Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2003 00:00
Bingöl'de çalışan bilimadamları 1 Mayıs günü saat 03.27'de meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremin tam merkezini buldu. Toprağın büyük değişime uğradığı Hanoçayırı Mezrası'nda 2.5 kilometre uzunluğunda derin bir yarık ve 30 metre eninde ve 5 metre derinliğinde dev bir çukur oluştu. Bingöl depremini yaratan fay hattının geçtiği merkeze bağlı Suduğun Köyü'nün Hanoçayırı Mezrası'nda inceleme yapan Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Erhan Karaesman da Hanoçayırı'ndaki yarığın Erzincan, Tunceli, Karlıova (Bingöl), Varto (Muş) fay hatlarının buluşma noktası olabileceğini söyledi. Yaklaşık bir kilometrelik alanda kaymalar, yarıklar oluştuğuna işaret eden Prof. Dr. Erhan Karaesman, ‘‘Bingöl depremi, yüzeyden 5-10 kilometre derinlikte oldu ve 17 saniyeden fazla sürdü. Deprem sırasında Hanoçayırı yakınlarında önemli belirtiler ortaya çıkmış. Geniş bir alanda toprak kaymaları, büyük yarıklar oluşmuş. Doğu Anadolu Fay Hattı'nın bu bölgeden geçtiğinin kanıtı sayılabilir’’ dedi. 9'LUK DEPREME EŞİTVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. İlyas Yılmazer ile Yard. Doç. Dr. Onur Köse başkanlığında 8 uzmandan oluşan ekip de incemeleri tamamladı. Jeolojik hareketler ve yıkımların Bingöl depreminin merkezinin Hanoçayırı olduğunu gösterdiğine dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Onur Köse, ‘‘Karlıova, Varto gibi deprem merkezleri Bingöl'e yakındır. 220 yıldır üzerinde enerji biriken Yedisu fay hattı, önemli riskler oluşturmaktadır.’’
Atatürk Ãœniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden 4 kiÅŸilik bir heyetle deprem bölgesinde incelemelerde bulunan Ä°nÅŸaat Bölümü Öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Salih Bayraktutan ise ‘‘Bingöl'de oluÅŸan hasar, 9 ÅŸiddetindeki depreme eÅŸit. Depremin etkisinin fazla olmasının nedeni işçilik hatasıdır’’ diye konuÅŸtu.Köylüler: Yerden göğe alevler yükseldiDepremin açtığı dev çukur ve uzun yarıkları görmeye gelen köylüler sanki deprem gecesini tekrar yaÅŸadı. 12 haneli, 100 Nüfuslu Hanoçayırı mezrasında oturan Mehmet Barolay, gece sabaha karşı beÅŸik gibi sallandıklarını, dışarı çıkmaya çalışmalarına raÄŸmen yerlerinden kalkamadıklarını belirterek şöyle dedi: ‘‘Yerin altında korkunç sesler geliyordu. Çocuklarımı alıp dışarı çıkmak istedim, ancak olduÄŸum yere çakılıp kaldım. Pencere kenarına doÄŸru zorlukla gidip dışarı baktığımızda karşı tepenin altında gökyüzüne doÄŸru alevler yükseliyordu. Yer adeta kaynıyordu. DaÄŸların birbirine gireceÄŸini sandım. Büyük bir patlamadan sonra ses kesildi.’’Yine mezra halkından Sabri Bozyay da geceyi şöyle anlattı: ‘‘İlk baÅŸta kıyamet koptu sandık. Evlerin biraz ötesinden garip sesler duyuluyordu. Sanki yer yarılıyordu. Gün aydınlandığında mezranın önündeki arazide bir gariplikler olduÄŸunu tahmin ettik. Hemen koÅŸuÅŸtuk. Önce gözlerimize inanamadık. Çayırlarda dev yarıklar oluÅŸmuÅŸ. Ä°nsanlar içine girebilecek geniÅŸlikte ve derinlikte olan yarıkları görünce korktuk. Yarıkların biraz ötesinde ise çayır adeta bulgur gibi kaynamış.’’ Â
button