Depremin ayın ve güneşin çekimiyle bir ilgisi yok

Güncelleme Tarihi:

Depremin ayın ve güneşin çekimiyle bir ilgisi yok
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 1999 00:00

Haberin Devamı

Özel Üsküdar Bilfen İlköğretim Okulu’nda, Özel Üsküdar Fen Lisesi’nden öğrencilerin katılımıyla düzenlenen toplantıda soruları yanıtlayan Prof. Dr. Işıkara, deprem konusunda her zaman uyarılarda bulunduğunu ancak toplumun deprem gerçeğini kabul etmediğini kaydetti.

Prof. Dr. Işıkara, „Bizim bugünkü sıkıntımız, yaşadığımız mekanlara güvenmemek. Yaşadığımız mekanları hiçbir zaman kontrolden geçirmedik. İçine baktık, projesine bakmadık. Bu çarpık yapılaşmanın baş nedeni biziz“ diye konuştu.

Bir soru üzerine, Marmara’da yırtılan yerlerde deprem tehlikesinin bittiğini hatırlatan Prof. Dr. Işıkara, „Oralarda 7.4 veya 7.2 büyüklüklerinde depremler olması için en az 100 yıl geçmesi lazım“ diye konuştu.

Bir öğrencinin „ay ve güneş tutulmasının depremle bir ilişkisi olup olmadığı“ sorusu üzerine Prof. Dr. Işıkara, „Depremin ayın ve güneşin çekimiyle ilgisi yoktur. Depremin oluş nedeni arzın içindedir. Bunlar hep bilgisizlikten kaynaklanıyor“ yanıtını verdi.

Prof. Dr. Işıkara, bir soru üzerine de fay tartışmasını doğru bulmadığını belirterek, bir fayın her türlü özelliğini bilmenin bir faydası olmadığını, önemli olanın fayın üreteceği depremin zararının aza indirmeyi bilmek olduğunu vurguladı.

TPAO’nun fay haritasında, İstanbul’un burnunun dibinde geçen bir faya rastlamadığını ifade eden Prof. Dr. Işıkara, kentin güneybatısından geçen bir fay bulunduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

“İstanbul’un bir şansı var. O da içinden bir fay geçmiyor olması. Burada aktif, deprem üretecek bir fay yok. Bu bir şanstır. 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde fay yerleşim yerlerinin içinden geçtiği için hasar büyük oldu. Bugün Anadolu’nun herhangi bir yerinde bir deprem olabilir. Bu bizim için sürpriz olmaz.“

„Medyada çıkan deprem haberlerinin etkisi“ ile ilgili bir soru üzerine Prof. Dr. Işıkara, şunları söyledi:

„Bu konuda medyaya ve bilim adamlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Medyanın görevi, gerçeği topluma yansıtmaktır. Deprem konusunda da toplumu doğru bir şekilde bilgilendirmesi gerekiyor. Bunu aydınlatıcı bir şekilde, kafaları karıştırmadan yapması gerekiyor.“

Prof. Dr. Işıkara, bilim adamlarının da verdiği demeçlerde çok dikkatli olmaları ve toplumu aydınlatacak bilgiler vermeleri gerektiğine işaret ederek, „Bilim adamının, bilim ve teknolojinin toplumun hizmetinde olduğunu düşünmesi gerekir diye düşünüyorum. Bilim adamlarının akademik ortamlarda tartışılması gereken konuları da toplum önünde tartışması doğru değildir“ dedi.

Prof. Dr. Işıkara, Kandilli Rasathanesi’nde basın mensuplarıyla bir araya gelerek, deprem haberleri konusunda bir etik ortaya çıkarmak istediklerini ifade ederek, haberlerin „rahatsız edici yönde değil, bigilendirme yönünde“ olması için ortak bir çalışma yapacaklarını söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!