Güncelleme Tarihi:
6 Şubat depreminde büyük yıkım yaşayan Hatay’da, kalıcı barınma çözümleri üretmek için pek çok gönüllü grup büyük emeklerle çalışmaya devam ediyor. Onlardan biri de Hatay’ın doğa dostu ve sürdürülebilir bir şehir olarak ayağa kalkmasını amaçlayan Yuva Projesi. Proje depremin ardından gelen gönüllülerin çabalarıyla başlamış, Hataylı mimar Gizem Cabaroğulları’nın projeye katılmasıyla da başka bir boyuta ulaşmış. Cabaroğulları anlatıyor:
GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRDİLER
“Hatay Samandağlıyım. Depremde 6 yakınımı kaybettim. Mart ayında bir barınma projesi üzerine çalışmaya başladım. Bir yan-dan da başka bir gönüllü grup Yuva projesini hayata geçirmek için çalışıyordu. Güçlerimizi birleştirerek Yuva projesini yaygınlaştırmaya karar verdik. Zaman aleyhimize işliyordu. İhtiyaç büyüktü. Ben ve arkadaşlarım tüm yerel bağlantılarımızı bu proje için seferber ettik. Eski bir mobilya atölyesini bulduk burada çalışmaya başladık.”
Eski bir mobilya atölyesinde inşa edilen ‘Yuva’ların yapımında 16’sı kadın 33 kişi çalışıyor.
16 KADIN ÇALIŞIYOR
Cabaroğulları ahşap ev yapmanın ağır bir iş olduğunu düşünerek başta kadınları çalıştırmayı düşünmemiş ancak onun fikrini değiştiren bir olay yaşamış: “18 yaşında bir genç kız bizimle çalışmak istedi. Çok ağır bir iş diye şüpheyle yaklaştım ama canla başla çalıştı. Onun öncülüğünde kadın çalışan sayısını artırdık. Şu anda 33 kişilik ekibin 16’sı kadın. Ekibimizdeki kadınlar gerçekten pratik çözümleriyle ve titizlikleriyle Yuva’yı yuva haline getiriyor. Yuva, yapı işini bilmeyen depremzede gençlerimize aynı zamanda iş öğretme yeri haline de geldi.”
22 TANE TESLİM EDİLDİ
Yuva kâr amacı gütmeyen hem şehri doğru şekilde dönüştüren hem de Hataylılara istihdam sağlayan bir proje. Cabaroğulları: “Çalışanların maaş ve sigortalarını ödüyoruz ve ahşaptan yapılma Yuva evlerini deprem bölgesine ev kurmak isteyen kurumlara birim maliyet üzerinden kâr gütmeden satıyoruz. Konteyner kent yapmak isteyen çok sayıda hem özel hem devlet hem de sivil toplum kuruluşu var. ‘Gelin bunları Yuva’yla yapın’ diyoruz. Şimdiye kadar 22 adet Yuva ürettik. Otizmliler Vakfı, Spastik Çocuklar Vakfı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gibi kurumlar Yuva’ları derslik, toplantı alanı, kreş, psikolojik danışmanlık merkezi gibi amaçlarla kullanıyor. ”
ÇEVRE DOSTU
Cabaroğullar, ‘Yuva’ların özelliğini şöyle yanıtlıyor: “Bizim modelimiz Tiny House’lara göre daha büyük, konteyner’lere göre daha konforlu. En küçük ev 23 metrekareden başlıyor. Tamamen ahşap ve çevre dostu bir yapı. Bu yapılar yağmur suyu depol-uyor. Şebeke suyunu daha az harcıyor.
Yangın dayanıklılığı çok yüksek bir yapı. Zaten içerisinde bir yangın topu var. Siz Yuva’da olmasanız bile o top patlıyor ve yangını söndürüyor.
ENGELLİLER UNUTULMASIN
Şehrin hepsi yıkılmışken yeniden inşa sürecinde mimarlara çok fazla görev düşüyor. Şehirde büyük bir kaçak yapı problemi vardı, sağlam olmayan yapılarla doluydu ve bunların sonuçlarını gördük. Hatay’daki önemli bir sorun şehrin bitişik nizam ku-rulmuş olmasıydı. Depremde binalar, esneme alanı olmadığı için birbirine çarpa çarpa yıkıldı. Hatay’da depremden sonra çok vatandaş engelli hale geldi. Bu yüzden yeni kuracağımız şehirde tüm bu detayları dikkate alarak yeni evler yapmalıyız. Hatay yeniden inşa edilirken hem çevre dostu hem de engelli dostu bir şehir kurmalıyız. Depremden sonra asbest kavramı hayatımıza girdi. Asbestin temel sebebi bitişik nizam tek tip yapılaşmaydı. Şehirde yapı çeşitliliğinin artması asbestin bu kadar büyük bir teh-like olmasının önüne geçer. Beton dışında taş gibi, ahşap gibi, toprak gibi malzemelerden yapılma binalar olsaydı asbest tehlikesi bu kadar ortaya çıkmamış olacaktı. İki katlı izin alınmış binalara 5 katlı yapılar dikilmişti, imar affı yüzünden yüzlerce kaçak yapı yasal hale gelmişti. Biz yeni Hatay’ı kurarken tüm bunlara dikkat etmeliyiz.”