 ili etkileyen depremlerde yaralanan afetzedelerden bazıları Edirne'ye getirilip Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedaviye alındı. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cem Çopuroğlu ve ekibi tarafından tedavileri sürdürülen yaralılar, yaşadıklarını anlattı.
'ABLAM VE ENİŞTEM ÖLDÜ'
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinden gelen Ali Doğan (30), Mersin’in Tarsus ilçesindeki nişan töreninden evlerine döndükten sonra depreme yakalandıklarını söyledi. İlk depremden sonra dışarı çıktıklarını ancak ikinciye evlerinde yakalandıklarını anlatan Doğan, "Tarsus'tan nişandan gelmiştik. Yattığımız gibi sallandı ve aşağı indik. Sonra eve girdik, ikinciye yakalandık. Annemin yanına gittim, 'Deprem oluyor' dedim. Aşağıya inecektik ama bizi merdivende yakaladı. Duvar çöktü. Enkaz altında kaldık. Seslendim, bağırdım çağırdım, 'Beni kurtarın' dedim. Birinci katta ablam ve eniştem vardı. Onlar hayatını kaybetti. Ben birinci günde enkazdan çıktım. Sağ olsun hocalarımız yardım ettiler. Allah razı olsun. Doktorlarımızdan çok memnunuz" dedi.
'BİZİ KALBUR GİBİ ELEDİ'
Ahmet Demir (39) ise deprem sonrası zorluk yaşadıklarını belirterek, "Anlatılacak bir durum değil, yaşayan bilir. Deprem anında çok hafif bir sallantıyla uyandım. Kendimizi dışarıya atmaya çalıştık. Arkasından ne olduğunu biz de anlayamadık. Çok büyük bir patlama sesiyle bizi kalbur gibi eledi. O an çocuğum arkamdan gelince, çocuğu kurtarma çabasına düştüm. Ben yara aldım, çocuğumu alıp dışarı çıkardım. Annemizi kaybettik. Eniştem geldi, annemin enkazını çıkardık. Kendi imkanlarımızla bizi Kırklareli'ye getirdi. Doktorlarımız bize yardımcı oldu. Halkımız bize yardımcı oldular ki hala oluyorlar. Çok zor durumdayız" ifadelerini kullandı.
'KAYINVALİDEMİ KURTARAMADIK'
Bilge Demir de Kırıkhan'da eşi, çocukları, eşinin baba ve annesiyle yaşadıkları 2 katlı binada depreme yakalandıklarını söyledi. Depremde eşiyle çocuklarını kurtarmaya çalıştıklarını belirten Demir, "Kayınbabam deprem esnasında balkona koşup bize seslendi. Eşim ve kızım önce çıktılar. Ben de diğer kızım ve oğlumu alarak kaçarken çok sarsıntı olduğu için düştüm. Düşünce onlara taş gelmesin diye çocukları bahçeye doğru fırlattım. Balkonun betonu sağ kalçamın üzerine kalıp şeklinde düştü. 1 saat içerisinde etraftaki arkadaşlar sayesinde yavaş yavaş önce çocukları çıkardık, sonra beni çıkardılar. Ben bir süre yürüyemedim. Ayağımın üzerine hiç basamadım. Kayınbabam da balkonun sağlam kalan parçasının üzerinde kalmış. Kayınvalidemi kurtaramadık. Kapıya kadar gelmiş ama kapıyı açamamış. Enkazda 3'üncü gün kapının olduğu kısımda bulabildiler. Kendi acımızı tam yaşayamazken buraya geldiğimizde kırıklarımın olduğunu öğrendim" dedi.
Demir, eşinin kız kardeşinin Kırklareli'de yaşadığını söyleyerek, "Onlar depremin olduğu ilk gün bize yardımcı olmak için çıkıp geldiler. Buraya onların aracıyla geldik. Orada elektrik olmadığı için röntgen çekemediler. Muayeneye gittik ama sadece eziklerimizin olduğunu söylediler. Kayınbabamın da kalçasında ezik ve ayağında kırık var. Eşim de öyle, kafasına düşen beton parçaları nedeniyle yarıklar var. Doktorlarımız sayesinde iyileşme sürecimiz var" diye konuştu.